SİYASETTE DİL

Siyaset sosyolojisi üstüne yazılar,kitaplar okuyorum.Parti-seçmen ilişkilerini,seçmen davranışlarını anlamaya,öğrenmeye  çalışıyorum. Fakat partilerin-özellikle muhalefet partilerinin-güttüğü siyaseti ve siyasetçilerin çoğu sözlerini anlayamıyorum.

Muhalefet başarılı olsa,”sorun bende” diyeceğim.Ama her seçimde yenilmeleri,sorunun onlarda,onların dillerinde,davranışlarında,yöntemlerinde,politikalarında,halkla ilişkilerinde,ülkeyi okuma biçimlerinde olduğunu gösteriyor.”Muhalefet” derken yalnız muhalefet partilerini ve muhalif milletvekillerini kastetmiyorum.Gazeteciyi,yazarı,tüm muhalif aydınları kastediyorum.
Muhalefet halkla birlikte iktidara karşı yapılır.Halksız muhalefet çalgısız düğün gibidir.Boşunadır ve muhalif aydının kendini tatminidir.

Muhalif önce dilini düzeltmelidir.Halkın anlamadığı dili;halkı inciten,yaralayan,iten,ürküten dili değil;halkın anladığı sevimli,sıcak,çekici,çarpıcı dili kullanmalıdır.Şeriatçı,dinci,İslamcı…derken halkı ürküttüğünü,onun inançlarına dokunduğunu bilmelidir ve bundan kaçınmalıdır.Çünkü muhalif aydının anladığı dinci,şeriatçı,İslamcı’yla mütedeyyin halkın algısındaki şeriatçı,dinci,İslamcı farklıdır.Muhalif;bu dini terimlerle dini istismar edenleri,din devletinden yana olanları eleştirirken halk,İslam’a inananların eleştirildiğini düşünüyor.

Muhalif siyasetçi beden diliyle de samimi,halktan yana olduğunu,halkın çıkarlarını savunduğunu göstermeli ve halkı da buna inandırmalıdır.Ses tonu,vurgu,tonlama da önemlidir.Çok önemli,halk için hayati bir gerçeği anlatırken tonlamayı es geçmemeli,içeriğe uygun vurguyu yapmalıdır siyasetçi.Algı yönetmeyi iyi bilmelidir.İletişimcilerle,kamuoyu araştırma şirketleriyle çalışmalıdır.
Görünüşüyle halka sade,sıradan hatta onlardan biri olduğunu değil;farklı,önemli,sıradışı,güçlü biri olduğunu göstermelidir siyasetçi.Çünkü halkımız kendisi gibi sıradan,zavallı birine değil güce,güçlüye tapmaktadır.Kendisi gibi birinin kaderini değiştiremeyeceğini,yoksulluğunu yok edemeyeceğini düşünür halk.

K.Kılıçdaroğlu’nun kardeşinin bir inşaatta çalışırken görüntülenmesi,onun halktan yanalığına katkı yapmamış,onun imajını güçlendirmemiştir.Kardeş Kılıçdaroğlu’nun inşaattaki bu görüntüsü,benzer koşullardaki insanlarda,Kemal Kılıçdaroğlu’nun güçsüz,çaresiz hatta beceriksiz olduğunu,ona umut bağlanamayacağını düşündürmüştür.Bu olay,Kemal Kılıçdaroğlu’nun  çevresinde,dünyayı okuyabilen insanların olmadığını da göstermiştir.

Bu anlayışla siyasette yol alınabilir mi? Alınamadığı görülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi