Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Konuşur Konuşur, Bu Adam Konuşur!

Yazımın başlığı bazılarına göre biraz mizah kokuyor olabilir ama sakın ola ki devamını da öyle sanmayın.

Aksine malum ölçülerin malum insanları hariç herkesin beğeneceği onaylayacağı hatta ben görmeden alkışlayacağı nitelikte bir yazı olmaya adaydır!

Gizli işleri vardır, adam saydam değildir kanunsuz ve iffetsizdir.

Nüfuz kullanmış usulsüz ihale almış fahiş fiyata veya eksik malzemeli işlerin ilişkilerin genelliklede mesleği siyaset olan eksik malzemeli adamıdır.

Başka birileride bu usulsüz işlerini öğrenince de başlar figanı feryada, hemen etrafındaki arkadan üflemeli borazanlarıyla kişi için iftira kampanyaları başlatır ortalığı velveleye verirler;

—O kişi zaten bunun kanlı düşmanıdır, o yüzden buna iftira atmaktadır.

—Zaten bu adam çok konuşuyordur.

—Konuşur konuşur, bu adam konuşur.

—Ya güvenmeyin bu adama, aslında kendi nemalanamadı da ondan konuşuyor.

Bu ve buna benzer bir takım iftiralarla geçiştirmeye çalışır etrafındaki yağdanlıkları aracılığıyla da etki alanında bulunan insanlara istediği duyuruları yaptırır.

Konuşanlar ise; çok konuşuyor, yalan söylüyor, geveze ve buna benzer bir takım velveleler ile geçiştirilmeye çalışılır, zamanla da unutturulur!

Bunlar kimi yerde yağdanlık kimi yerde de dolandırıcıdırlar! Pardon (hesapta) Dobracıdırlar.

Peki, Çıkar ve menfaat kazanmak adına bu işler nasıl yapılır;

Bazılarının alışkanlık haline getirdiği sözüm ona itibar edilen adı dobracıya çıkmış birini yanlarına alırlar.
Aslında dobracı falanda değildir. Aksine kendisine bu “etiketin” verilme sebebi ağası istemiş ve öyle olmuştur.
Adı çıksın sözüne itibar edilsin ağasını daha iyi şakşaklasın diye patlayıncaya kadar şişirilmiştir,

Biz bu “kolpacı dobracıları” araştıralım dedik.

Peki, Türk dil kurumu (TDK) “kolpacı dobracılar” yani “Gizli yalakalar” için ne diyor.

Yalakalık; dalkavukluk, yağcılık, şaklabanlık, kemik yalayıcılık, yalpaklık, huluskarlık uzayıp gidiyor,

Ezilmiş insan kitlelerinin kendilerinden üstün olan her şeye refleks olarak tapması değilde nedir bu yalvarış.

Menfaat beklentisi içerisinde gönlü hoş tutma, fedakârlıkta bulunmak mı yoksa bunun adı.

Beklide şakşakçı zihniyettir bu, kendi yapacak veya övünecek bir şeyi olmayan kişinin başka bir imrendiği kişiye taptığı sıkça görülür olmuştur zamanımızda.

Hatta bir kısım şerefsizin hayatta kalma yöntemdir, Özel hayatta, eşe dosta, zengine, bakkala, manava, dürümcüye, her şeye tapınmadır.

Genelde bu şaklabanlar sırası geldiğinde “yatabileceği her insana yatak hazırlarlar”, kendilerince de “yattıkları ve yaptıkları” başarının anahtarıdır!

Yalakalığın tanımındaki en önemli nokta, yapılandan karşılık elde etme beklentisidir.

Bu karşılık beklentisini aradan çıkardığımız zaman “övgüye” ulaşırız, “övgü” başarının karşılığı verilen bir payedir, ödüldür, teşvik edici pekiştireçtir.

Zaten bu küçük ayrıntı aynı zamanda insanları yalaka, yağcı, dalkavuk şeklinde yaftalayıp yaftalamayacağımızı da belli eden farktır.

Bu beklentileri düşünceden pratiğe dönüştürdüğümüzde geniş bir çeşitlilik içerebilir.

Mesela, “tırıvırı bir başkana” yaranmak adına “siz en güzelini, en doğrusunu bilirsiniz, ne yaparsanız doğru yaparsınız” diyerek günlerini tüketen kuyruksallayanların hiçbir emek harcamadan, doğrudan maddi karşılık elde edebileceği bir makam mevki alıyorsa şıp diye anlarız ne olduğunu. Hah işte anlarız ki burada şuanda yalakalık yapılmaktadır.

Birde kendisine “Harbi Dobracı” etiketi yapıştırılmasını sağlayan kimi insanlar vardır.

Bunlar, ne menem bir şeyse! Yalanda olsa, palavrada atsa bütün sözlerine inanılmasını ve konuşmasına izin verilmesini bekleme hakkını edinmiş sayarlar kendilerini.

Hatta bazen küfür bile eder, adamın yüzüne söverler, sövülenler, yüzüne yüzüne küfürü hazmederek sineye çekenler ise adam doğruyu söylüyor diye yutkunarak şakayla karışık “sövgüyü övgüyle karşılarlar”.

İşin kötüsü sadece o dobraların değil dobralığa maruz kalanların da böyle söyleyeni ve söylenileni kabullenip biatkar olmasıdır.

Adamda her yol mubah. Para bol. Şakşakçı gani. Dejenere olup ta henüz dezenfekte edilmemiş soytarılar etrafında el pençe.

Gelecek beklentileri olanlar bu kendinden menkul insanlık fukarasına kimileri ise “dobralık” adına “dalkavukluk, yağcılık, şaklabanlık, yalpaklık” yapmak için girdikleri şakşakçılık sırasında birbirini eziyor.

Birde gerçekten söz bilen, hayatın gerçeklerine adam gibi direnen, ödünç verilen payeleri kabullenmeyen, her ne olursa olsun haksız yemeyen, açık sözlü bildiği doğrudan şaşmayan yazan çizen konuşan dobralar vardır. Biz bunlara hep saygı duyduk, duymaya da devam edeceğiz!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi