Ekim ayının ikinci yarısına girilirken Türkiye de ve dünyada olağan üstü olaylar gerçekleşti. Önce 2002 yılında sıfıra yakın düzeyde meydana gelen terör olayları bu ay tavan yaptı. Son birkaç ayın bilançosu ile şehit sayısı 150’yi buldu. Ülkenin her yöresinde ağıtlarla terörü lanetleyen sloganlarla şehit cenazeleri kaldırıldı. Yetkililer bu güne kadar olduğu gibi ayni nakaratı tekrarladılar. Ölenlere rahmet geride kalanlara baş sağlığı kanı yerde kalmayacak fasa fiso. Sınırı geçtik kuzey Irak’a girdik şu kadar PKK. lı etkisiz hale getirildi. İki üç gün sonra da yok ya biz sınırı geçmedik basın yanlış yazdı açıklamaları. TSK’nin sınırı nasıl geçeceği bunun için kimin iradesinin ve emrinin gerektiği milletçe biliniyor. TSK kendi inisiyatifi ile sınırı geçip operasyon yapamaz.

Tam bu sarmal içinde gaz alma turları yapılırken Van- Erciş merkezli şiddetli bir deprem ve yüzlerce yurttaşın ölümü binlerce yaralı evsiz barksız kalan on binlerce yurttaş. Şimdi deprem için devlet olanaklarını seferber ederken 2002 yılında geçici olarak konan deprem vergisinin AKP iktidarı döneminde kalıcı hale getirilmesiyle toplanan paraların akıbeti birilerinin aklına yeni geldi.    Muhalefette bu işe yeni uyanmış ve paranın nerede olduğunu soruyor.2002 yılından bu yana toplanan paralarla üç beş Van ve Erciş kurulur. Yeter ki bu paraların yeri ve miktarı açıklansın. Umarız kerpiç evleri kendilerine mezar olan yurttaşlarımızın geri kalanları çağdaş konuta kavuşur.

Son 50–60 yıla baktığımızda ABD’nin en başarılı en akılcı ve en sinsi başkanının Barak Obama olduğu görülecektir. Yüz yıllık Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için Jimmy Carter, Ronald Wilson Reagan, William George Bush, Jefferson Clinton gibi, Dünya da ve orta doğuda askeri müdahaleye başvurmamış Irak’a Kuvveyit’e Asya da Vietnam’a Afganistan’a sıcak müdahalelerde bulunarak Amerika’yı askeri kayıplarının yanın da çok büyük ekonomik yükün altına sokan diğer başkanların yolunu izlememiştir. Neticede dünyanın nefret ve kinini çekmeden bölgesel halkları kendine düşman etmeden o ülkelerde yaşayan halkları kullanarak ülkelerin içerden yıkılmasını sağlamış ve orta doğuda haritaları değiştirmiştir. Yakın hedef hala bu sinsi politikalara inanarak kayıtsız şartsız Amerika’nın isteklerini yerine getiren Türkiye’dir.

Bildiğiniz gibi geçen hafta tüm ülke halkı önce şehitlere odaklanmış gündem terör ve asayişken deprem bir anda o gündemi ikinci plana itti. Derken bu iki çarpıcı gündem arasında toplumun aylardır adil yargılanma beklediği deniz feneri davasında şok gelişme yaşandı. Yaban ellerde alın teriyle para kazanan inançlı insanların bu duygularını sömürerek onları dolandıranların yargılanmasını beklerken fırsat bu fırsattır bu sıcak gündem arasında kaybolur gider diye düşünülmüş olacak ki deniz feneri davasının ışığı karartılmış dolandırıcılar serbest bırakılmıştır. Şimdi şehit acılarını deprem acılarını unuttuğumuz günlerde umarım bu dava yeniden gündeme getirilir ve vatandaşlarımız garibanlardan toplanan o paraların kimlerin hangi kurumların kasalarına hortumlandığını öğrenir.