Işıklar’a dair…
Yarın gazetemizde de okuyacaksınız. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile bir röportaj gerçekleştirdik. Son derece sıcak, samimi, içten bir röportaj oldu. Detaylarını zaten röportajın kendisinden de okuyacaksınız. Bu söyleşi üzerine kendi yorumumu da katmak istedim.
Belde belediyelerinin kapatılması süreci, görevi devralışı, o günden bugüne dek gelen süreç, belediye kadroları, hizmetleri, kırgınlıkları, küskünlükleri, planları, hayalleri…
Gerek teknik gerek insani bir çok konuya değindik.
Işıklar’ın penceresinden Silivri’nin yarınlarına baktık.
Düşlediği, özlemini duyduğu, hayallerini kurduğu ve kurduğu hayallere adımlarken karşılaştığı zorlukları konuştuk.
Sanırım en can alıcı kısmı da insanı var eden değer yargıları üzerine konuştuklarımızdı…
Toplumun değer yargıları önemlidir ancak toplumun değer yargıları için kendi doğrularından vazgeçen insanlar kendi olamazlar dedi Işıklar.
Liderin, toplumun değer yargılarını kırabilen, değiştirebilen, kendi doğrularını ve değer yargılarını topluma kabul ettirebilen birey olması gerektiğinden bahsetti.
Sanırım gençler için özellikle altı çizilmesi gereken nasihat tadında sözlerdi.
Ve zaten O’nun da hedefi, beklentilerine cevap verebilmekti gençlerin.
Planlarken yarınını Silivri’nin, bugünün ve yarının gençlerini baz alıyor ve şekillendiriyor hizmetlerini.
Yine röportajın içinde de okuyacaksınız.
Yılmaz Kandemir, Selami Değirmenci ve Abdullah Yıldırım ile ilgili süreçleri de konuştuk. Sohbetimizin en sıcak, içten ve samimi bölümlerinden biriydi bence.. Dostluklarını, bu dostluklara verdiği değeri, yaşananlardan duyduğu üzüntüyü, siyasi yolda eski dostlarının hiçbir zaman düşmanı olamayacağının altını çizdi.
Çok normal olarak AK Parti’ye yönelik eleştirilere de küçük bölümler halinde olsa da yer verdi.
Ancak bunu yaparken bile karşısındaki siyasetçiyi iyi yönleri ile yüceltmeyi ihmal etmedi.
Kaynarca örneklemelerinde Kaynarca’nın başarısını övmek, rakibine duyduğu saygıyı çıtanın en üst noktasında tuttu.
Günümüz kutlu olsun...
Dün Çalışan Gazeteciler günüydü. Yani bizlerin günü. Zor koşullarda görev yapıyoruz genellikle. Üstelik yerel gazetecilik yapmak için çok daha dirençli ve ağır koşulları kaldırabiliyor olmak gerekiyor çoğu zaman. Bunalıyoruz, yoruluyoruz ve fazlasıyla yıpranıyoruz. Bazen isyan ettiğimiz zamanlarımız bile oluyor. Kızıp mesleği bırakmak istediğimiz anlarımız. Ama yapamıyoruz. Yine de vazgeçemiyoruz işte.. Biz bu işi seviyoruz. Bugün meslektaşlarım ve benim için özel bir gün. Bugün çalışan gazeteciler günü. Bu zorluklara göğüs gererek her şeye rağmen bu mesleği icra etmek için çaba harcayan ve görevinde olan tüm meslektaşlarımın çalışan gazeteciler gününü kutluyorum.
Basın şehitlerimizi saygıyla anıyor, Görevini yerine getirdi diye susturulmaya çalışılan ve özgürlüğü kısıtlanmış meslektaşlarımın da bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını temenni ediyorum... Bu arada bizleri unutmayıp,10 Ocak Çalışan Gazeteciler günümüzü kutlayan tüm dostlara sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum…