Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Koltuk maymunu!


Onun koltuğa ilk oturuşu ve sizi de yeni tanıdıysa!

Siz onun için bulunmaz bir nimetsiniz. Ne derseniz emir telakki eder, bir dediğinizi iki etmez.

Ta ki, sizin gibi veya sizden daha fazla kullanabileceği birini tanıyana kadar. İşte onları tanımaya başladı mı, siz artık değer kaybına uğramaya başlarsınız.

O koltuğun ısıttığı bir yerlerinde kurtlar kaynamaya başlamış ve yerinde duramaz hale gelmiştir. O artık Onbaşı olupta kendisini General sanmaya başlamıştır bile.

Evet, o artık kendini çok önemli sanmaktadır. Hatta sosyal paylaşım ağlarında bir düşünürün  “sözünü” kopyala yapıştır yapar yüzlerce beğeni alır, o düşünür kendi duvarına eklese bile onun kadar beğeni almaz. Çünkü dalkavukları ellerindeki yağdanlıkla kıçında fır fır dolanıyordur. Merak etme yalan yanlış birkaç harfi yan yana koysan bile beğenen yalakalık yapan muhakkak çıkacaktır.

Bilmez ki koltuğun harareti bir yerlerini ateşlemiş, dumanından evvel kokusu çıkmaya başlamıştır.

Bilmez ki koltuğun ihtişamına kapılan birçok koltuk maymunu gibi kendi sonunun da eskici dükkânlarının rutubet kokan bodrumlarıdır.

Bilmez ki o koltuğun sadece kendisi gibi üç beş kişinin kıblesi olduğunu, abartır tüm insanların onu kıble yaptığını sanır.

Bilmez ki koltuğun yüksekliğinden başı dönmüş yukarıdan aşağıya kusmaktadır.

Bilmez ki koltuk dönemi bitip te halkın içine girince onun yüzüne hiç kimse bakmayacaktır!

Bu nedenledir ki “bulunca, bunayan olma!”

Evet, birden büyük bir değişime (paraya veya para gibi yoldan çıkarıcı etkisi olan bir varyeteye) sahip olan karakteri zayıf insanın tanıyabileceğimiz yollardan bir tanesidir koltuk.

Ne oldum delilerinin gözü pek bir şey görmediğinden söylenmeye çalışılan şeyi ekseriyetle anlamayabilirler oturdukları koltuğun ihtişamından.

Ne olduğunu şaşırmaktır bu. “Nereden geldim nerelere gideceğim, ne idim ne oldum” şeklinde kendi içinde çelişkiye düşen, gelgitler yaşayan insanların davranışlarını açıklayan eylemdir koltukta kıç kıvırmak.

Birden bire çevre, ya da durum değiştiren insanoğlu kafayı yer o koltuğa oturunca. Kafayı yiyen insanın kendine tanıdığı sonsuz bir özgürlük hakkı, özgüven cüreti vardır o koltukta. Sapıtır da sapıtır, sapıttıkça arttığını sanır özgürlüğünün, sonu yoktur. Cılkı çıkar. Ne oldum demez aksine maymun olur çıkar o koltukta.

Parayı ve kariyeri bulunca adam oldum sanan insan türevinin bolca yaşadığıdır bu koltuk maymunluğu.

Etrafımızda bolca bulunmaktadır. Bu insancıkları görünce, anamın kullandığı ve benim de özümsediğim laf hep aklıma gelir; “geldiğin yeri unutmayacaksın!” Yani üzerindeki giysi sırıtıyor, ne yapsan da sırıtmaya devam edecek, iyisimi o elbiseyi çıkart ki bari elbise kirlenmesin…

Günün sözü; Koltuktan güç alan zavallılardan değil, koltuğa güç veren adamlardan olun…

Günümüze uygun olduğunu düşünen okurlarımın isteği üzerine yeniden yayınlanmaktadır (İlk Yayın 22.11.2011)

 

twitter.com/HasanHINISLI

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi