Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Siyaset ve duruş!

Bazen geçmişte kalmıştır “unut gitsin” dersin ama unutamazsın. Geçmiş de olsa geçmişte kalanı ara sıra hatırlatıp tekrar etmek gerek; tıpkı şimdiki gibi, bu sürüm eski sürümün bir üst versiyonu olup güncellenmiştir. Ara sıra güncellemek için www.haberdar.com.tr adresini ziyaret edip bilgi dağarcığınızı hatırlatma moduna almanız, bilgi stokunuzun menfaati icabıdır.

Evet, “Zaman değişti” diyenler ne kadar haklı. Her yeni güne başlarken bu söze olan inancım daha da kat be kat pekişiyor. Devir değişti, dönekler kazanıyor. İnananların, inandığını savunmak hak getire. Ne demek kardeşim ideoloji! Marjinal basit bir nostalji mi? Eskiye ait güzel bir anı mı? Sanırım her ikisi de... Geçmişin anıları geleceğin hayalleri “bu gün” olduğuna göre bu günü adam gibi onurlu yaşamak gerekmez mi?

Kapıdan geçen herkesin üye olabildiği şu günümüz partileri, parti okulu veya kurslarının olmadığı herhangi bir eğitim verilmeden parti yönetmeye hazır, kendini ülkenin en iyi bilgesi sananların oldukça çok olduğu köklü bir partimiz bu günlerde değişim için start verdi. Kısa bir zaman sonra il ve ilçelerde de değişime başlanılacağı söyleniyor; tabi “her şeyi en iyi ben bilirim, ben yaparım, her şeye ben layığım” diyen özellikle seçim zamanı çalışmak ter akıtmak gerektiğinde yok olan ortalarda görünmeyen bu emek hırsızı beleşçi insan tipleri bu aralar doğal olarak korkuya kapıldılar.

Siyasi partilerin kongreleri yaklaşırken bu aralar siyaset meydanına bereket ve nur yağıyor. Eskiden erdem olan siyaset, sanırım artık “getirimci” kapısı bir meslek olmaya aday, buna karşılık ‘bana necilik’, ‘vurdumduymazlık’, doğal hale geldi. Dönek dediğimiz kişiler, sürekli yükselişte; iyi de prim yapıyor. Bu gün senin yanında olan yarın senin tam tersi özellikteki kişilerin yanında olabilir; gençliğin deyimiyle kankasıdır.

Dün bangır bangır başka siyasi düşünceyi savunanlar, eşi ve çocukları alenen farklı siyasi düşüncede olup özünde kendide onlardan biri olduğu halde ticaret yaptığı veya sosyal ilişkilerinin yoğun olduğu bir bölgede çıkarı için bugün illaki “Şu Parti” diye “yerel veya merkezi iktidar” partisi için tepir tepir tepinip duruyor. Kendileri gibi dönek olmayanları da enayilikle suçluyorlar…

Bu tipler genelde, üye olmak için bir partiye gider. Varsayalım o an öğle tatilidir yemeğe çıkılmış ve parti kapalıdır; fakat onlar kendini tanrının sevgili kulu sanarlar. Onların zamanı ve kendileri çok önemli olduğundan hemen ilk gittiğinin tam “zıttı” başka bir partiye gider üye olurlar.

Bazıları ise bir partiye gider bir koltuğa aday olmak için forum ister. Karşılarındaki partili bunlara şaşkın şaşkın bakar, bunlar pot kırdığını anlayıp başka bir partiye gider. Burada da görevli kişiye aday olmak için nasıl müracaat edeceklerini sorarlar. Aldıkları cevap “Önce partiye üye olacaksınız sonra sık sık gelip burada çalışacak kendinizi göstereceksiniz hak ederseniz müracaat edersiniz. Seçilebilirseniz seçilirsiniz” cevabını alırlar. Ama bizim kafadarların hemen koltuk sahibi olmaya niyetleri olduğundan sabırsızdırlar “En iyisi herkese kapısı açık, eşitlikten bahseden, lakayt ilişkilerin yoğun olduğu, kim kime dumduma sol bir parti olmalıdır” der. Birilerinin de ateşlemesiyle barutu patlatıp bir sosyal demokrat partiye sığınır, her seçimde bir şeye ve de her yere aday olur. Kendilerini birilerine ispat ederken gerçek partililerin gözlerinin içine baka baka alay ederler.

Peki ideoloji! Parti aşkı nerde kaldı? Aman canım sen de ne ideolojisi ne ideali? Muhterem, milletvekili, il genel veya belediye meclis üyesi adayı olacaktır ya önemli olan onun kazanımı. Sen boş ver ideolojiyi, partiyi. İşgüzarlarımız herkesin görebileceği alanları seçer, oradan oraya koşturup durur ve kendini bir şeyler yapıyormuş gibi gösterir. Bu arada da işi öğrenmiş herkesten yana olmuştur.

Bu partilerde genelde delege ağalığı hâkim olduğundan kazanmanın koşulu bol miktarda sana bağlı emre itaat eden, sallabaş üyeler olmalıdır. Bunu da çabuk öğrenmiş kocaman tarafından acil olarak alt, üst, karşı komşu ile bakkalın çırağı ve sucuyu da kapsayan toplam 6 tane üye yapar ve 6 ile çarpar. Etrafa 36 tane üyem var yalanı ile kendini şişirip var olandan güçlü gösterip Palavra Meydanı Marmara Caddesi’nde kimi görseler “merak etme seninle olmayıp kiminle olacağım” diye önüne geleni kandırıp kurulmayan, olmayan Pazaryerlerini pazarlar, bol keseden ahkâm kesip daldan dala konarlar.

Devam edecek…

 

 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi