Türk gazeteciliğinde Basın Bayramı’nın 104. yıldönümü
Abdülhamid’in sansür yasasının üzerinden 104 yıl geçmesine rağmen ülkemizde her 24 Temmuz “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanıyor.
İnsan, çevresinde ve dünyada olup bitenleri öğrenmek ve öğrendiklerini veya düşündüklerini başkalarına duyurmak ihtiyacı duyar. Bu ihtiyaç az veya çok her insanın doğasında vardır. Bu ihtiyacın giderilmesi için girişilen çeşitli teşebbüsler sonunda bugün basın-yayın dediğimiz ve medeni toplumun dördüncü kuvveti sayılan “Basın Müessesesi” doğdu. Tarihsel olarak bakıldığında basın, toplumların aydınlanmasında önemli rol oynayan bir nevi halkın sesidir.
Türk basınında Abdülhamid’in sansür yasasının 24 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyet’in ilanı ile tarihe karışması, aradan 104 yıl geçmesine rağmen ülkemizde her 24 Temmuz “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanıyor.
II. Meşrutiyetin yürürlüğe girmesiyle birlikte, çıkan gazeteler sansür memurlarına verilmeden basılmış ve bugün sansürün kaldırılması olarak tarihe geçti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” düşüncesi ortaya atıldı. Önceleri ilk gazetenin basıldığı gün “Basın Bayramı” olarak düşünüldü. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışıydı. İlk Türkçe gazete olmasına rağmen onu, resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’ın çıkışını ilk gazete basılışı olarak kabul etmek istemişlerdi. Bu anlaşmazlık nedeniyle konuda bir görüş birliği olmamış bunun üzerine Fatih Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz’u tarihini ortaya attı ve 24 Temmuz tarihi “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı.
