Kurşun Handan Toprak'a mı atıldı!

 Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli, 2 Kasım 2016 günü akşam  saatlerinde ikamet ettiği sitenin yönetimi ile görüşürken, makam aracının ön camına kurşun isabet etmiş ve camı delerek içeri düşmüş.

Araç içerisinde o sırada kimsenin bulunmadığı açıklandı.

Toprak yaptığı açıklamada “Aracın içinden şoför dahil hepimiz inmiş olduğumuzdan herhangi bir kimseye isabet etmemiş ve yaralanan olmamıştır. Konu ile ilgili araştırma yapılmaktadır” dedi.

Bir hafta önce de CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'a silahlı saldırı gerçekleşmiş ve Tezcan saldırıda ayağından yaralanmıştı.

Yalnız iki kurşunlanma arasında şimdilik aydınlanmayan farklar var.

Bir: Handan Toprak'ın aracına denk gelen kurşun gerçekten Toprak'a mı atıldı. Yoksa başka birisine mi?
İki: Şayet böyle bir kurşunlanma olduysa kim veya kimler neden yaptı bunu?
Üç: Gerçekten böyle bir kurşunlanma olmadıysa neden Handan Toprak'ın makam aracına denk gelmiş olsun?
Dört: Yoksa bu bir göz korkutma mıdır?
Beş: Bu konuda Handan Toprak'ın bildiği kamuoyunun bilmediği şeyler var mı?
Altı: Şöyle ya da böyle gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir durumu da var.
Yedi: Sebep ne olursa olsun, şayet Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli'ye bir saldırı amaçlı atıldıysa bu kurşun, atanları da attıranları da, saldırıyı da şiddetle kınıyorum...

-------------------
İspiyonculuk da bir meslek oldu!

İspiyonculuk.
Dün şöyle tanımlanıyordu; gambazlama, arkadan vurma, sinsice hareket edip onu bunu başkalarına ihbarlama vs.
Bugün şöyle tanımlanıyor; önemli bilgileri paylaşma, kişiler ile ilgili özel bilgi verme, vatan haini ihbar etme, karşılığında milyon liralar ile ödüllendirilme vs.
Duydunuz.
İspiyonculuk yapanlar artık ödüllendiriliyor.
Neden meslek olmasın ki!
*
Dün gazeteci arkadaşım Murat Özyıldırım'ın yazısından öğrendim.
AK Parti Büyükçekmece İlçe Başkanı İlker Gürbüz'ün basın toplantısı birisi veya birileri tarafından anında Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'e gönderilmiş.
İlker Gürbüz'ün ağzından daha 'Cumhuriyet balosuna biz davet edilmedik' çıkar çıkmaz, Akgün'den 'Biz İlker Gürbüz'e şu tarihte şu isme davetiye verdik' açıklaması gelmiş.
Bir anlamda bu iyi bir gelişme.
Zira interaktif bir basın toplantısı gibi olmuş.
Düşünsenize ilçe başkanı soruyor, belediye başkanı cevaplıyor, belediye başkanı soruyor, gazeteci cevaplıyor, gazeteci soruyor vatandaş cevaplıyor falan...
*
İşin bu boyutu güzel.
Hatta sosyal medyadan canlı bağlanarak toplantıları izlemek anında cevap vermek de tamam.
Ancak ben şunu merak ediyorum.
Ya İlker Gürbüz'ün basın toplantısında “Bana Cumhuriyet balosu için davetiye gelmedi” açıklaması herhangi bir yerde yayınlanmasaydı.
Kimse bunu dile getirmeseydi.
Bu defa da Akgün yanılgıya düşmüş olmayacak mıydı?
Yani Akgün durup dururken “Biz; Ak Parti Büyükçekmece İlçe Başkanı İlker Gürbüz'e Cumhuriyet balosu için davetiye gönderdik” diyerek nahoş bir açıklama yapmış olmayacak mıydı.
*
Neyse; sonuçta 'ispiyonculuk'un revaçta olduğu bu dönemde bir basın açıklamasının kaydedilerek, bir başka siyasetçiye gönderilmesi maalesef beni çok fazla şaşırmadı.
Sadece şimdi mi, geçmişte de defalarca şahit olmuşluğumuz var bu durumlara.
O halde ne yapmalı.
Kötüler var diye iyileri göz ardı etmemeli.
İyi olmayan davranışlardan yola çıkarak yaptığımız işe motive olmamalı, aksine iyi şeylerden yola çıkarak önümüze bakmalıyız.
Evet kötüler de, iyi olmayanlar da hayatımızın bir gerçeği.
Ancak bu gerçekleri bilmemiz ve görmemiz demek iyilerden asla vazgeçmememiz anlamına da gelmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi