Haberdar Gazetesi Medya AKŞAM MUHABİRİNDEN ‘TEKZİP’ YORUMU!

AKŞAM MUHABİRİNDEN ‘TEKZİP’ YORUMU!

Akşam Gazetesi muhabiri Ercan Öztürk ‘Tekzip yayınları’ üzerine bir yazı yazdı. Öztürk yazısında; Tekzip yayınlamak ayıp birşey değil, aksine haberin doğruluğuna inandığında gurur duyulacak şeydir. Haberdar'ın sahibi Mehmet Mert'in yaptığı gazetecilik

 AKŞAM MUHABİRİNDEN ‘TEKZİP’ YORUMU!

 İŞTE ÖZTÜRK’ÜN O YAZISI

  "TEKZİP" CÜZDANIN ARASINA SIKIŞMIŞ BİR KAVRAMDIR

 Beylikdüzü-Büyükçekmece civarında çok haber yaptığım için Ali Tarakçı'yı da Mehmet Mert'i de tanırım. İki gazete sahibini de severim. Önceki gün Tarakçı'nın dün de Mert'in yazılarını okuyunca bir yazı da ben yazayım dedim.

Kimseden yana değilim, taraf hiç değilim. Büyükçekmece ve Beylikdüzü'nde yaptığım haberlerden sonra yaşadığım bir olaydan yola çıkarak aşağıdaki yazıyı yazmaya karar verdim.

 Beylikdüzü'nün önceki kaymakamı Yusuf Odabaşı ile ilgili yaptığım haberleri herkes hatırlar. Deniz ve göl manzaralı bir rezidansta oturan kaymakam konut giderlerini de belediyeye ödetmek için ricada bulunur.

Hem de resmi belgeli bir ricayla...

Belediye de meclis kararıyla kaymakamın aylık 200 liralık konut giderini ödemeyi onaylar. Sorumlu gazeteciler olarak biz de bunu haber yapmaya karar verdik. Kaymakam Odabaş'ı aradım. Bana,"Öyle birşey yok, ben imza atmadım altına" açıklaması yaptı.

Neyse uzatmayayım. Haberi manşetten duyurduk. Ertesi gün de 'Çık o Rezidans'tan' başlığıyla yine manşet yapmıştık. Aradan bir ay geçti. Hukuk servisinden avukat Selin Hanım yanıma geldi.

Elinde 9 tane tekzip kararı vardı. Yanlış okumadınız DOKUZ tane tekzip kararı.

Yusuf Odabaş'la ilgili 3 haber yapmamın mükafatı 9 tekzipti.

Bir habere üç tekzip aldırmış. Kimden aldırmış?

Büyükçekmece  Asliye Ceza Mahkemesi'nden.

Bu mahkemenin hakimi kimdi?

Yine gazetemizde o dönem haber olan bir hakimdi.

Hani bir çeteye yardım ettiği ve bir takım iddialar ile gündeme gelen hakimdi.

Bu hakim aynı zamanda Beylikdüzü Seçim Kurulu Başkanı'ydı.

Kaymakam Odabaşı, bu hakimden 9 tane tekzip kararı aldırarak bir Cuma günü gazeteye gönderdi.

Üstelik elimizde belgeleri, kaymakamın ses kayıtları olmasına rağmen itiraz hakkımız da yoktu. 3 gün içinde o tekzipleri yayınlamak zorundaydık.

Yoksa 160 bin lira ödemek zorundaydık.

Hepsini yayınlamadık ama Cumartesi günü bir tane yayınlamaya karar verdik. Pazartesi günü de İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya sitemlerimizi bildirdik.

Daha sonra kaymakam Odabaşı tekziplerini geri çekti.

Yukarıda anlattıklarımı, attığım başlığı şimdi anladınız mı?

Bir mahkemede ahbabınız varsa doğru, belgeli ve ses kayıtlı bir haber için de tekzip yayınlatabilirsiniz.

Yani tamamen DUYGUSAL...

Paran varsa, mevki sahibiysen herşey senden yana olur.

Tekzip yayınlamak ayıp birşey değil, aksine haberin doğruluğuna inandığında gurur duyulacak şeydir.

Haberdar'ın sahibi Mehmet Mert'in yaptığı gazetecilik doğru olanıdır.

Ali Tarakçı'yı severim ama sırf rakibinin yayınladığı tekzipten dolayı ona 'belaltı' çalışmasını da doğru bulmadığımı söylemek zorundayım.

Bu yazımı hem Haberdar'a hem de Gerçek Gazetesi'ne gönderiyorum. Yayınlayıp yayınlamamak tamamen size kalmış. Doğru olanı yazdığım için içim rahat.

İkinizi de seviyorum, kalın sağlıcakla...

 

Ercan ÖZTÜRK / AKŞAM GAZETESİ

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *