Türk kadını medeni haklarını korusun

Türk kadını medeni haklarını korusun
İstanbul İl Genel Meclisi’nin 2010 yılı Aralık ayı toplantıları başladı. CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi Av. Seher Okşar Kadırgan, Atatürk’ün büyük devrimlerinden 5 Aralık 1934 de “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesi” nedeni ile 6 Aralık 201

    

İstanbul İl Genel Meclisi’nin 2010 yılı Aralık ayı toplantıları başladı. CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi Av. Seher Okşar Kadırgan, Atatürk’ün büyük devrimlerinden 5 Aralık 1934 de “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesi” nedeni ile 6 Aralık 2010 Pazartesi günü İl Genel Meclisinde gündem dışı söz alarak bir konuşma gerçekleştirdi. Kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin önemine değinen, kadına uygulanan şiddeti, Türk kadını ile diğer Müslüman ülke kadınları arasındaki uçurumu örnekler vererek meclis gündemine taşıyan CHP’li Kadırgan konuşmasın şöyle dedi:

 

Her Türk kadını için bayram olmalıdır 5 Aralık 

5 Aralık 1934 Türk Kadını’nın siyasi arenada var olma sürecinin başlatıldığı gündür. Bugün bu topraklar üzerinde yaşayan her kadının bayram tadında kutlaması gereken bir gündür. Bu ülkenin kadınları Atatürk’ün önderliğinde medeni haklarına kavuşmadan önce sosyal bir varlık olarak dahi kabul edilmiyorlardı. Hâlbuki o Kadınların istiklal savaşında erkeği ile birlikte verdiği örnek mücadelenin bir eşi daha dünya üzerinde görülmemiştir. İşte Atatürk bu gerçeği tarihe şöyle not düşüyordu.       

Ben bugün bilgi çağının modern, eğitimli, özgür ve hak sahibi kadınlarından değil, şık salonlardaki şık kadınlardan yani bir avuç şanslı azınlıktan değil; sosyal ve kültürel gelişmişlikten payını alamayan, düşleri ve özlemleri göz ardı edilen, isyan ve itirazları yok sayılan bu ülkenin başka kadınlarından, birazda sınırlarımızın ötesindeki kadınlardan söz etmek istiyorum.

 ‘Doktor hanım ben bu paraya bu karının yenisini alırım’

Ben sizlere ülkemden ve dünya’dan kadın manzaraları sunmak istiyorum. Türkiye’nin ilk kadın Bakanı Prof. Dr. Türkan Akyol şöyle bir anısını anlatıyor. “Odamdan içeri çok genç ve güzel bir kadın girdi. Yanında kocası vardı. Kadını muayene ettim. Kadın verem idi. Hem de ileri derecede veremdi. Reçeteyi yazıp kocasına verdim. Adam, ilaçların ne kadar tutacağını sordu. Söylediğimde yüzünü buruşturup ‘Doktor hanım ben bu paraya bu karının yenisini alırım’ dedi.

Eğer bir gün bu cumhuriyet birilerinden özür dileyecekse onlar bu kadınlardan başkası değildir       

Diyarbakır’da çalışmasına izin verilmediği için evinden kaçan 17 yaşındaki Demet babası tarafından 39 bıçak darbesiyle öldürülüyor. Otopsi sonucunda kızın bakire olduğu anlaşılınca annesi üzgün babası pişman olduğunu söylüyor. Medeni haklarını bugünün refah ülkelerinden onlarca yıl önce alan bu ülkenin kadınları bu kaderleri yaşamamalıydı. Yaşamları namus bekçilerinin iki dudağı arasına sıkışmış bu kadınların katilleri namuslarını temizlemiş birer kahraman edasıyla toplumca kutsanmamalıydı. Şimdilerde bazıları çıkıp bu cumhuriyet şundan özür dilesin, bundan özür dilesin diyor. Eğer bir gün bu cumhuriyet birilerinden özür dileyecekse onlar bu kadınlardan başkası değildir.

Siyasetçiler, Kadınları kadın kotası, kadın kolları gibi azınlık söylemlerle avutup eşitlik sorununu çözmedikleri için suçlular

Bu ülkeyi yıllar yılı yöneten sorumsuz sorumlular bu kadınlara karşı suçlular. Onları feodal düzenin içinde yalnız ve çaresiz bıraktıkları için, yasalardaki hakları yaşamlardaki haklar yapamadıkları için suçlular, bir oda bir sofa evlerinde yoksulluğun ve cehaletin sabırlı bekçilerine kayıtsız kaldıkları için suçlular, aydınlanma devrimini sürdüremedikleri için suçlular. Güneydoğu’nun çocuk annelerine karşı, töre kurbanı kadınlara karşı ya da orada kadın olmanın dayanılmaz ağırlığını taşıyamayıp Fırat nehrinde, Batman Çayı’nda yaşamına son veren kadınlara karşı suçlular. Siyaset yapan kadınları kadın kotası, kadın kolları gibi azınlık söylemlerle avutup eşitlik sorununu çözmedikleri için suçlular.

 

Değerli Arkadaşlar bizim kadınlarımız yasalardaki onca hakka rağmen bu çaresizliği yaşarken, yasalarda hiçbir hakkı olmayan başka ülkelerin kadınları neler yaşıyor dersiniz. Pakistan’da ’’kadınlar eve aittir’’ diye propaganda yapılıyor. Buna karşı gelen kadın örgütlerine etkinliklerinizi durdurun yoksa sizi bombalarız diye tehditler savruluyor. Bu ülkede kadınlar hala birey olma mücadelesi veriyor, sorunları dile getirmekse gürültü olarak yorumlanıyor.

’’İslam ülkelerinde kadının geri kalmışlığının suçunu Kuranda değil kuranı kendine göre yorumlayan erkeklerde aramak gerekir’’ 

Fas, Tunus, İran, Cezayir, Nijerya ve daha pek çok ülkeden sayısız örnek vermek mümkün. Ben tam burada kendini türbanlı Feminist diye tanımlayan Tunuslu kadın yazar Zeynep Samandi’nin şu sözünü aktarmak isterim.’’İslam ülkelerinde kadının geri kalmışlığının suçunu Kuranda değil kuranı kendine göre yorumlayan erkeklerde aramak gerekir’’ diyor.

       

Değerli Arkadaşlar, böyle bir günde adlarını anıp selam olsun diyeceğim kadınlar var. Kurtuluş Savaşı’nı bağımsızlık destanına çeviren Kuvayi milliye kadınlarına, yürekli çıkışlarıyla yolumuzu aydınlatan cumhuriyet kadınlarına, dünyanın en görkemli sivil direnişini gösteren Bergamalı köylü kadınlarına, onurlu bir yaşam ve çalışma hakkı için direnen emekçi kadınlara, yardım paketlerini, kömür torbalarını almak için çamurlara düşen çilekeş kadınlara, karda-yağmurda-çamurda kapanan yolda, akmayan suda hizmet veren vatanperver kadınlara…

 

Tüm kadınlar adına, zorlu coğrafyada nice kardelen çiçekleri açtıran yürekli kadına Prof. Dr.Türkan Saylan’a selam olsun

 

Bu ülkenin eğitimsiz, doktorsuz güvencesiz ama bir o kadar suskun, bir o kadar sitemsiz kadınlarına, sınırlarımızın hemen yanı başında ki o haksız, o kirli işgalde hiçbir suçları olmadığı halde en ağır bedeli ödeyen Felluce’den, Samaradan, Necef’ten, Bağdat’tan, Ebugarib’ten kurtarın bizi bu utançtan diye dünyaya haykıran, Amerikan askerlerinin tecavüzüyle mavi gözlü çocuklar doğuran Iraklı kadınlara selam olsun.

Ve son olarak o zorlu coğrafyada nice kardelen çiçekleri açtıran, yaşamının son günlerinde haksızca suçlanan ama şimdi aklanan o yürekli kadına Prof. Dr.Türkan Saylan’a selam olsun, ruhu şad olsun.

 

 


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.