Aydın Yavuz
RADİKAL İSLAM
ABD,Soğuk Savaş döneminde Türkiye’ye yönelebilecek Sovyet tehdidinin İslamcılık’la ve milliyetçilikle önleneceğini düşünerek Türkiye’de bir “Yeşil Kuşak” oluşturdu.Çünkü ABD’ye göre Sovyet rejimi milliyeti ve dini yadsıyarak kurulmuştu.Onunla mücadele de dinle,dincilikle olurdu.Bu yüzden ABD Türkiye’de dinciliği körükledi.Zorunlu din dersini,imam-hatipler’i,Kuran kursları’nı,tarikatları teşvik etti.İslam’ı yüceltmek istediğinden değil,Sovyetler’in karşısına İslamcı mücahitler çıkartmak için yaptı bunu.İkili oynamak,Amerika’nın değişmez politikasıydı.2.Dünya Savaşı’nın başında önce Sovyetler’e karşı Hitler’i desteklemiş,Hitler’in ilerlediğini görünce de bu kez Sovyetler’in yanında yer almıştı.
Sovyetler Birliği çökünce ABD İslam’a yatırımı bırakmadı.Petrol zengini İslam ülkelerine yönelik emperyal politikalarını uygulamada model ülke olması için Türkiye’ye Ilımlı İslam’ı dayattı.BOP adını verdiği bu kanlı projenin eşbaşkanlığına da Erdoğan’ı getirdi.Erdoğan’la Ilımlı İslam ülkesine dönüşecek olan Türkiye,ABD’nin egemenliğine boyun eğmesi istenen Arap-İslam ülkelerine örnek olacak,oralarda uç veren radikal İslam’ı yumuşatacaktı.
Adına “Yeni Dünya Düzeni” denen küreselci dönemde dünyanın jandarması ABD olacak,radikal İslam yumuşayacak,refah artacaktı.Ama hiç de öyle olmadı.İşler Pentagon’un planladığı gibi gitmedi.Din-mezhep çatışmaları arttı;İslam daha da radikalleşti.2001’de ABD,Pentagon’a ve New York’un göbeğindeki Dünya Ticaret Merkezi’ne saldıranların El-Kaide teröristleri olduğunu öne sürerek Radikal İslam’a savaş açtı.Irak’a,Afganistan’a saldırdı.BOP çöktü.İslamcılar da dünyanın birçok yerinde küreselcilerin büyükelçiliklerini,bankalarını,sinagoglarını vurdu.ABD,kendi yarattığı El-Kaide terör örgütü lideri Bin Ladin’i öldürdü.Koyu şeriatçı Arap-İslam ülkelerine kıyasla daha laik Arap ülkelerinde,“Arap Baharı”adıyla kanlı isyanlar başlattı.Oraları yangın yerine çevirdi.İslam dünyasının gözleri önünde,Fransa’nın başını çektiği barbarca saldırıyla Kaddafi linç edildi.Küresel koalisyon,Rusya ve İran’ın karşıkoyuşuyla Suriye’de durduruldu.ÖSO denen haydutlar Esad’ı deviremeyince bu kez devreye,ağır silahlarla mücehhez IŞİD girdi.
Küresel dünyanın gözleri önünde silahlanıp Irak-Suriye içlerine doğru kelle avcılığına çıkan IŞİD abrarlığının oralarda bütün şiddetiyle sürüyor olması,radikal İslamcı terörün diğer bir kolunun Paris’teki günahsız insanları katletmesi,Almanya’da camilere yönelik saldırılar ve en son İstanbul’da patlayan bombalar,küresel dünyayla radikal İslam arasındaki kanlı savaşın -ne yazık ki-süreceğini gösteriyor.
Emperyalizmin ürettiği ve kullandığı,ihtiyacı bittiğinde de terörist damgasını vurarak katil ilan edip imhaya yöneldiği radikal İslamcılar’ın ve de İslam’ın yanlış yorumundan doğan diğer İslami terör gruplarının,Allah’ın Kuran’da emrettiğini yaparak İslam’a hakaret edilen yeri terk etmeyip teröre baş vurmaları,bunların haklı ve masum olduğunu göstermez.Her fırsatta İslam’a hakaret eden,bu dini terörün kaynağı gibi gösteren İslamafobi tutsağı emperyalizmin de suçsuzluğunu göstermez.Emperyalist dünyanın İslam’a olan önyargıdan kurtulmasını beklemek yerine,İslam dünyasının Gazali anlayışından sıyrılıp dini yaklaşımını gözden geçirmesini dilemeliyiz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.