SANATIN BOYNU GAZİANTEP’TE BÜKÜK!
Havanın sarı ile karışıp bizi kandırdığı bir cumartesi günü çıktığım yürüyüş sayesinde tanıdım onu. Üşüyen ellerimi ısıtmak için bir fincan çay içmek amacıyla uğramıştım o kafeye. İleride bir köşede kendi kendisine resim yapan bir adam çarptı gözüme. Duvarlara astığı resimler adeta bedava sanat sergisi gezebilmek için bir davetti. Yanındaki raflarda duran yıllanmış kitaplar, birilerinin ellerine değebilmek, sayfaları yeniden açılıp kendilerini okutabilmek için sıraya girmiş gibiydiler. Çayımı yudumlayıp uzunca bir süre bu adamı izledim. Daha sonra tanışmak için yanına heyecanla gittim.
Emekli bir tarih öğretmeni ve vazgeçemediği hastalığı resim yapmak ile bütünleşmiş bir adam, benim küçük bir merhabam ile hayat buluyor.
Çiziyor, boyuyor, boyaları kokluyor. Bazen sinirlenip atıyorum fırçayı diyor ama beni ne yapıp edip tekrar kendisine çekiyor bu koku diyor. Vazgeçemediğini anlatıyor ve kimsenin ilgisini çekmediğini. Ressamlığında kitap yazmak gibi bir hastalık olduğunu o an daha iyi anlıyorum. O adamı o an çok iyi anlıyorum.
Hüseyin Öztürk.
İnsanlar baksın ve sadece beğensinler diye bir sokakta sergiliyor resimlerini. İnsanlar gelsin alsınlar diye bir rafta cömertçe sunuyor okuduğu kitaplarını ama bizim insanımıza sanatı empoze etmek bedava ile bile mümkün olamayabiliyor.
Sanat Gaziantep’te muzdarip! Sanatın boynu Gaziantep’te bükük!
Sanat Gaziantep’te muzdarip! Sanatın boynu Gaziantep’te bükük!
Gülüyorum o konuşurken. Kafeye gelen gençlerin hiç birinin dönüp bakmadığını söylüyor. Ne komik diyorum. Ben de bir kafede imza günü yapmıştım. Adeta izdiham vardı. Kitap için değil ama kahve falına baktırmak için diyorum o da gülüyor. Birlikte gülüyoruz halimize. Dertler, fal baktırdığın kahve fincanlarından dökülüyor insanımız için oysa kim bilir belki de bir kitapta saklıydı aradıkları çözüm. Belki de bir resim karesinin içine gizlenmişti, bir şiiir de can bulmuştu kim bilir. Anlatmak zor. Yaşamak zor. Hayatın kendisi zor.
Toplumsal bir toplu mesaj göndermek istemiyorum buradan çünkü biliyorum toplu mesajlar hiç ilgi çekmiyor. Ben yazıyorum diyorum Hüseyin Bey’e, o da ben de çiziyorum diyor insanlar bakıyorlar ama maalesef görmüyorlar diye ekliyor.