Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Soma Vardiyası Ölüm Tüneli Oldu...

SOMA maden ocağındaki ölümler ülkemizi yasa boğdu. Bugün tuttuğumuz yasın ardından yarın - öbürgün bu yaşanan ölümlere, “Kader bu. Ne yaparsan yap toprağın altında çalışıyorsun. Sağ salim kalmak için ne yapabilirsin ki?” demek, işçilerimizi bile bile toprağın altına ölüme terk etmek demektir.

Bugün Soma’daki ölümler neyin belirtisi?.. İhmalkârlığın.Peki bu ihmalkârlık kimin yüzünden oldu?.. Elbette ki hükümetin. O halde hükümet neden önlem almadı?.. Çünkü hükümet, CHP’nin Soma’daki ölümlere dur diyebilmek için verdiği önergeye “Hayır” dediği için önlem almadı.Hatırlatalım isterseniz.

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, 20 gün önce Meclis’e; Soma ile ilgili bir önerge veriyor. Bu önerge için vekil Özel şunları söylüyordu: “...Bizim 23 Ekim tarihinde, 60 vekilin imzasıyla 20 gün önce reddedilen Meclis araştırma önergemiz vardı. Her ay üç ayda bir ölümlü ve yaralamalı kazalar oluyor. 10 kez üst üste kaza yaşandıktan sonra en son kapatılmıştı. Onlarca cezaya rağmen bunlar önlenemiyor. Benim hazırladığım ‘Meclis Komisyonu’ kurulması önerisinde, Soma’daki kazaların mercek altına alınmasını önerdik. MHP ve BDP’nin desteğini
aldık. 20 gün önce maalesef reddedildi. Bu noktaya geleceği dünden belliydi.”

Reddeden kim?..

AKP... Neden reddediyor?.. Önergenin sahibi CHP olduğu için. Yani anamuhalefet partisi olduğu için. Hatırlar mısınız, daha hükümet ilk yıllarda seçildiği gün aynen şunu söylemişti: “...Muhalefetle elbirliği içinde çalışacağız. Biz daha farklı bir yönetim çalışması yapacağız. CHP ve MHP ile birlikte çalışıp ülkeyi düzlüğe çıkaracağız.” İnanmayanlar hükümetin ilk yıllardaki icraatları ile ilgili haberleri araştırırlarsa bunu görebilirler.
TAYYAR “LAF OLSUN, TORBA DOLSUN DİYE ÖNERGE VERİLDİ” DİYOR... AMA BUGÜN O TORBALAR CESET TORBASI OLDU...

AKP’li Şamil Tayyar, katıldığı bir televizyon konuşmasında “CHP laf olsun torba dolsun diye önerge veriyor” diyor. Hem de bunu rahatlıkla ekranlara çıkarak söylüyor. Olayla o kadar ilgisiz ki ve o kadar rahat ki, “Önerge sırasında ben Meclis’te miydim, değil miydim hatırlamıyorum” diyerek olayı küçümsemeye çalışıyor. Bu vekile, “Yahu o önerge sırasında Meclis’te olsan ne olur - olmasan ne olur?.. Önemli olanın, bulunduğun partinin o önergeye ‘Hayır’ demesi ve vicdanları yaralaması değil midir?” diye sormak gerekmez mi?.. Ama öyle görülüyor ki, ne vicdanlar yara almış, ne de Meclis’teki çalışmalar ciddiye alınmış. Bugüne kadar hiçbir zaman bu durumlar ciddiye alınmamış.

Yani, ne işçi sağlığı için önlem alınmış. Ne de vardiyalar sağlıklı olarak düşünülmüş. Kısaca Tayyar’a şunu söylemeden geçemeyeceğiz:
– “CHP’nin verdiği önerge laf olsun torba dolsun diye verilmedi. Ama sizin verdiğin cevap ve Soma ile igili ilgisizlik ceset torbalarını doldurdu.”
SOMA’DAKİ ÖLÜMLER MADENİN TÜNELLERİNDE VARDİYA İLE GELDİ...

Vardiya değişimi sırasında yüreklerimizi dağlayan ve (halâ nereden kaynaklandığı belli olmayan) büyük kazadan dolayı gelen ölümlerin sorumlusu kim olacak?..
“Bu ölümler nereden kaynaklandı?” diye kendi kendine soracak bir müessese olmayacak mı?.. Yoksa, ölen işçilerimizin yaşama hakları (her zaman yaşandığı gibi, hatta bir zamanlar Özal’ın da dediği gibi) “Yarın olur, herkes unutur” psikolojisine mi terk edilecek?..

Bu gibi felaketleri yaşayan yerlere erken uyarı sistemleri konulmaz mı?.. Eğer varsa (Ki, şimdiye kadar bundan bahseden olmadı) Soma gibi büyük işçi kitlesini çalıştıran yer(ler)de neden ciddiye alınmamış?.. Kısaca bugünkü büyük acının neden olduğu ölümlere “Kaza” denilemez. Buna “İhmalkârlık” ve “İnsana değer vermemek” denir. Öylesine bir değer verilmiyor ki, bakın madende daha ne kadar işçinin bulunduğunu dahi söyleyecek yetkili bulunamıyor.

Enerji Bakanı Taner Yıldız dahi gazetecilerin, “Efendim şu anda kaç işçimiz mahsur durumda?” sorusuna dahi net bir cevap vermemekte. Sadece, “400 işçi mahsur kalmış olabilir” diyerek cevap veriyor. Oysa o madenin sorumlusu veya ilgilisi, “Madene şu kadar işçi inmiştir. Şu kadar da çıkmıştır” diyemez mi?.. Maalesef, kimin ne yaptığı... Kimin sorumlu olduğu... Kimin net cevap verdiği... Kimin cevap vermediği (veya veremediği) halâ bilinmemekte ve olay “kader” kelimesine teslim edilmekte adeta. Bugün ne olursa olsun, bu konuya devlet makamında cevap aranmalı ve sağlıklı maden ocaklarının derhal yapılandırılması için Soma milat olmalıdır.
TÜRK-İŞ’E Mİ İNANACAKSIN YOKSA BAKAN YILDIZ’A MI?..

Bugün Türk-İş diyor ki, “Yangının meydana geldiği ocak sürekli denetleniyor. Çalışma Bakanlığı, ocağın denetlendiğini ve mevzuata aykırı durum görülmediğini” söylüyor. Ama Bakan Yıldız, Türk-İş’i yalanlarcasına aynen şu ifadeyi kullanıyor:

– “Ocak en son iki ay evvel denetlendi ve herhangi bir sorun tespit edilemedi...” Şimdi hangisine inanacaksınız?.. Türk-İş’e mi?.. Yoksa, Bakan Yıldız’a mı?.. Çünkü konu o kadar ciddi ve ulusal bir sorun ki, kimsenin bu olayı küçümseyerek iki lafla geçiştirecek kadar basit bir konu değildir. Asla da öyle düşünülmemelidir.

Düşünün, Soma’da 12 bin kişiye yakın bir maden işçisi bulunmakta. Maden diyoruz, yani yeraltı madenlerinde çalışan işçiler. Bunlardan 3 bin 100 kişiye yakını Soma’da çalışmakta. Bu kadar devasa rakamla çalışan işçilerin ne can güvenlikleri düşünülmüş... Ne de sağlıklı kalmaları için herhangi önlemler alınmış. Bakan Yıldız’ın, “Buradaki denetleme 2 ay önce yapılmış” ifadesi, Soma işçilerinin adeta ölüme terk edildiğini göstermiyor mu?.. Neden terk edildi biliyor musunuz?.. Şu anda halâ Soma maden ocağında mahsur kalan yüzlerce maden işçimiz var veb kurtarılmayı bekliyorlar da ondan. Ama bu bekleyişleri sağ kalma umutlarının da yavaş yavaş kaybolduğunu gösteriyor.

Çünkü aradan bayağı uzun bir zaman geçti. İçerde halâ yangının kısmi olarak devam ettiğini, ölü sayısının her geçen saat ve dakika daha da artacağı şüphesini doğurduğu söylenmekte. Bu da bize, en çok kaza ve ölüm risklerinin madencilik sektörlerinde yaşandığını göstermekte.

Soma bunun kanıtı. Bu ölümlerin yaşanması istenmiyorsa derhal önlemler alınmalı. Eğer kömürden gelen kâr hanesini insan sağlığının önünde tutarsanız, bugünkü Soma olaylarını sonlandıramazsınız. Hatta yarın ve öbürgün misliyle devam edeceğinin temelini atmış olursunuz. Peki buna kim “Dur” diyecek?.. Tabii ki hükümet.

Hükümetler, devlet adına vardır ve devletlerin kurumlarını işletmek adına gerekli tüm önlemleri alır ve hayata geçirir. Ama nedense Soma ve onun gibi Türkiye’de yaşadığımız birçok maden kazalarının yaşanmasında ne devlet insanlarına önem vererek önlem almıştır... Ne de hükümetler... Artık yeter. Buna dur demenin zamanı gelmedi mi?..

Yarın veya öbürün maden ocaklarımızda meydana gelen kazaların olmaması için... Soma’da vardiya ölümlerinin yaşanmaması için... Parti ve çıkar gözetilmeden derhal önlemler alınmalı ve işçi sağlığındaki modern teknoloji hizmetlerini buralara tahsis etmelisiniz. Yok eğer bunları yapmazsanız ve halâ (Şamil Tayyar, Burhan Kuzu ve birkaç vekilin yaptığı gibi) demeçler verirseniz, bu ülkede hiçbir acıyı dindiremezsiniz.
Aksine her şeyi politikaya alet edip, insanları ölüm tuzağına düşürmeye devam edersiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi