Türk ile Türk Kürt ile Kürt evde koyun yabanda kurt

1500’lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade, çok ilginç. ‘Türk ile Türk, Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt.’ Bu dizeler bundan 500 yıl önce yazılmış. Şükri Bitlisi, Kürt ile Türk’ün birbirine kardeş olduğunu, birbirleriyle kaynaştığını, bütünleştiğini, yabana, düşmana karşı Türk ile Kürt’ün bir ve beraber olduğunu anlatıyor.

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, dün Bitlis’te belediye binasında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kahvaltılı toplantıda buluştu. Erdoğan, Türkler’le Kürtler’in zoraki birlikte olmadıklarını belirterek, “Bin yıldır beraberiz, etle tırnağız, birbirimizin akrabası değil, kardeşiyiz. Bu birlikteliği bozmaya kimsenin gücü yetmez” diye konuştu. Yola çıktıkları andan itibaren bölgedeki vatandaşın sesine kulak verdiklerini söyleyen Erdoğan, Bitlis’li devlet adamı Şükri Bitlisi’nin ifadelerini hatırlatarak şunları söyledi: “1500’lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade, çok ilginç. ‘Türk ile Türk, Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt.’ Bu dizeler bundan 500 yıl önce yazılmış. 500 yıl önce Şükri Bitlisi, Kürt ile Türk’ün birbirine kardeş olduğunu, birbirleriyle kaynaştığını, bütünleştiğini, yabana, düşmana karşı Türk ile Kürt’ün bir ve beraber olduğunu anlatıyor. Bu kardeşliğin içine fitne sokmaya kimsenin gücü yetmez. İşte onun için gündelik politikalara da gündelik çözümlere de takılıp kalmayacağız.

Silah tüccarları kazanmasın

Kerbela’da Hz. Hüseyin, Müslüman olduğunu iddia edenler tarafından şehit edildi. Bu gençlerimizi şehit edenleri, bu zihniyeti çekin bir kenara, sorun kendilerine; onlar da sizin, bizim yanımızda aynen bu ifadeleri kullanacaklardır, ‘Biz Müslümanız’. Peki nasıl bu cana kıydın, nasıl şehit ettin? Birileri bu acılardan siyasi rant üretmek istiyor. Birileri çıkıyor, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ne karşı geliyor, adeta ’ay yıldızlı tabutlar içerisinde şehitler gelmeye devam etsin’ diyor, oradan rant elde edecek. Bu oyunu görmek ve bu oyunu bozmak zorundayız. Gençlerin ölümünden silah tüccarları kazanmasın. Artık fitnecileri, provokatörleri, silah tüccarlarını değil, kendimizi sevindirme zamanıdır.”

‘Terör bitsin’ diyene baskı var

Kendisini Kürt halkının temsilcisi gibi lanse edenlerin, Kürt halkı üzerinde baskı kurmanın gayreti içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Konuşanlara baskı uygulanıyor, yazanlara baskı uygulanıyor. ‘Çözüm’ diyenlere, ‘Terör bitsin’ diyenlere baskı uygulanıyor. Bu bölgenin insanına ne olursa olsun yoksulluk sürsün, ölümler sürsün, huzursuzluk, istikrarsızlık, terör sürsün, yeter ki istismar zemini yok olmasın. Güzel şeyler oluyor ve inşallah çok daha güzeli olacak.”

Adın karın doyurmaz

BİTLİS Şehir Meydanı’nda toplu açılış töreni ve TOKİ tarafından yaptırılan 400 konutun anahtar teslim töreninde konuşan Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Erdoğan “29 Mart seçimlerinde anamuhalefet partisinin şimdiki genel başkanı, İstanbul’da belediye başkan adayıydı. ‘Her evdeki hanımlara 600 lira vereceğim’ dedi. Kaynağın ne deyince diyor ki; ‘Benim ismim, şu’. Biz sana ismini sormadık ki. Senin adın karın doyurmaz, vaat karın doyurmaz” dedi.

Yumurtayı omlet yap

Protestocu üniversite öğrencilerini de eleştiren Erdoğan bağırıp çağıranların, molotofkokteyli, taş atanların sayısının bini geçmeyeceğini belirterek, “Biz rektörler toplantısı yapıyoruz. Neymiş, rektörler toplantısına katılacaklarmış. Davet olan yere katılınır. Biz konuşurken dışarıda yumurtacılar var. Bu kadar fazla yumurtan varsa git fakir fukaraya dağıt, git omlet yap ye. Yazıktır. Biz de oralardan geçtik ama biz molotof kokteyli atmadık, taş atmadık, kasatura sallamadık. Biz sadece, ‘müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar’ dedik ve fikri tartışmalarla sürecimizi işlettik” diye konuştu.

Ben de oraya gireceğim

BİTLİS’teki temaslarının ardından karayoluyla Ahlat’a gelen Erdoğan, burada Selçuklu dönemine ait tarihi kabristanı ziyaret etti. Tarihi mezar taşlarını inceleyen Erdoğan, daha sonra gazetecilerin ısrarı üzerine tarihi mezar taşlarının önünde poz verirken, “Hadi bakalım ne yazacaksınız? Sonunda ben de oraya gireceğim, siz de gireceksiniz” diyerek espri yaptı. Kazı çalışmalarının yeterli olmadığı eleştirisi üzerine Erdoğan, İl Kültür Müdürü Hüsnü Işıkgör’e “Ver bakalım cevabını, 7 senedir ne yaptın?” diye sordu. Işıkgör, bilimsel çalışmaları anlatırken Erdoğan, “Bilimseli çok gördük, ben uygulama isterim” dedi.