Kokonalar Sardı Etrafımız!
Biz ilk açılan AVM olarak Bakırköy sahilindeki ortasında buz pisti olan Galeria’yı bilirdik, şimdi ise her yer doldu taşıyor.
Son yılarda pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin (Alış Veriş Merkezleri) Cafelerinde yine aynı biçimde pıtrak gibi çoğalıverdiler bu kokoş hanımlar. Dikkat ediyorum en sıradan AVM’den tutunda en lüksüne kadar gelir durumu nereye müsaade ediyorsa o AVM’nin cafelerinin neredeyse yarıya yakınını bu hanımlar doldurmaya başladılar.
Bu kokoşlar yaşlarına başların bakmaz kendilerini genç sanarak süslenir püslenir gününü gün ederler. Yanlışlıkla sakın ola ki teyze falan demeyin, inanın eşek tepmişe dönersiniz. Fakat yaşın avantaj olduğu yerde de yaşı kullanmayı da ihmal etmez bu kokoş teyzeler!
Yunanca “kokona”dan gelen ve gerçek anlamı “Hıristiyan kadın”mış. Bizde ise giyimi ve süslenmesi aşırıya kaçan yaşlı kadınlar bu biçimde anılıyor.
Belli bir yaşta aşırı süslenmenin ne kadar akıllara zarar olabileceğinin en güzel kanıtı olan ve süs merakı yüzünden vezir olacağım derken rezil olan yaşlı bayanlar için de bu tanımlamayı yapmamız mümkündür.
Genelde elli altmış yaşları arasında ne giyeceğine nasıl makyaj yapacağına karar veremeden, geçmişe bir özlemle takıp takıştırıp boncukçu dükkânı gibi süslenen, boya kutusuna düşmüş gibi rengârenk dolaşan kadın kısmıdır bu apalaklar.
Yaşını başını almış aşırı süslü bayanlar için söylenebilecek hitap şeklide demek mümkündür. Dediğimiz gibi umumiyetle 50 yaş ve üstüdür bu hanımlar. Öyle böyle giyinmezler, futbolcunun ofsayda düşmüş haline benzerler. Takıp takıştırıp yakıştıranı da vardır, abartıdan kendini rezil edeni de görmek olasıdır.
Yaşını başını almış bu teyzelerin, yüzü kırışmış, kat kat makyajı kırışıklarının arasında topaklanmış ama saçı hala bülbülyuvası şeklinde fönlenmiş olanına da oldukça sık rastlamak mümkündür.
Bilirsiniz Türkiye’ye ecnebilerden intikal eden bir moda vardır, “gün” derler adına ketli kadınların sıkça yaptığı altın hediyeli evde toplanma durumudur. Bu kokoşlar ise genelde “gün” değil “konken” partisi falan yaparlar.
Arkadaş toplantıları da lüks mekânlarda olur. Umumiyetle leopar deseni kullanmayı severler. Tırnakları toynak edasında olup kazık gibi uzundur, özellikle ayak tırnakları iğrenç gözükür ve parlak oje sürülmüştür.
Saçları illa ki Rus sarısı olup, arada soğan kabuğu veyahut bazı bazı kızıldır, bazen ise patlıcanımsı bir şey. Göğüs dekoltelerinden güneşten beneklenmiş ve kömüş derisi gibi kalınlaşmış kırışık derileri gözükür, insanı dekolteden dahi soğutur, insanın yaşama sevincini söndürebilir, hayata küstürdüğü çok olmuştur! Bol aksesuar ile tayt veya daracık kumaş pantolon giydikleride çok mümkündür.
Ayakkabılarına gelince; oldukça yüksek ökçeli çizmeler veya açık ayakkabılar familyasındandır. Gayet kötü olan platform topukları da sıkça tercih ederler. Ayakkabılarının ve çantalarının yılan veya krokodil derisinden olduğu da dikkatlerden kaçmaz.
Tiyatro, konser, sergi, kokteyl gibi etkinliklerde gövde gösterisi yaparlar. Çok satan bentseller kitapları muhakkak alırlar, peki aldıkları kitabı sizce okurlar mı? Bence kocaman bir hayır, sadece arka kapağını Belkide içinden birkaç başlık o da “belki”!