Mükemmel mi olmak istiyorsun, mutlu olmak mı?

Konu, aşk, evlilik, ilişkiler olunca, ne kadar konuşsak,  bitecek gibi değil.  

Kendi fikrimi söyleyeyim;  Biz ilişkilerimizi, iletişimimizi yönetemiyoruz. Yıllarca, evliliğinde veya birlikteliğinde her türlü şeyi yaşamış insanlara bir bakıyorsun düşman olmuşlar. O güne kadar, kötü  olarak neler  biriktirdiyseler birbirlerine kusmaya başlıyorlar. Dibine kadar birbirlerini tüketmeye, acıtmaya çalışıyorlar. Onca yıldan hiçbir güzel  anı kalmıyor.

Dost, arkadaş kalmayı bile beceremiyoruz.  Hatta,  çiftlerden birinin bazen çocuklarını anneye veya babaya karşı kullandıklarını görüyoruz.  Ömrümüzün sonuna kadar o evliliği veya birlikteliği devam ettirmek zorunda mıyız?  Tamam, hiç kimse boşanmak için evlenmiyor ama olmuyorsa olmuyordur. İlişki tıkanmışsa, sorunlar çözülemiyorsa, en güzel yerinde nokta konulmalı diye düşüyorum.
 
***
-Mükemmel bir kadın olmayı mı tercih ediyorsun, mutlu bir kadın olmayı mı? İkisi bir arada olmuyor.

-Evinde mutlu olmayan kadın veya adam kendini dışarı atar. Bu tartışmasız evdeki huzursuzluktan kaynaklanır.

-Evliliği neden istersin? Düşün! “Sen olmadığın zaman bu hayatta mutsuz olurum” dediğin anda bu evliliği istiyorum demektir. 

-Çocuk, evliliği kurtarma anahtarı değildir. Para içinde değil,  “başımda bir kocam olsun” demek içinde… 

-Çocuklar için evliliği devam ettirmek yanlış. Çocuklar evlenip gittiklerinde, sana “şahane anne-baba” demeyecekler. Ya  senin yaşanmamışlıkların, hani senin hayatın?

-Evlilik; Kendi içinde ayrı bir dinamik.  Asgari müştereklerde buluşulabiliyor mu? Fedakarlık denen bir olgu var.

-Evliliğe ticari gözle bakılmaz. Para bulunur, kariyer bulunur. Sevgi ve saygı bulunmaz.

-Çok aşık, çok severek evlenmek ürkütecek bir şey. Evliliği bilmek gerek. Sevgi olmazsa olmaz ama başka şeylerde var. Yoksa rutine çabuk biner.

-Erkeği para kasası olarak görmekten vazgeçin. Evlenince para kasası, boşanınca para kasası… O seninle evlendiyse, sende onunla evlendin. Hayat müşterek.

-Normal bir evlilik içinde, kadınında erkeği çok mağdur ettiği durum var. Sürekli talepkar olmak, canı isterse gönlünü hoş etmek, gülümsemek…

-Kimsenin sizi şartlı sevmesine izin vermeyin.  Yani; “Boşanmazsan babamsın, istediklerimi yaparsan kocamsın” gibi…

***

İki bölüm halinde yayınladığımız, söyleşinin ardından, İnci Yeşilyurt’a ait kitap ve sunumlarından alıntılar yaptığım satırların, ilginizi çekeceğini umuyorum.  Tecrübelerini, tavsiyelerini,  kulağınızın arkasına atın, belki içinden çekeceğiniz bir şey, size yol gösterir. 
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi