BUGÜNLERDE adaylar tek tek açıklanmış halde siyasi hayatımıza girdi.
Girdi girmesine de kafalarda bunalımlar devam ediyor. Adayların
(özellikle Erdoğan’ın ve Demirtaş’ın) çok öncelerden isimlerinin
zikredilmesi gün gibi belliyken, CHP’de belli olmamıştı.
Taaa ki son güne kadar.
Aday arama veya bulma arifesinde Kılıçdaroğlu ne demişti millete:
– “Köşk adayı içimizden, yani partiden olmayacak. Hiçbir siyasi
bağlantısı da olmayacak. Hatta bir bayan da olabilir.”
Evet, Kılıçdaroğlu aynen bunu söylemişti.
Peki ne oldu da Ekmeleddin hayatımıza bir anda giriverdi?..
Ne oldu da Ekmeleddin’in Köşk garantisi oluşuverdi?..
Acaba bu garantiyi veren halkımız mıydı?..
Seçmenimiz miydi?..
Partililer miydi?..
Veya MHP miydi?..
Ben söyleyeyim: Hiçbiri.
Bu işlerde garanti falan olmaz. Bu işlerde siyasi tuzaklar olur. Bu
gibi kararlarda politikanın uçurumları vardır. Ve bu uçuruma düşenler
de, her zaman olduğu gibi yüce Türk milleti olmuştur.

ERDOĞAN’I, EKMELEDDİN’İ DEMİRTAŞ’I KÖŞK ADAYI KİM YAPTI?.. HADİ BUNU
AÇIKLAYIN BAKALIM?..

Dün Tayyip Erdoğan da Köşk adaylığını açıkladı ve dualarla Çankaya’da
oturmanın heyecanını şimdiden yaşamak istedi. Aynı şekilde HDP’nin
adayı Selahattin Demirtaş da aynı heyecanı yaşayanlardandı. Elbette
Ekmeleddin de bu kaderi taşıyan şanslı kişiler kategorisine çoktan
girmişti.
CHP’ye, AKP’ye ve HDP’ye şu üç soruyu soralım, bakalım ne cevap verecekler:
1– Sayın Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin’i halk mı seçti?...
2– AKP, Erdoğan’ı halk mı seçti?..
3– HDP, Demirtaş’ halk mı seçti?..
Hayır. Halk seçmedi. Seçen partiniz. Partinin ileri gelenleri ve
ağırlığını koyanlar seçti. Bu seçimlerde hiçbir zaman halk yoktu.
Olamaz zaten.
Tek adamlık kafasıyla partiyi yönetirsen, o partinin içinde asla halk
olmaz. Hatta o partinin içine halk asla giremez.
Şundan adım gibi eminim ki, bu 3 parti de hem kendi bünyesinde ve hem
de halk nezdinde bir aday belirleme çalışmasına girselerdi, asla
isimleri ortaya çıkmazdı. Hatta baskıyla “Şu adam seçilecek” dediğiniz
kişinin adı listeden çıkmazdı.

KILIÇDAROĞLU, EMİNE ÜLKER TARHAN’I NEDEN İSTEMİYORSUN? BUNU AÇIKLAMAN LAZIM...

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin üzerinde o kadar kesin ve kararlı
gidiyor ki, Nuh diyor, peygamber demiyor. Adeta Ekmeleddin ismiyle
yatıyor, ve o isimle kalkıyor. Sanki düne kadar Ekmeleddin CHP için
çok şeyler yapmış da, halkımızın Köşk eğilimi ona doğruymuş da, biz
bilmiyormuşuz havasına getiriliyor.
İlk başta şunu söylemek gerekiyor:
– “Sayın Kılıçdaroğlu, ülke haksızlıklarla yönetilirken... Emekliler
ve sanatkârlar zor günler yaşarken... Orduda rahatsızlık devam
ederken... Her türlü meslek grupları rahatsızlıklarını size
ulaştırmaya çalışırken, siz ne yapıyorsunuz?
Ekmeleddin’i seçiyorsunuz?..”
Peki, bu seçimde esas olan, Köşk adayını halkın seçmesi değil mi?..
Evet.
O halde söyler misiniz, Ekmeleddin’i halk mı seçti?..
Hayır.
Kim seçti?..
Siz seçtiniz.
Peki niye seçtiniz?..
Cevabınız hemen hazır:
– “Sizler Ekmeleddin Bey’i tanımamış olabilirsiniz. Ama onu bütün
dünya tanıyor. Hatta devlet adamları onun adını çok iyi biliyor. Onu
zaman zaman tanıyacak ve daha çok seveceksiniz.”
Hey Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin üzerinden politika yapmanız dayatmanın
tam kendisidir. Ayrıca kimseye, “Ekmeleddin’i halk seçti. Biz de
halkın seçtiği adayı elbette destekleyecek ve aday göstereceğiz”
diyemezsiniz. Çünkü Ekmeleddin’i halk değil, seçmen değil, siz
seçtiniz. CHP’nin tabanı bile adayınıza karşı.
Emine Ülker Tarhan’dan ne gördünüz de onu istemiyorsunuz?..
İlk başta bunu açıklamalısınız.
Ayrıca...
Bütün sivil toplum örgütleri, Emine Ülker Tarhan üzerinde mutabık
kaldılar. Gerçek Atatürkçü ve gerçek Türk milliyetçisi olarak Köşk’e
yakışacak en güzel aday olarak belirlediler. Hatta bunu
televizyonlarda, radyolarda sürekli dillendirdiler.
Ama nedense siz, ne o ismi ağzınıza alıyorsunuz... Ne de halkın seçimi
olarak tanımak istiyorsunuz. Aklınızda Ekmeleddin’den başka bir şey
yok.
İlk başta şunu iyi bilmelisiniz, kimse Ekmeleddin’e kötü adam demiyor.
Kimse Ekmeleddin’i suçlamıyor. Ama Köşk olayında karar vermek çok
önemlidir. Hele ki oraya çıkarmak istediğiniz kişinin halk tarafından
iyi tanınması daha da önemlidir.
Ekmeleddin’i sonradan tanımak da ne demek?..
Hiç böyle saçma sapan şey olur mu?..
Nasıl ki Erdoğan’ı partisi, Demirtaş’ı grubu ve Ekmeleddin’i siz
seçtiyseniz... Emine Ülker Tarhan’ı da halk seçti. Çünkü CHP’li Süheyl
Batum her ne kadar Tarhan’ın ismini ortaya atsa da, halk anında o ismi
benimsedi ve ağırlığını ondan yana koyuverdi.
Ama nedense sizin kişisel (şahsi) seçiminiz Ekmeleddin’den yana oldu.
Ve inadınız halâ devam etmekte.

EN BÜYÜK SUÇ, BAYKAL’DA... BUGÜN DEĞİL AMA, YARIN - ÖBÜRGÜN BU HALK
BUNUN HESABINI SİZDEN SORACAK...

Sayın Deniz Baykal, Emine Ülker Tarhan için imzaların verilmesini
engelliyormuş. Bunu biz değil, Ankara kulisi söylemekte.
Peki neden?..
Niçin Emine Ülker Tarhan’ı dışlıyorsunuz?..
Ben söyleyeyim:
Halkımız, sizi değil ama Emine Ülker Tarhan’ı daha çok sevdi ve daha
çok destekledi.
O halde siz ne yapacaksınız?..
“Madem halkımız Emine Hanım üzerinde ısrar ediyor. Bize düşen de Emine
Hanım’ın Köşk adaylığını garantilememizdir. Halkımıza karşı mı
geleceğiz. Hiç öyle şey olur mu?..”
Evet...
Sayın Baykal, ekibinizle aynen bunu böyle düşünmeniz gerekiyordu. Ama
siz bırakın düşünmeyi, Emine Hanım’ın adını dahi zikretmeyi kendinize
yediremiyorsunuz.
Söyler misiniz, sizin nereniz halkçı?..
Hani halkın seçimiyle adayınızı belirleyecektiniz?..
Ne oldu da kıpırdamıyorsunuz?..
Emine Ülker Tarhan’ın adı ortaya çıkınca hemen toplantı yapıyorsunuz...
Peki Ekmeleddin’in adı zikredilince neden toplantı kararı almadınız?..
Yoksa siz de mi Ekmeleddin’i destekliyorsunuz?..
Ama Ekmeleddin için imza vermediyseniz, o halde neden Emine Ülker
Tarhan’ı desteklemiyorsunuz?..
Ne olursa olsun, sizler parti içinde kalabilmek için ayrı ayrı
hesaplar yapıyorunuz. Ama şunu unutmayın ki, bugün halkın sevgisini
kazanan kişinin adaylığını engellemekle hiçbir yere varamazsınız.
Belki bugün halkımız bunu size hatırlatamaybilir. Ama yarın, veya
öbürgün bunun sorusunu mutlaka size soracaktır.
Düşünün bir kere, halkımız ve CHP tabanı Emine Ülker Tarhan derken,
sizler bir şey olmamış gibi hareket ediyor ve politikanızı da bu inat
üzerinden yürütüyorsunuz.
Aslında sizler politika yapmıyorsunuz...
Sizler, siyaset yapmıyorsunuz... Yapamıyorsunuz...
Çünkü siyaset yapmak, böyle olmaz.
Ayrıca...
Erdoğan için, “Başbakan aday olamaz” diyorsunuz, ama adam bu
söyleminizden yarım saat önce adaylığını bal gibi açıkladı bile.
Bu demektir ki salı günleri Meclis’te yaptığınız parti grup
toplantıları fiyaskolarla sonuçlanıyor.
Hatta iki gün önceki salı toplantınızda Atatürk’e gönül vermiş
insanlar, sizin konuşmalarınızı heyecanla beklerken, siz kürsüye çıkıp
yarım saati on dakika geçmeden salonu terk ettiniz.
Ama o esnada önemli bir şey olmuştu. O da, konuşmanız çok kısa
sürdükten sonra kürsüden inince, oturanlar, “Aaaaa” diye seslendiler.
Yani bu neyin sesiydi?
Ülke bu kadar zor durumdayken... Köşk adayına gelen eleştiriler çok
sabitken... Emine Ülker Tarhan için yapılan halk desteği bu kadar
gündemde sevgiyle yer almışken... Bunlardan basetmeden çok kısa süre
konuşarak kürsüden ayrılışınız, adeta salondan kaçışınız oldu.
İşte bu, sizin politika yapamamanız göstergesidir.
Ne olursa olsun, dayatmacılıktan ve kişisel görüşlerinizden artık
vazgeçin.  Ekmeleddin’i tanımak için yarınlar beklenecekse, bunun adı
dayatmacılık değil de nedir?..
Siz siz olun, derin düşünün ve halkın sevgisini kazanmış kişileri öne
çıkarın. Çünkü Türk milleti, milli duygularını ve bağımsızlığını
Atatürk milliyetçiliği adına özümseyen insanların Köşk’e çıkmasını
istiyor. Yoksa Mısır’dan gelen kişi, istediği kadar Türk vatandaşı
olsun, ülkemizin milli heyecanını dile getiremez.
Aslında bu neye benziyor biliyor musunuz?
Anadolu’da belediye başkanlığı yapanların, İstanbul’da aynı görevi
üstlenmesine benzer. Çünkü İstanbul’un sıkınısını ve dertlerini, ancak
ve ancak İstanbullu anlar. İstanbul’da yaşayan anlar. Sayın
Kılıçdardoğlu, onun için Köşk seçimine de aynı gözle bakmanız
gerekiyor.
Kısaca, Köşk adayını halk değil siz belirlediniz.
Belirlediniz ama CHP’yi çok büyük riske attınız. Hatta ağır bir
sorumluluğun yükünü yıllarca yaşatmaya sebep olacaksınız. Bunun
acısına da sizin yüzünden halk çekecek.