Geçen hafta sonunu Ankara’da CHP Genel merkezi ve CHP Parti Okulunda geçirdik.

Cuma günü Suriyeli temsilcilerin geleceği için gazeteciler binanın giriş salonuna karargâh kurmuşlardı. Biz ise partili kimliğimizle orada olduğumuz için pek ilgilenmedik ancak gazeteci merakı içimize işlemiş ya, göz ucuyla da olsa etrafı kolaçan etmeden duramadık.

Genel merkezde ne yazık ki Genel Başkan yardımcısı bulmak pekte kolay değil. Nihad Matkap, Adnan Keskin, Perihan Sarı, Emrehan Halıcı, Osman Faruk Loğoğlu Genel Merkezdeydiler. Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu Genel Başkan ile birlikte Soner Yalçın ve Yaşar kemal ziyaretindeydiler, gerisini ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Belkide bizim bilmediğimiz görev ve mazeretleri vardı.

Bu arada geçenlerde bir yazarın dediği gibi Genel merkeze girişlerin zorlandığını fark etmedik. Sadece bir süre evvel Bahçe kapısının girişine konulan x-ray odası sanırım bazılarını şaşırtmış olmalı. Ben bu konuda gereken güvenliği aldığı için CHP’yi kutluyorum, olması gerekeni yapmış. Orta doğu coğrafyasında olduğumuzu hiç kimse unutmasın. Bu coğrafyada harita değiştirmek isteyen emperyalizmin yapamayacağı hiçbir şey yoktur.

Ziyaretimize Genel Başkan katından başladık. Randevumuzda yoktu. Genel Başkanda yoktu bu nedenle Genel başkan danışmanı ve Özel kalemi ile güzel bir sohbetin peşinden Nihad beyin makamına geçtik. Adnan Bey, Perihan Hanımın peşinden birazda personel ile hasbıhal ettikten sonra Parti okuluna geçtik.

Öncelikli olarak görüşmelerimizde Nihad Beye ve Adnan Beye “Sol Taraf”tan bahsettik. Her ikiside Sosyal Demokrat partilerde olması gereken parti içi mücadelede muhakkak çeşitli görüşlerin olacağını, bunun için siyasal anlamda çeşitli kanatların olabileceğini kabul ediyorlar. Ancak bu tür oluşumların parti içi seçimlerde kongre kazanma amaçlı olduğunu bizim neden bu kadar erken davrandığımız sorduklarında; Öncelikle, Sol Taraf’ın klik, hizip olmadığını, seçimden seçime ortaya çıkan diğer kanatlar gibi sadece parti içi makam kazanmaktan çok sağa kayan partiyi “Sol Taraf’a” çekmek amaçlı olduğunu. Yapılması gereken değişikliklerde teorik katkıda bulunacağını, yetkilerin yerinde kullanımı için hatırlatma yapacağını, kısacası parti içi otokontrol görevi göreceğini söylediğimizde ise, aldığımız yanıt(özellikle Adnan beyden); Peki sizin dediğiniz gibi sola “çok yaklaşırsak” biz ANAP ve DYP’nin oylarını nasıl alacağız? Oldu.

Bizce, biz ANAP ve DYP’nin oylarına talip olmamalıyız. ANAP ve DYP’nin oyları zaten ya AKP’ye gitti ya da gelen olduysa CHP’ye zaten geldi. Çünkü artık bu iki parti tarih oldular ikisine gönülden bağlı olanlar oda binde 0,5 varsa DP ye aktılar. Son tahlilde; ANAP ve DYP’nin oylarına talip olan CHP kesinlikle binde 0,1 puan dahi artış sağlayamaz. CHP muhakkak bu sağ oportünist yaklaşımdan vazgeçerek derhal kendi şeridi olması gereken “Sol Taraf’a” yönelmelidir, aksi durumda alamayacağı binde 0,1 lik oy fırsatçılığı yüzde 5-10 lara varan küskün Alevilerin ve BDP ye gidipte gelmesi muhtemel sol oyların kaybına neden olacaktır.

Bu arada “Sol Taraf” toplantılarına devam ediyor. 2013 yılının ilk toplantısını 12 Ocakta bir düğün salonunda yapacak olan “Sol Taraf” kitle çalışmalarına Mart ayında başlayacaklarını CHP’yi muhakkak Sol Taraf’a çekeceklerini ısrarla söylüyor…

Yarın, Parti Okulu ziyaretimiz