Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

İstifa erdem ve bir hanım siyasi!

İstifa; kişinin çoğu zaman gülünç, zorlama, uyduruk bir takım gerekçelerin arkasına saklanmadan kendi sorumluluğunu açıkça ortaya koyduğu, gerektiği zamanlarda verimli çalışması halinde sorunları çözebilecek en erdemli, en onurlu müessesedir.

Bu kuruma başvurmak oldukça zordur. Zira hoşgörülü demokratik bir toplum ister. “Ben gidersem o gelir” diyen kafalarla bu iş asla ve kata olmaz.

Bu ülkede istifa müessesesine pek başvurulmadığı için son derece işe yaramaz, atıl durumdadır. Hani neredeyse hiç rastlanmamış, görülmemiş, duyulmamış denecek kadar nadirdir.

Normalde, bulunulan bir mevkideki başarısızlığın göstergesi olarak özür dileme ve yoldan çekilme amaçlı yapılsa da, ülkemizde daha çok öteki anlamıyla başvurulan bir yöntemdir.

Bazen de daha iyi bir pozisyona geçmek için kullanılır.  Böyle bir durumda ise ağzını açıp, salyalarını saçmadan istifa edip delikanlı olup sözde ısrarlara dayanamayıp geri dönüş yapar. “Özür dilemem” anlayışı yerine “güven tazelerim” taraftarı olup geri dönmelere daha sık rastlarız. (Özellikle SSS yani; sanat, spor, siyaset camiasında).

Bazen de beceriksizliğinin farkında olanları façayı kurtarmak adına, “kovulmadan, kendi gideyim” dercesine hareket ettirir. Bu davranış biçimi de doğru olmasa da doğruya hizmet ettiği için kabul görebilir.

Diğer bir durum ise, kişinin yanlış yapmadığında ısrarlı olup, istifa etmeyerek bunun karşısında dikkatleri diğer bir kişinin çekmesinde istifa isteyene kadar “gittiği yere kadar gitsin” şeklinde tezahür edebilir.

Bir şeye özelliklede siyasal bir koltuğa sahip olunduğu zaman ona sahip olmayla doyuma ulaşmak adına birilerine gösterip “bak ben buna sahibim” dürtüsünden sıyrılmadır. Bu bağlamda erdem sahibi olmanın en büyük ödülü istifa müessesesine saygılı olmaktır.

Koltuk sahibi kişinin her türlü tecrübeden uzak janjanlı altın bezemeli kasasında sakladığı ben egosunu tanımlayan bir parçayı kapsarlar bazen bu istifalar git gel olur!

Ne acıdır ki günümüzde halen de bu örnekleri teşkil eden durumlar hiç de uzağımızda kalmamaktadır. Kimi zaman bu olaylar karşısında gözlerini kapatıp, başını sallar, lafazanlar içine itilirsin.

En korkunç olanı da tabii ki siyaset alanında yapılan paslaşmalardır.

Korkunçtur çünkü bireysel değil halkın üzerine uzanır.

Kapılan koltuk kadar değerli bir şey yoktur.

Etrafını geniş dokularla örer, piyonlarını çoğaltır. “nerdeyim?” olgusu önemlidir, “ne yaptım-ne yapamadım?”  değil.

Piyonlar da şahlarına itimat eder, “doğru ya da yanlış” demezler, Çarçabuk sarıp sarmalarlar her bir tarafını, sağlamlaştırırlar.

Dokuz köyden kovulmak değil, dokuz köy içinde yayılıp yatmak adına şekil yapmaya devam ederler. Şah da bunun karşısında kasıldıkça kasılır, küçük dağlar da onundur, büyük dağlar da.

Velhasıl-ı kelam,  dayanamayıp biri çıkar karşısına.  Eğreti duran bu düzeneğe itirazı vardır!

Efendim istifa konusuna bu kadar yer verdikten sonra sıcak gündem İstanbul CHP’ye bir göz atalım!

İstanbul Kadın kollarına hasbelkader il başkanı olmuş bir hanımı geçen hafta yaptığı o müthiş hatasından dolayı ve makamda muktedir olamayışından mütevellit istifaya davet ettik.

 “kişi” bu talebimizi yerinde görmemiş olabilir, benim yanıldığımı kendinin doğru yerde olduğunu sanabilir. Böyle düşünmesi kendi siyasi geleceği için çok da uygun olabilir.

Biz, oturduğu koltuğun telafisi imkânsız bu müthiş hatasından dolayı topluma zarar verdiğini, erdemli insanların layıkıyla yapamadıkları, muktedir olamadıkları görevlerini bırakıp yapabilecek insanların önünü açmasının gerekliliğini savunduk/savunuyoruz.

Halen savunduklarımızdan vazgeçmiş değiliz bekliyoruz efendim…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi