Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Sağ Kemalizm

Sağ Kemalizm

Özellikle AKP iktidar olana dek ülkedeki tüm siyasi görüşlerin sahiplenmesiyle Kemalizm bir çatı gibi altında farklı tonları barındırıyordu. Kemalizmin güçlülüğünden dolayı sonradan oluşan Sağ Kemalistler de bu şemsiyenin altına farklı bir renk olarak girdiler.

Mustafa Kemalin milliyetçilik anlayışı kan ve soy itibarıyla Etnik Milliyetçiliği kabullenmeyip Teritoryal Milliyetçilik olduğu iddia edilir, yani vatandaşlık bağıyla kurulan vatan milliyetçiliği olup buna Vatanseverlik yurtseverlik olarak açıklamak daha doğru olur.

Varoluşundan bugüne kadar Kemalizmi kendi siyasi dünyasına uyarlayarak ondan ayrı düşmemek için mevcut siyasi düşüncesiyle örtüştürmeye çalışanlar Kemalizm birlikte anılmıştır.

Siyasal tarihimize baktığımızda CHP kurucu lider olarak sürekli sahiplenmiş, Serbest Fırka, Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP, DYP bunlarda Sağ Kemalist duruşu reddetmemiş hatta CHP’den daha çok sahiplenerek kendilerine monte etmeyi de ihmal etmemişlerdir.

Geçmişte Peyami Safa Günümüzde ise başta Altemur Kılıç olmak üzere Yeniçağ Gazetesinin birçok yazarını "Etnik Sağ Kemalist" olarak sayabiliriz.

Kemalizmi kendi siyasi dünyasına uyarlayan diğer kesim ise İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Ahmet Taner kışlalı, Bahriye Üçok gibi sol şeritte olanlar.

Sağ Kemalizm, Türk siyasal kültürünün “dinsel, geleneksel ve kültürel” değerlerinde zayıf olan sol siyasete karşı “mukaddesat, dinsel, geleneksel ve kültürel” açılımını temsil eder. Bu duruma aslında, CHP de pek dikkate alınmayan “dinsel, geleneksel ve kültürel” eksende yorumlanmasıdır da diyebiliriz. Şuanda CHP’de düşüncelerine ulusalcı(millici) deyip kendini solcu sananları da Sağ Kemalist kategorisinde sayabiliriz”.

Siyaset tablosunda Sağ Kemalizm kavram olarak cılızda olsa Cumhuriyetle beraber olmasına rağmen daha çok 12 Martta kapıyı aralamış,12 Eylül faşist darbesi ile birlikte netleşmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor.

12 Marta kadar 1927 Tevkifatını görmezden gelirsek Solla bir dargın bir barışık, ancak kavgasız yan yana ilerleyen Kemalizm, 1938 sonra sessiz sessiz, 12 Eylülle beraber hızlı bir şekilde renk değiştirme sürecine girdi. 12 Eylülden sonra Kemalistlerin yurtseverlik, laiklik savunuculuğunun yerine katı milliyetçilik daha ön plana çıkmaya başladı.

O günden sonra Sağcıların Atatürk’ü sahiplenmesi fazla yaygın olmamasına rağmen “Sağ Kemalizm” olarak adlandırıldı.

12 Eylül faşizminin un ufak ettiği sol gençlik ve sol aydınlar ile arasına set çeken TSK ideoloji olarak “Türk İslam” sentezini benimsedi. O sentezin siyasi ve mitolojik anlamdaki devletçiliğiyle ve milliyetçiliğiyle kendini özdeşleştirdi. Buna dinsel, İslamî bir renk de kattı.

Böylece Kemalizm (biçim olarak) alışılagelen yurtsever görünürlüğünden koparıldı; yeni bir yol haritası çizildi. Kemalizm artık tapınılan bir devletle, ılımlı bir Müslümanlıkla ve nihayet çok geniş bir milliyetçilikle bütünleştirildi. Buna “Sağ Kemalizm” denilmeye başlandı.

Şimdi onlara yani Yurtsever Kemalistlere karşı olan komprador burjuvazi, yerli işbirlikçi milli burjuvazi ve TSK daki sağ şeridin Generalleri; 12 Martta Ziverbeylerde, 12 Eylülde tüm Türkiye işkencehanelerinde Solcuların ve Yurtsever Kemalistlerin yok edilmesine sevinerek el ovuşturan Sağ Kemalistler sormak lazım; Bakın şimdi sizin için bir şeyler yapabilecek Yurtsever Kemalistlerde yok! Ne olacak şimdi?
___________________________________________________________



www.facebook.com/pages/Hasan-H%C4%B1n%C4%B1sl%C4%B1/308418082607082







Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Hınıslı Arşivi