Mehmet Mert

Mehmet Mert

Ölçün biçin sonra oy verin!

Ölçün biçin sonra oy verin!

Durun bir dakika.

Önce aşağıdaki soruları cevaplayın.

Sonra seçim değerlendirmesi yapın.

En son hangi adayla nerede karşılaştınız?

Hangi partinin adayıydı?

Seçim bölgenizin adayı mıydı?

Elinizi sıktı mı?

Yanağınızdan öptü mü?

Yüzünüze güldü mü?

Size ne sordu?

Cevabınızı dinledi mi?

Dinlerken samimi miydi?

Probleminize ya da çevrenizin problemine eğildi mi?

Eğileceğine söz verdi mi?

Size samimi ve içten geldi mi?

Partisi size yakın mı?

Bu adaya oy vermeyi düşünüyor musunuz?

Seçim programlarını takip ediyor musunuz?

Elinize broşür tutuşturuldu mu?

Başka hangi adayın broşürünü incelediniz?

Bu broşürlerdeki projeleri nasıl buluyorsunuz?

Sizce gerçekten kafa yorarak zaman ayırarak mı bu projeler hazırlanmış?

Yoksa sırf projen var var mantığı ile mi hazırlanmış?

Siz yaşadığınız yerin belediye başkan adayı olmuş olsa idiniz bir yada birkaç projeniz var mı?

Varsa bu projelerinizi adaylardan her hangi birisine vermeyi düşünür müsünüz?

Adaylarla ilgili sağlıklı değerlendirme yapacak kadar fikre sahip misiniz?

Bu fikirlerinizi çevrenizle paylaşıyor musunuz?

Diğer seçmenleri de yönlendirmeye çalışıyor musunuz?

Seçimlerde kesinlikle ve kesinlikle oy kullanacak mısınız?

Bütün bu sorulardan en az yarısının cevabı sizde yoksa kusura bakmayın ama adayları eleştireceğinize önce kendinize bir bakın.

Çevrenizle ilgili geniş fikre sahip değilsiniz.

Adaylarla ilgili fikre ve bilgiye sahip değilsiniz.

Problemlerinizi çözmek için hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Kusura bakmayın iyi bir seçmen değilsiniz.

Sizin gibiler yüzünden bu seçimler sağlıklı sonuç vermiyor.

Hiçbir tepkinizi ve fikrinizi ortaya koymuyorsunuz.

Bunları paylaşmıyorsunuz.

Peki o zaman nasıl doğru adamın seçilmesini sağlayacaksınız.

Ne yalan söyleyeyim ben yukarıda sorduğum soruların yarısına cevap vermeyeni seçmenden saymam.

Seçmen dediğin öyle hasbelkader bir görüşü benimsiyor diye sandığa gidip oy kullanmaz.

Gerçek seçmen; sorgulayandır, araştırandır, eleştirendir, gezendir, dolaşandır ve tartıp tartışıp oy verendir.

İşte o zaman görün siz belediye başkanları nasıl olurmuş diye…!

Seçim mevsimi!


Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini farklı zamanlarda uzak bir yerde duran ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş. İlk oğlan Kışın gitmiş, İkincisi İlkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda.

Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne gördüklerini sormuş.

İlk Oğlan Ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söylemiş. İkinci oğlan hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı dedmiş. Üçüncü oğlan başka fikirdeydi. Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmediğini şöylemiş.

Sonuncu Oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtmiş. Yaşlı Adam Oğullarına hepsinin haklı olduğunu söyledi.

Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti.

Onlara bir Ağacı veya bir İnsanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalıştı.

Ya da neye sahip olup olmadıklarını .....

Gerçekleri ancak sonunda 4 mevsimi gördükten sonra görürsünüz. Eğer kışın vazgeçersen, İlkbaharın nimetinden olursun, Yazın Güzelliğinden ve Sonbaharın bütünlüğünden de... Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin.

Hayatınızı bir mevsim (bir dönem) yüzünden yargılamayın...

Ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Seçim dönemleri de öyle gelip geçicidir.

Adayları birazda böyle değerlendirerek seçimleri düşünün…


 Zarı iyi gelen seçilir!

 Bir hikayeye göre, adayın biri rakibine satranç hediye etmiş.

Ve, bir not yazmış:

Kim daha çok düşünür, kim daha çok bilir, kim daha ileriyi görürse...

O kazanır. Seçim budur!"

Rakibi de ona bir tavla hediye etmiş ve cevap vermiş:

"Kim daha çok düşünür, kim daha çok bilir, kim daha ileriyi görür...

Ve, kim daha şanslıysa...

İşte o kazanır. Seçim budur!"

Peki kimin zarı daha kuvvetlidir?

Kim seçilecek?

Sizce kim şanslı?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi