Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Sarı Basın Kartı!

Şoför trafikte çevirmeye takılıyor, çaycı ofise gelen SGS denetimine yakalanabiliyor.  Sigortası yoksa sorun oluyor, mecburen sigorta yapılıyor, hele birazda maddi durumu yerinde olup “abi farkını vereyim beni 212 den SGS li yap” diyor ve patronu tarafından kabul görüyorsa! Ancak muhabirlik yapan, profesyonelce günlük köşe yazan, haber peşinde koşan vs vs bunlar için maliyenin SGS'nin bir yakalanma kaygısı olmadığından gazete sahipleri yakalanma riski taşıyan şoförleri ofislerdeki çaycıları sigortalı yapmayı yeğliyorlar. Doğal olarak bir süre sonra bunlar Sarı Basın kartı sahibi olurken, olan gerçek gazeteciye oluyor...

Türkiye'de internet gazeteciliğinin ve internet gazeteciliğinin yasal konumları da hiç belli değil. Şuan çok sayıda gazeteci internette gazeteciliklerini sürdürüyorlar, ancak 212 sayılı yasayla değiştirilen 5953 sayılı kanun kapsamında olmadıkları için hem bu yasadan yararlanamıyorlar. Hem de basın kartı alamadıkları için yıpranma payı alamamak gibi bir sonuçta ortaya çıkıyor…

“Eskiden 212 sayılı yasaya tabi olarak çalışanlar yıpranma hakkından yararlanabiliyordu ancak şimdi onu daralttılar ve sadece basın kartı sahipleri bu haktan yararlanabilecek”.

Kısacası; sarı basın kartı gazetecinin, gazeteci olduğunun kanıtı olmaz. Gazeteci gazetecilikle anılır. Gazeteciyi sarı basın kartıyla tanımlamak doğru değildir.

***

Köşe yazarı taraf olabilir mi?

Köşe yazarı taraf olabilir, ancak haber yapıyorsa; haber tarafsız ve objektif olmalı.

Kamu yararı düşünülmesi adına da gerçekler saklanılmamalı!(Kamu yararı adına beyazda olsa yalana karşıyım)

Medya varoluşundan bugüne kadar sürekli 4. kuvvet olarak anılır, halende öyledir. Kimine göre “dezenformasyon” aracı, kimine göre halkı uyaran bir “alarm!”.

Örn; Türkiye’deki iktidara destek olan ve onun sayesinde büyüyen medya ile çalışanına maaş vermeyen Gazete TV Ve Radyolar…

Nasıl kullanırsan kullan medya halen 4. Kuvvet olma özelliğini biçim ve sahip değiştirerek devam ediyor.

Eskiden gazetecinin başka mesleği olmazdı, şimdi maaşı yetmeyen gazeteci ikinci işi yaparak evini geçindiriyor(yaygın medyadaki birkaç isim hariç).

Yine eskiden Gazete sahibi, gazete sahipliği dışında başka iş yapmazdı. Şimdilerde ise işlerini daha kolay yapmak, iktidara yakın olmak isteyen holding sahipleri zarar etse bile gazete satın alıyor, aldıkları gazeteleri de normal diğer şirketleri gibi yönetmeye çalışıyorlar. Tabii ki bu durum gazeteciliğin cazibesini de azaltıyor…

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi