Mehmet Mert

Mehmet Mert

Kadın olmak!

Kadın olmak!

On yıl önce aynı başlıkla yazdığım yazımı şöyle bitirmişim;
Gelin kadınlar gününde bir toplumsal mesaj daha verelim.
Her 8 Mart günü biz erkekler kadın gibi davranalım, bir günlüğüne bile olsa empati yapalım.
Dünyaya bir de onların penceresinden, onlar gibi bakmaya çalışalım.
Bakarsınzı bir gün onlarda tersi yönde karar alırlar ve bir günlüğüne bile olsa karşı cinslerinden olmak isterler.
Bizi ilgilendirmez.
Şimdilik biz bu kararı alıp ve uygulayalım.
Yazıma bugün de son verirken; analarımız, bacılarımız, eşlerimiz, kızlarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız, onlar bizim kadınlarımız, günleri kutlu olsun…
Kalın sağlıcakla…

*
Hatırlıyorun bu yazımı.
Hatta aynı gün son bölümü sms üzerinden çok sayıda karşı cins arkadaşıma, dostlarıma mesaj atmıştım ve ilginç geri dönüşler almıştım.
On yıl sonra yine benzer bir yazı yazmak geldi içimden.
Kadın olmak.
Gerçi şimdi bir çok kadın arkadaşım bu başlığa bile bozulacak ama ne yaparsın ki cinsiyet ayrımı gibi düşünmesek bile, nasıl ki kimimiz esmeriz kimimiz beyaz tenli veya sarışın.
Kimimiz uzun boyluyuz kimimiz kısa.
Kimimiz ince yapılı fiziğe sahibiz kimimiz değiliz.
Sırf bu özelliklerle bile tüm insanlar ayrıştırıldığına göre cinsel açıdan da ayrı adlandırmaktan galiba sonsuza kadar vazgeçemeyeceğiz.
*
Tamam on yıl önce öneride bulundum okurlarıma ama ben bir günlüğüne bile empati yaparak kadın gözü ile dünyaya baktım mı hatırlamıyorum.
*
Gelelim kadınlarımızın daha doğuştan ölüme kadar her ortamda cinsiyet özelliğinden dolayı yaşadıkları sorun ve nahoş durumlara.
Daha anne karnında ultrasonda görülmeye başladığında bile ne yazık ki 2017 yılına gelmemize rağmen, kız-erkek ayrımı ile karşılanalar mı desek.
Doğduktan sonra erkeklere ayrı görevler kızlara ayrı görevler biçilmesi mi dersiniz.
Daha bebekken bile cinsel organ şakaları ile ayrışmaları mı dersiniz.
Kılık kıyafet ayrışmaları mı dersiniz.
Hele hele ülkemizde, askerlik, evlilikte kız isteme veya erkek arkadaş, meslek ayrımı, tek başına bir evde yaşama ayrımı, eşinden boşanma da bile yapılan ayrım mı dersiniz.
İlk başta aklımıza gelebilecek bu ayrımlar bile yeterince kadın-erkek ayrımını hala her fırsatta, yaşamın her alanında karşımıza çıkartabiliyor.
*
Tamam durum bunlardan ibaretken ne yapmak, ne etmek, ne söylemek gerekiyor.
Biraz da onlardan bahsedelim.
Aslına bakarsanız yapılması gerekenlere tek başına kadın-erkek ayrımı noktasında bakmak doğru değil.
Zira olay bu noktaya gelene kadar bir çok etkenden geçiyor.
Bir insan birey olmayı başaramamışsa.
Tolum insanı olmayı kavrayamamışsa.
Çok iyi bir eğitim almasa bile cehaletini tamamlayamamışsa.
Kendisini bu çağın insanı olarak bir yere koyamıyorsa.
Bırakın kadın-erkek ayrımını.
Bu kişi veya kişiler ile çoğu konuda aynı fikirde, aynı aynlayışta, aynı noktada olmak çok zor.
*
Dolayısıyla aslında yapılması gereken en önemli etken, daha doğuştan toplumun geneline iyi bir eğitim ortamı sağlamak.
Gelir seviyesini artırmak.
Yaşam kalitesini modernize etmek.
Sadece birey olarak değil toplumsal olarak aynı sorunlara eğilme başarısını göstermek.
Bunları azıcık yapmaya başlayalım bakın o zaman daha kadın-erkek ayrımına gelmeden çok alanda düzelmeler ve olumlu gelişmeler olacaktır.
Siyaseti daha düzeyli insanlar yapacaktır.
Daha kalifiye insanlar yönetici olacaktır.
Daha donanımlı insanlar eğitici olacaktır.
Daha fazla torpile ve imkana sahip olanlar değil, daha fazla hak edenler her açıdan kazanmaya başlayacaktır.
*
Yani bırakalım; evlen kendini kocaya sakla, mümkünse çocuk doğur, açık saçık giyinme, cinsel obje olma, erkeklerden uzak dur, iş yerinde dikaktli ol falan tartıuşmalarını.
Senin problemin bizim de problemimizdir sevgili arkadaşım.
Sana öyle davranan bana da aynı davranışta bulunabiliyor.
Senin yaşadıklarını ben de biz de yaşıyoruz.
Bu dünyayı biz birlikte düzelteceğiz.
Lütfen sana kadın olduğun için farklı davrananlara şaşırma çünkü bana da erkek olduğum için benzer şekilde davrananlar yok değil!
*
Evet, 'Kadınlar Günü' 1800’lü yıllarda Amerika’da bir tekstil fabrikasında çalışan ve hakkını arayan 129 kadının yaşamını yitirmesi üzerine etkinlik günü oldu ama.
Böyle gelmiş böyle gitmemeli.
Bu evreni biz birlikte var ediyoruz birlikte düzelteceğiz.
Kadınlar da çalışıyor erkekler de.
Kadınlar da emeklerinin karşılığını her zaman alamıyor erkekler de.
Kadınlar da binbir türlü taciz ve hakarete maruz kalıyor erkekler de.
Kadınlar da bu dünyanın bütün nimetlerinden faydalanmayı hak ediyor erkekler de.
Biz inandık sizler de inanın ve artık bu olaya, kadın-erkek ayrımı diye bakmayalım, birey olmayı başaran ve başaramayan insan ayrımı olarak bakalım ve hep birlikte el ele vererek gün geçtikce daha fazla bireyler kazandıralım topluma...
Beni anlayacağını umuyor, cinsiyet ayrımı bakımından dolayı değil, fiziki görüntü bakımından dolayı (hani papatyalar günü, yoncalar günü gibi) gününü kutluyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi