Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Ölen Öldü Kalan Sağlar Sağcılaştı!

1979 yılıdır, sıkıyönetim yeni gelmiş birkaç gün sonrası gözaltına alınmışım.

Şubeden yara bere onca işkence iziyle Alemdağ cezaevine transfer oldum.

Orada tanıştığım adı muzaffer olan Devrimci Sol’a ilgi duyan bir arkadaş ile samimi olduk.

Bir süre sonra savcıya çıkarttılar, ben çıktım Muzaffer orda kaldı.

Sonra hemen peşinden bir daha içeri alındım, aylar yıllar geçti yıl 1981 sonu Bayrampaşa’dayız, yeni mahkûmlar geliyor.

Kapı mazgalından gelenlere bakıyoruz.

Oda ne? Gelen Muzaffer!

Muzafferi bizim alt koğuşa verdiler, birkaç gün sonrada Muzafferi oradan alıp başka dama sanırım Toptaşı cezaevine sevk ettiler ve ondan sonrada Muzafferi bir daha hiç görmedim!

O birkaç gün içinde Muzafferin anlattığından aklımda kalan; Bir yerden geliyorum saat 12 ye gelmek üzere, birazdan sokağa çıkma yasağı başlayacak bari tanıdık bir evde misafir olayım yarın evime giderim dedim. ! Mayıs mahallesinde daha evvel gecekondusunu yaptığımız birinin uzaktan ışığını gördüm, ben eve yaklaştığımda ışık söndü. Kapıya vurmaya başladım, kapı duvar oldu açılmıyor. Anladım ki ev halkı beni gördü ve eve almak istemiyorlar. Biraz ilerde iğreti bir park var, dedim bari burada sabahlayayım ve bir çalının dibine kıvrıldım. Biraz sonra bir köpek geldi paçamı ısırıyor, belliki benle oynamak istiyor. Benden uzaklaşması için “hoşt falan” diyorum ama köpek işte dinlemiyor. O ara bir ses; kıpırdama vururum! Aldılar beni getirdiler buraya. Sırtımızda briket, demir, çimento taşıdık. Kürek bulamadık tahtalarla harç karıştırdık. 2-3 yıl evvel daha 12 kişimiz öldü.

Özel mülkiyetin en tatlısı olan konut sahibi olma, yani mülkiyetlerin en muhteşeminin tadını tattırdığımız mülksüzler, sınıf atlamayı öğrenince birden “ne oldum delisi” olmuşlardı.

Şimdilerde ise komşu ilçe Ataşehire bakıp bakıp iç çekiyorlar.

Acaba “rantsal dönüşüm”, pardon; “kentsel dönüşüm” bize ne zaman uğrayacak diye kendi aralarında ikili ve çoklu bahis tutuyorlarmış!

Evet, orada yani bilinen eski adıyla Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi, resmi adıyla Mustafa Kemal Mahallesinde ölen öldü, kalan sağlar sağcılaştı!

“Sınıf bilinci olmayan mülksüzler ve sınıf bilinçsiz işçinin lümpenleşmesi özel mülkiyet tutkusu, başkalaşması çok daha yakındır” tezini unutanlar olarak onlara verdiğimiz emek boşa gitmişti.

Bu acı tecrübeden yola çıkarak şahsım adına kesinlikle gecekonduculuğa toleranslı olmadım.

Armutluda veya Gazi mahallesindeki gecekondu yapılışlarını hiç hoş görmedim, desteklemedim.

Çünkü oranında 1 Mayıs mahallesinden farkının olmayacağını çok iyi görmüştüm, hemde 80 li yıllarda!

Evet, dün 2 Eylül’dü, 34 yıl evvel 12 kişinin öldüğü 1 Mayıs mahallesi direnişinden bu yana koskocaman 34 yıl geçmişti. Peki, sonunun böyle olacağını bilselerdi davaları uğruna canını veren o 12 insan sizce ne yapardı?

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi