Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Pusuda bekleyenler!

Pusuda bekleyenler!

 Taş taşı yardı taş başı yardı, Bizde bu yarılanları görünce kan akmadan “şeytanın avukatlığına” soyunalım dedik sonra aklımıza birden atasözümüz geldi durduk ve bir nefes aldık öyle ya “şeytan azapta gerek”.

Biz biraz balık hafızalı olduk malum nedenlerden dolayı. Hiç ir hükümet 2002 den beri iktidar olan AKP hükümeti kadar günden değiştirmedi. Bu konuda hiç kimse AKP kurmaylarının eline su dökemezler, istediklerinde istediği konuyu gündeme oturtmakta üstlerine yok.

Yıllar yıllar önceydi! O günlerin iki sivri milletvekili, Kemal Kılıçdaroğlu’yla ile Mir Dengir Mehmet Fırat’ın düellosu, fakat işin iç yüzü hiçte öyle değildi. Bu düello iki milletvekilinin değil, CHP ile AKP’nin düellosuydu ve bu düellonun bir galibi vardı. Bu galip seçimlerde oy olarak kendini gösterecek denilmesine rağmen, ben vatandaşın çok iyi yönlendirildiğini, gündemin istenildiğinde nasıl değiştirilebildiğini görerek bunun sandığa yansıyacağına pek inanmamıştım. Nitekim çok az yansımasıyla pekte haksız çıkmamıştım!

Yazılarımda hep derim, çoğumuzda kabul ederiz 12 Eylül sonrası ülkemizde insan profili değişti, “Bana neci, tüketici, sözünde durmayan, üretmeyen, vatandaş olmanın hakkını veremeyen, kardeşçe yaşamaktan haz almayan, kavgacı, hırçın” bir toplum haline geldik.

Bu bana necilik başımıza çok işler açtı ilk açılan ANAP ve benim memurum işini bilir sözü ile göz yummalar ve hayali ihracat dönemi başladı. Birilerinin İsviçrelerde mafyacılarla toplanıp artık paranızı ülkeye getirin dedikoduları ayyuka çıkıp olur olmadık yerlerde konuşulmaya başladı.

Peşinden DYP Tansu Çiller ile Mehmet Ağar dönemi var, bu dönemde Kamuoyunda ‘şeytan üçgeni’ olarak bilinen Adapazarı - İzmit - Sapanca üçgeninde öldürülen Kürt işadamlarından sıkça bahsedilir.

DSP, MHP, ANAP saç ayağı hükümetinin “hayata dönüş operasyonu ülkede etin kilosunun beş kuruş olduğunu bir kez daha kanıtladı!

Vatandaş bunların çözümünü beklerken o günkü ve bu günkü iktidar tarafından Ergenekon ortaya atıldı. Başlangıçta çok kişinin desteğini alan susurlukta susturulan “kontrgerilla” bir diğer adıyla “Gladio” derinlerden çıkartılacak bağımsız yargıya teslim edilecekti! En azından öyle sanmıştık.

Sisi ile Sulandırılıp Nurseli İdiz ile cılkı çıkarılan sondan bir evvelki operasyonlar ile Ne vatandaşın istek ve taleplerine uygun, nede yarım yamalak ta olsa belki bir şeyler olur diye bekleyen aydınların beklentisi olmamış aksine olabilirlik durağına uğramadan transit gitmiş aksine Kemalist Generaller yazarlar ve bilim adamlarıyla sürmüştü...

O aralar gündem yeni değişmiş siyaset dünyasına Kılıçdaroğlu Fırat düellosu hâkim olmuştu.

Derinlerdeki konu unutulup yerini hayali ihracat ve Mir Dengir Mehmet Fırat’ın sahibi olduğu nakliye firmasının araçlarında yakalanan 89 kg Eroin almıştı.

Yoksulluk yolsuzluk unutulmuş, Deniz Feneri patlamış ve hemen peşinden 9. dalga ile sahillerde taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmamış, derin operasyon Esenyurt kıyılarına kadar değil bizzat merkezine gelmişti.

Bu tartışma ile Mir Dengir Mehmet Fırat’ın kamuoyundaki gözle görünür mağlubiyeti unutturulmaya çalışılırken Kemal Kılıçdaroğlu tekrar kılıcını kınından çıkartmış basına bir açıklama daha yapmıştı.

Mir Dengir Mehmet Fırat’ın cevabının kifayetsizliği ile kamuoyunda beklenen itibarı alamamış lakin İşte bu daha evvel gündem sulandırılıyor tahlili yapanları haklı çıkartıyordu.

Hemen peşinden Metris cezaevinde işkenceyle öldürülen Engin Çeber Vakası ortaya çıktı, Adalet bakanı oldukça makul konuşarak Devletin görevlilerinin işkence yaptığını kabul etti.

Ve dedi ki; Engin Ceber'in, cezaevinde kötü muamele ve işkence sonucunda öldüğü iddiasıyla ilgili 19 kişinin, geçici olarak görevden uzaklaştırılmıştır.

Devamında ise; “Devletim ve hükümetim adına yakınlarından özür diliyorum. Sorumluları kimse, sonuna kadar gidilecektir. Kimsenin şüphesi olmasın” diyen Mehmet Ali Şahin, o günkü Adalet Bakanı olarak üzüntüsünün sonsuz olduğunu dile getirirken işkence yapıldığını bir kez daha kabul etmiş oldu.

Peki, o günden bu güne ne değişti?

Sakın ola ki kimse bir şey değişmedi demesin.

Değişen şey; Mir Dengir Mehmet Fırat siyaseten un ufak olurken Kemal Kılıçdaroğlu asırlık CHP’nin genel başkanı oldu, sadece CHP’ye genel başkan olmadı ülkeye de umut oldu!

Peki, şimdilerde ne oluyor?

Daha ne olsun, Pusuda olanlar Kılıçdaroğlu’nun bir anlık boşluğunu ve üzerine çullanmayı bekliyorlar!

 twitter.com/HasanHinisli


Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Hınıslı Arşivi