Sevim Güney

Sevim Güney

On dört Şubat

On dört Şubat

Sevgililer günü yaklaşıyor. Herkes o gün için planlar yapmaya başladı.  Kapitlalizm tuzağı, tüketime teşvik amacıyla ilan edilmiş günleri hiç sevmem. 
Anneler gününde annesi olmayanların, Babalar gününde babası olmayanların üzüntüsünü, Sevgililer gününde sevgilisi olmayanların kederini bende hissediyorum ama ne diyelim, hayat. 
Sevgililer günü, hayatımıza çok sonraları girdi. Bunun bir çok hikayesi var ama gerçek mi yoksa efsanemi bilinmiyor. Okuduğum yazılarda, sevgililer günü olarak kutlanan günün bizimle hiç alakasının olmadığını görüyorum. 
Mesela, bir hikayede anlatılan olay şu; Romalı Aziz Valentine, İmparator Claudius’un emirlerine uymadığı için tutuklanıp öldürülmüş ve Şubat ayı’nın 14’ü,  Aziz Valentine günü olarak kutlanmaya başlamış. Eee, bundan bize ne? Romalılar kutlasın işte. 
Yerli malı haftamız vardı bizim o nerde kaldı?  
Biliyorum, biliyorum cevabını; Yerli mal kalmadı!
Sevginin günü olmaz, canınızı sıkmayın,  bu çılgınca alışveriş tuzağına düşmeyin.  Reklamlarda, pırlanta hediye etmeyen adamı aşağılayıp, çeşitli  hayvan isimleri takmalarına bakmayın. Sevgililer günü dedikleri günde,  bir adet gül bile dünya paraya satılıyor, ne gerek var almayın. Sarılın, sadece sarılın çünkü bundan güzel seni seviyorum deme şekli yok.
***
Fakat, bir  yandan da bu işte bir tuhaflık var diye düşünüyorum. 
Sanki, sadece erkekler sevgililerine hediye alacak şekilde empoze etmeye çalışıyorlar. Zavallı erkekler, onlar pek bir şey beklemiyor sevgililerinden ama bayanlar heyecanla bekliyor.
Vitrinlere bakıyorum, kırmızı güller ambalajlanmış. Adamın gözüne gözüne sokuyorlar sevgililer gününü. Bir kaç tezgahta  kocaman kartonlara yazılı “Sevgililer gününe özel” diye yazıyor. Neler var bir bakayım dedim.

Yanaştım birinin önüne, kalpli kolyeler var.  İsim de yazılabiliyormuş üzerlerine.
Bir tezgah ise akıllara zarar. Oyuncaklarla dolu. Pelüş ayılar satıyorlar, hem de kocaman olanlardan. Sonra, oyuncak bebekler var, hem de çeşit çeşit.  Pembe renkli olanlar,herhalde  kızlar için.  
Bu arada, ben kızların  bu ayı merakını bir türlü anlamış değilim. 

Bir de koyu renkliler var kahverengi, haki falan. Herhalde bunlar da erkekler için. 
Şirinler karakterleri var, ama en ilginci ise Pinokyo.
Nasıl yani ya!  Kız, sevgilisine pinokyo hediye ederse, yalancısın mı demek istiyor? İnsan sevgiler gününde neden bir ayı veya pinokyo hediye etsin ki? 
Kız sevgilisine bunu verince ayı veya yalancı mı demek istiyor acaba işte bunu anlamadım. 
Sevgililer gününü boşverin. Çok pahalı şeyler gerekmiyor mutlu olmak ve mutlu etmek için. Bir demet çiçek, bir küçük pasta, güzel hazırlanmış bir yemek masası yeter. Mumları unutmayın sakın! 

Sevdiğini söylemenin, özel hissettirmenin günü de yoktur. Sadece yılda bir güne özel mi olacak davranışlar, sadece bir gün mü olacak sürprizler?
Ne düşünüp hazırlıyorsunuz bilmem o gün için ama yapacağınız tek şey “Her zaman arkandayım, seninle bir ömür varım” mesajı vermeniz.  
Hayatınızın her günü sevgililer günü gibi, aşkla, heyecanla dolsun…

Bu bir sevgililer günü yazısı değil aslında. Size müthiş bir aşk hikayesi yazacağım daha sonra.
Şimdilik, sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sevim Güney Arşivi