Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Nöbetçi Yönetici!

Dün bir siyasi partinin bölgemizdeki ilçe örgütlerinden birini ziyarete gittim.

Kapıda karşılaştığım "nöbetçi yönetici", rutin günlerinden birini yaşayan sinek avlayan çarşı esnafı gibiydi.

"Karşılamış görünmenin" hiç bir değeri olmadığını anlamış olmalı ki, beni fark etmemeyi tercih etti ve icabını yerine getirdi. 

"Bakmış olmak için" bakmaktansa göz teması dahi kurmamayı, "Hoş geldiniz demiş olmak" için demektense ağzını bile açmamayı, "Partiye giriyor olmam onun için önemliymiş gibi" görünmektense hiç yerinden kıpırdamamayı tercih etti.

Onun istediği gibi her şey 32 kısım tekmili birden yerine getirilince de, bir huşu içinde ceylan derisi olmayan ama zengince de sayılan suni deriden koltuğa kendini bir bırakışı vardı ki, inanın küçük dağları ben yarattım der gibiydi.

Yönetici olmanın bilgi, birikim, insan bilimi ve ilişkiler uzmanı olmak olduğunu henüz öğrenmediği için hatta öğrenmeye de niyetinin olmadığı duruşundan, bakışından, giyiminden, kısacası her halinden belli olup, üzerine beceriksiz bir kasaba terzisinin oturttuğu puantiyeli smokin gibi sırıtıyordu.

İlçenin en büyük mülki amiri Kaymakamlıktan aldığı yöneticilik "mazbatası" ile meslek "kartvizitini" bir birine karıştırdığı her halinden belli oluyordu.

Bu "nöbetçi yönetici" siyaset adamı değil de hareket etmeden, konuşmadan nöbet tutan, balmumundan yapılmış müze askerlerine özenmiş gibiydi.

İnsanlar vardır; zihniyeti belli dediğimiz, gözlerimi kaparım, işimi yaparım diyen cinsten. İnsanlar vardır; her işe saldırır, her şeyi yapmaya çalışır, arkasından enayi diye konuşulur ama o hiç yılmaz, bildiği doğrulardan şaşmaz.

Ne yazık ki bunlara değil de, gözlerimi kaparım, vazifemi yaparımcılara görev emanet edilir veya atanır.

İstenilen her şey doğru veya yanlış, hukuksal veya hukuk dışı bunlara çok rahat yaptırılır, çünkü görevi "emir eri" olmaktır.

Tabii ki oldukça da verimlidir, bu iş için biçilmiş kaftandır.

Kapıdaki "nöbetçi yönetici"  genellikle bir ağabey için oradaydı.

Abisi daha seçkin bir yerde ya meclis üyeliğini ifa ediyordur ya il yönetiminde, hatta kutsal genel merkez görevi bile olma ihtimali vardır.

Onu da oraya sadakatinden hiç kuşku duymadığı için "nöbetçi yönetici" olarak dikmiştir.

Lakin ağabey güvenmesine, sadakatine rağmen "Kendi yaptığı siyasetin" geleneğinden olsa gerek yine de şüpheyi de elden bırakmaz.

Devamlı olarak birilerine sadık nöbetçisini izlettirmeyi de ihmal etmez.

İzlettiğini de bir diğerine izlettirir. Aslında iyide olmuyor değil, bu işsizlikte iş yaratmak, en azından birkaç kişi istihdam ediyor.

Bu "nöbetçi yöneticiler" genelde hiçbir iş yapmazlar ama ağabeylerine çokta sadıktırlar.

Onların görevi; yukarı tekmil vermek, aşağıdan yukarıya baş ağrıtan parti içi sorunların gitmesini engellemektir.

Bu vatanperver kişiler, genelde iyi aile babası da olamamışlardır.

Çünkü öncül görevleri fedakârlık isteyen memleket meseleleri olduğundan, ailelerine pek vakitte ayıramazlar. O kadar yoğundurlar ki, genelde evde değil, dışarıda yemeklerini yerler.

Çok da duygusaldır bu garipler, memleket meselelerine çok üzüldüklerinden en az günde 2 paket sarı uçlu Amerikan cigarası, akşamları da efkardan milli içkimiz rakıyı tercih ederler.

Bu vatanperver kişiler belli yaşa gelince de emekli oluverirler. Haa bak buna şaşırmayın, aslında hiç çalışmadan emekli olmasına kapı komşuları bile şaşırmıştır ama siz şaşırmayın.

Bunlar memleket meselesiyle uğraş verirken ağabeyleri bu kişilerin alıngan ve çok hassas olduğunu bildiği için haberleri bile olmadan(!) El altından bir katakulliyle borçlarını ödetmiş, bilmem ne holdingden veya bilmem ne müteahhidinden sigortalamıştır bile…

Neden şaşırdınız!

Normal değilmi?

Memleket meseleleriyle bu kadar can hıraş ilgilenen, her gece siz yatağınızda rahat uyurken bu zavallı aslan yürekli vatanperverler; meyhane masalarında dirsek çürütüp, al külah, ver şapka delege pazarlığı yapan, imar ruhsat işleri bitiren, onu bunu idare eden bu zavallılardır!

17.08.2007

twitter.com/HasanHinisli




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi