Çiçek'ten HSYK'ye 'açıklama yapın' çağrısı

Çiçek'ten HSYK'ye 'açıklama yapın' çağrısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Balyoz davası kapsamında gerçekleşen tutuklamaların davaya bakan hakimlerin değişmesinin ardından gerçekleştiği yönündeki eleştirilen üzerine HSYK'ye "açıklama yapın" çağrısında bulundu. Çiçek, HSYK'nin
Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı yaklaşık 2 buçuk saat sürdü.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, toplantıda iç ve dış politik gelişmelerin değerlendirildiğini belirtti. Toplantıda görüşülen konulara ilişkin kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra soruları yanıtlayan Çiçek, "Balyoz davasında savunma avukatlarının çekilebileceği ifade ediliyor. Bu ne anlama geliyor, siz nasıl yorumluyorsunuz" yönündeki soruya konunun yargısal bir faaliyet olduğu dolayısıyla hükümetin gündeminde olmadığı şeklinde yanıt verdi. Çiçek bu tartışmalarla ilgili yapılabilecek hukuki usul ve esasların Ceza Muhakemesi Kanunu'nda belli olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: "Yapılabilecek iş, bu karara karşı bir başka mahkemede tutukluluğa itirazdır. Zaten bu yapılabileceği anlaşılıyor. Dolayısıyla yargısal bir faaliyetle ilgili olarak kamuoyunun belli kesiminin tartıştığı bir konuyu, hükümete sorarsanız ve hükümetten bir cevap beklerseniz, kabul etmek gerekir ki yargısal bir faaliyetin merkezine hükümeti getirmiş olursunuz, bu tümüyle yanlış olur. Biz, bu yargısal faaliyetin tümüyle dışındayız. Tutuklama talep eden yargının bir unsuru savcı, kararı veren mahkeme... Bunda itiraz edilen yönler varsa bu tutuklamaların haksız olduğu, doğru olmadığı, hukuksuz olduğu ya da gerek olmadığı yönünde bir kanaat varsa bunun da karara bağlanacağı yer bir yargı merciidir. Onun için bizim bu konuyla ilgimiz yok. İçeriğiyle ilgili de zaten ayrıntılı bilgimiz yoktur. Onun için mahkeme ne karar verirse biz de kamuoyuyla beraber bunu bileceğiz ve netice ne ise onu hep beraber görmüş olacağız. Onun için Bakanlar Kurulu gündeminde tutuklamalarla ilgili herhangi bir konu hükümette görüşülmemiştir görüşülmesi de doğru değildir."
 

HSYK'ye 'açıklama yapın' çağrısı

Çiçek, tutuklamaların hakimlerin değişmesinin ardından gerçekleşmesi yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine ise bununla ilgili HSYK'nin bir açıklama yapması gerektiğini söyledi. HSYK'ye açıkça çağrıda bulunan Çiçek, "Başkanlıkları değişen mahkemelerle ilgili ifade edeyim ki mahkeme başkanları bildiğim kadarıyla oy birliği ile değişti. Bu önemlidir. Orada çoğulcu bir yapı var. Danıştay'dan gelen var. Yargıtay'dan gelen var, ilk derece mahkemelerinden gelen var. Başka yerden gelen var. Barolardan gelen var. Demek ki orada hakikaten oy birliği ile çıktığına göre 21 kişilik kurulda bir konu oy birliği ile karara bağlanıyorsa çok farklı yerlerden gelenler açısından ortada değişmeyi gerektirecek bir durum vardır demektir. Onu herhalde HSYK kamuoyunda böyle bir tereddüt varsa bunu ortadan kaldırmak da onların görevidir. Açıklama yaparlarsa iyi olur. Bu sorunun cevabını ben veremem. İsterseniz buradan da bir çağrı yapmış olduk ki bu konuyu kamuoyunda tereddüt kalmasın HSYK bir açıklama da yapsın uygun görüyorsa" diye konuştu.
 

'Muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakkı vardır'

Cemil Çiçek, yüksek yargıda yeni daireler kurulmasını öngören yasayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Anayasa Mahkemesi'ne götürecekleri yönündeki açıklamasını da değerlendirdi. Çiçek "Muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi kendi haklarıdır. Buna saygı duyarız o noktada söyleyeceğimiz bir şey yok. Daha evvel de başka çıkan yasaları götürdüler. Nihai kararı Anayasa Mahkemesi verir. O konuda bir şey demem" dedi.


'Türkiye'nin KKTC ile ilişkileri menfaat değil, bir kardeşlik ilişkisidir'

Hükümet Sözcüsü Çiçek, bir basın mensubunun "2 Mart'ta KKTC'de yine bir miting yapılacağı belirtiliyor. Bu konu Bakanlar Kurulunda gündeme geldi mi?" yönündeki sorusunu "Bu mitingin yapılıp yapılmaması bizim iznimize ya da onayımıza bağlı değildir. Biz sadece orada Türkiye aleyhtarı, Türkiye'nin hak etmediği bazı haksız suçlamalara karşı bir tavır ortaya koyduk, koyuyoruz" şeklinde yanıtladı. Türkiye'nin KKTC ile ilişkilerinin bir menfaat değil, bir kardeşlik ilişkisi olduğuna vurgu yapan Çiçek, şöyle devam etti:
"Kardeşlik kavramının içini iyi doldurabiliyorsak birbirimize karşı bazı tavsiyelerimiz olur beklentilerimizi olur. Türkiye 8 yıllık iktidarımız döneminde, KKTC'ye 1974'ten bu tarafa hem siyasi hem ekonomik hem diplomatik en büyük katkıyı vermiş bir iktidardır. KKTC'nin Türkiye'nin dışında bir temsilciliği yoktu. Sadece Ankara'da vardı bir de BM'ye görüşmeler olduğunda gidilir gelinirdi. Şu an Türkiye'nin çabası ve gayreti ile 18 yerde temsilcilik açılmıştır. Bu önemli bir katkıdır, siyasi ve diplomatik katkıdır. KKTC'nin parlamenterleri Kuzey Kıbrıs meselesinin görüşüldüğü Avrupa Konseyi oturumlarına katılamazdı. Kulis yapmak üzere, derdini anlatmak üzere giden milletvekilleri ya otel lobilerinde veya konseyin kafeteryasında bir yabancı ülke parlamenteri bulabilirse orada derdini anlatır. İlk defa AK Parti iktidarı döneminde bugün KKTC adına 2 milletvekili genel kurula katılmakta, görüşmelere katılmakta orada fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmekte ve konsey binası içinde kendilerine ofis tahsis edilmiştir. İslam Konferansı Örgütü'ne KKTC sadece gözlemci olarak katılabilirdi. Bugün ise Türk devlet olarak İslam Konferansı Örgütü'nün toplantılarına katılabilmektedir. KKTC'nin cumhurbaşkanı birçok ülke tarafından bugün resmen davet edilmekte, konuyla ilgili görüşüne, bilgisine başvurulabilmekte. Böylece sayın cumhurbaşkanları Kıbrıs davasını bir de KKTC açısından ne olduğunu, ne olmadığını bu müzakerelerle ilgili muhataplarına derdini anlatabilmektedir." Çiçek, ayrıca KKTC'ye, önceki iktidarlar döneminde yapılan katkının azami 200 milyon dolar civarında olduğunu şu an ise ortalama 600 milyon dolar Türkiye'nin yıllık katkı verdiğini kaydetti.

Üç yıllık protokoller 3-4 ayda hazırlanıyor

Çiçek, KKTC'nin en temel ihtiyaçlarından biri olan içme ve kullanma suyu ihtiyacı konusunda bu zamana kadar ki en büyük projeyi hayata geçirmeye hazırlandıklarını da ifade etti. Yaklaşık 450-500 milyon dolar civarında bir maliyete, Türkiye'den, Anamur'da Dragon çayı üzerine kurulan Alaköprü Barajından KKTC'deki bir başka baraja Akdeniz'in altından su boruları döşenmek suretiyle 75 milyon metreküplük su aktarılacağını ifade eden Çiçek, Türkiye ile KKTC arasında yapılan üçer yıllık protokollere vurgu yaptı. Bu protokollerin altında KKTC Başbakanlarının da imzası bulunduğuna dikkat çeken Çiçek, "Bu protokoller hazırlanırken oradan Başbakan buradan ilgili bakan bir araya gelerek yapmıyor. Bu protokoller yapılırken en az 3-4 ay KKTC de Türkiye'de bunları ilgili makamlarla, görüşülmesi gereken yerlerle görüşerek, düşünerek, tartışarak sonunda da bir araya gelip ortak bir kısım çalışmaları yaparak bunun sonucunda bu protokoller imzalanıyor. Şimdi deniliyor ki 'Bizim bu protokollerden haberimiz yok', bu bizim kusurumuz değildir. Protokolün altında imzası olan sayın Başbakan da kendi ülkelerinde kimlerle görüşecekse, bu sendikalar olur, meslek odaları olur, devletin ilgili birimleri olur, bunları oturup konuşuyor, biz de kendi içimizde bu değerlendirmeleri yapıyoruz. Bunun sonucunda bir ortak çalışma yapılıyor ve nihai olarak da o taraftan ilgili Başbakan bu taraftan Kıbrıs işleri ile ilgili Bakan ya da Başbakan Yardımcısı bu protokolü imzalıyor" dedi.

KKTC'nin bütçe açığı

Protokollerin 3 ya 4 bölümden oluştuğunu da sözlerine ekleyen Cemil Çiçek, bunların bir kısmında bütçe açıklarına ayrılacak payın yer aldığını ve protokollerin üç yıllığa yapıldığını söyledi. Protokollerde Türkiye'nin verdiği kaynakların bir bölümünün bütçe açıklarına tahsis edildiğini belirten Çiçek, "KKTC'nin çok ciddi bir bütçe açığı vardır. Türkiye'nin katkılarının çok ötesinde bir bütçe açığı vardır. Bu 3 yıllık protokollerin hedefi, Türkiye'nin katkılarının hedefi KKTC'yi daha güçlü hale getirmektir. Rum kesimi ile olan arasındaki farkı, gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, daha mutlu daha müreffeh bir KKTC ortaya koymaktır, bunu inşa etmektir bu da yatırımlardan geçiyor. Eğer gönderilen kaynakların tamamı, cari harcamalara gidiyorsa, maaşlara gidiyorsa yatırıma para kalmaz. Kaldı ki oradaki çiftçinin desteği ihtiyacı var, esnafın desteğe ihtiyacı var, sanayicinin, tüccarın desteğe ihtiyacı var bir de yapılması gereken birçok altyapı yatırımları var. Siz bunları yapmaz da gönderilen kaynağın tamamını bütçe açığına sarf ederseniz o zaman bu açık, güney ile olan açık her geçen gün daha büyür ve işin içinden çıkılmaz hale gelir. Türkiye'nin bütçe açıkları dışındaki kaynakların nereye harcanacağı da yine bu protokollerde ve bunların ekinde ayrıntılı olarak ortaya konmaktadır" diye konuştu.
 

'Kıbrıs'ta hantal bir devlet yapısı var'

Çiçek, KKTC'nin yaşadığı ekonomik sıkıntıları daha önce Türkiye'nin de yaşadığını ifade ettiği açıklamasında her ülkenin birbirine tavsiyelerde bulunduğunu ya da tenkitler yapıldığını kaydetti. "Kıbrıs'ta hantal işleyen bir devlet yapısı var" diyen Çiçek, "Söylemek istediğimiz şey şu; orada ciddi çok yönlü yapısal reformlara ihtiyaç var. bunları yaparlar, yapmazlar kendileri yapacaklar. Kendileri bilecekler. Ama biz Türkiye olarak KKTC'nin yaşadığı ekonomik, sosyal bir çok sıkıntıyı önceden yaşadık, sosyal güvenlik sıkıntılarını önceden yaşadık. Bankalarımız battı orada da battı. Bizde 26 banka battı, hatırlayacaksınız orada off-shore bankacılığından dolayı ciddi sıkıntılar oldu. Bu tedbirler alınmadığı takdirde ileride daha büyük sıkıntılar meydana gelir diye dostça söylüyoruz. Şimdi 'biz kendi programımızı kendimiz yaparız' diyenler daha büyük bir sorumlulukla KKTC vatandaşlarına karşı sorumluluk altındadır. İster tek başlarına ister bir araya gelirler öyle yaparlar, böyle yaparlar. Yol ve yöntemleri kendilerine ait bu açıklar nasıl kapacaksa, bu sıkıntılar nasıl ortadan kaldırılacaksa bunu ortaya koyarlar. Biz kendi taahhütlerimiz gereği neyi taahhüt ettiysek, iş başında bulunan hükümetlere bakmaksınız hangi partinin seçimi kazandığına bakmaksınız, herhangi bir düşünce ile değil, ön yargıyla değil, kardeşliğimizin gereğini sonuna kadar, bugüne kadar olduğu gibi yaparız. Yapmaya da devam ederiz. Bunun bir defa daha bilinmesinde fayda var" dedi. 
'KKTC ile çat kapı görüşürüz'

Çiçek, bir gazetecinin "Kıbrıs'la yapılması beklenen eylem öncesinde yüz yüze bir temas söz konusu mu?" yönündeki sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: "Biz KKTC ile ilgili çat kapı görüşürüz. Kardeşlik ilişkisinde öyle çok formel şeyler olmaz. Benden randevu istediler veriyoruz. Yarına verdiğimiz randevuyu bugün yapabilirsek bugün yapabiliriz. Bu noktalarda görüşmeme diye bir sıkıntımız olmaz. Biz her şeyi dostça kardeşçe konuştuk, konuşuyoruz, konuşmaya devam ediyoruz. Geçmişte gece yarısı telefonlarla konuştuğumuz çok konular oldu. Bunları tabi açıklamıyoruz. İç politika konusu olsun diye açıklamıyoruz. Önceki partilerle de konuştuğumuz oldu şimdiki partilerle de konuşuyoruz. Konuşmaktan doğan bir sıkıntımız olmaz. Neyse onlara açıkça ortaya koyarız. Ama problemler de çok net ötelenmeyecek hale gelmiştir. Bunun da görülmesinde fayda var."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.