Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Olcay’ın Kitabı!

Kimlik kaydında doğum tarihi  28.02.1969'u gösterse de, Annesi temmuz ayı yağmurlu bir yaz akşamında doğduğunu söyler.

İlk, Orta, Lise  öğrenimini Ardahan/Göle'de bitirdi.

Üniversite için İstanbul’a geldi. Marmara üniversitesi sağlık birimleri (Hemşirelik) bölümünü okudu.
Kendini anlatırken;

Yaşamın zor koşullarında, düşlerin gücünü keşfetti. Kalabalık bir aile içinde geçen çocukluk yıllarında düş kurmayı öğrendi.
Gençliğinde düşlerinin peşine düştü, çoğu zaman zorluklar bedenini istila etse de hiç vazgeçmedi.

Zaman oldu, o da yalancı baharlara aldandı.
Esrik bir ruhla, sevimli aptal âşıklar gibi dolaştığı yerlerde kendini buldu.
En çok ta insanların sızlayan yerinden sevmeye çaba gösterdi. Nedendir bilinmez, hep acı çekenlerin yanında kendini buldu.
Ne zaman kendine dönse, muhakkak bir çıkmaz yol çıkar ve dolanır, dolanır sonra kendine çıkardı. Kendine çıkan yollarda hep mücadele ve sabır vardı. Sanki hayat kendi rönesansını ona hep mücadeleden yana çizmişti.
Fikir bahçesinin kendine açtığı zamanı hatırlamıyordu, kendini bildi bileli fikir bahçesine yolunu çizmişti.

Edebiyatın kapılarına adım attığından beri de; Şiirin ve yazı yazmanın gönül sırdaşlığını keşfetmişti, biliyordu söz derinlerde ve en çok yaralarda bu derinlerde köze dönerdi.
Artık yazının ve şiirin yolcusuydu...

Biyografisinde aynen böyle yazıyor, hatta biraz daha uzun.

Evet, gazetemizin köşe yazarlarından Sevgili Olcay Kasımoğlu birkaç gün sonra “Yüreğimde Sakladığım Son Sözüm” isimli ilk kitabını çıkartıyor. Şanslıyım, birçok insandan evvel kitabını okumuş oldum, çünkü fahri olarakta olsa “ön editörlük” görevi bana düştü. Bu sayede şiirleri okumuş oldum.

Bu güzel şiirlerde herkes kendinden bir şeyler buluyor. Sevgili Olcay’ı bir dergide yazarken tanımıştım. Yakaladığı konular oldukça ilginçti, yalnız biraz fazla uzun yazıyordu. Bu konuyu konuştuğumuzda; Ben anlatmak istediğimi anlatıyorum, ya eksik anlatıp ta yanlış anlaşılırsam diye de detaylı yazıyorum” demişti. Bende ona; “Süreç içinde kestirmeden gitmeyi öğreneceksin” demiştim. Şimdilerde kısa ve daha vurucu yazıyor.

Olcay’ın köşe yazılarından çok şiirleri daha öne çıkıyor. Naif ancak oldukçada damardan yakalayan, konuyu derinden irdeleyen, herkese bir şey bırakan sevda ve kavgayı içinde barındıran o güzel şiirleri!

O şiirlerden biri diyor ki:

Gözlerinden uzak olmak,
Kış ayazına kalmak gibi,
Üşürüm üşür bedenim,
Susar yüreğim,
Bana gözlerini gönder.
Sakın olmaz deme,
İncitmeden,
Adını mıhladığım,
Evrenin bekçileri,
Seni bana getirsin.
Ömrün son arifesinde,
Yolculuk var sineye
Abu hayat çeşmesinde,
İçeyim seni,
Esirgeme! O/K

Bu meşakkatli yola yeni çıkan sevgili arkadaşım Olcay’a naçizane bir çift sözüm olacak; Sevgili Olcay, “Eleştirinin yapıcılığı” ile “suçlamanın yıkıcılığı” arasındaki ince çizgiyi fark edemeyen veya işine gelmeyenler; sürekli bu işine gelmeyen “eleştiriyi”, çarpıtarak “çamur” atmak diye, püskürtmeye çalışacaklardır. Korkma!

Bunlar kendilerine bağlı kalemşorlar aracılığıyla olmadık dedikodular çıkartarak gazeteci yazar ve sanat adamlarını itibarsızlaştırmanın yolunu sürekli deneyeceklerdir. Çekinme!

Özellikle “sivri kalemler” köreltilmeye çalışılacak, her türlü iftira ile yıpratılmaya maruz kalacaklardır. Yılma!

Bu tür itibarsılaştırma kampanyalarına en yakınınızdakiler dahi menfaati gereği çanak tutacaktır. Ürkme!

Unutma, bunlara boyun bükmemek gerek. Doğru kalemler doğruyu yazmak zorundadır...

Sen bu işi biliyorsun sevgili Olcay, bizde senin kimseye boyun bükmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Her şeye rağmen pes etme!

Sevgili Olcay Kasımoğlu, Yeni kitabı için 30 Eylül 2012 Pazar, saat 13.15’te, Bakırköy sahil yolu Kennedy Caddesi. No:27’de bulunan Ziya Türkü Evinde (Konferans​ salonu) tanıtım ve İmza gününe tüm kitap ve şiir severleri davet ediyor…

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi