Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor, sonra tekrar arayınız, sıkıldıysanız boşuna hiç uğraşmayın.

Hukuku da, yazdığımızı da, kısacası ne ettiğimizi biliriz.

Yapmayanın! Biz gereğini yapıyoruz siz niye duruyorsunuz?

Uzun yürüyüşteyim!

Bitirmeyenin!

Dostlarım gani!

Yemezler.

Becerebilirsen al.

Satın alınamaz değerlerde bizde.

Evet, dostlar biz bu güne kadar buna benzer bir takım tehditlere pabuç bırakmadık, bırakmayacağız da!

Yazmayan, yazamayan, yazdırılmayan, susturulmuş, bastırılmış, ses çıkartmayan, ses çıkartanın sesinin kesildiği, sorgulamayan, yargılamayan, düşünmeyen düşündüğünü söylemeyen, söyleyemeyen. Bildiğini dillendirmeyen. Duyarsız ve aymaz bir korku topluluğu haline getirilmiş bazı siyasi partilerde seçimlerde gönüllü çalışacak adam, partili üye, gençlik kolları, kadın kolları gibi dinamiklerden bahsetmek için ya aymaz, ya uslanmaz veya arlanmaz olmak gerekmez mi?

Bakıyoruz bu günlerde bir partinin “kurumlarının birinde” eleştirenler ipe çekiliyor.

Sorgulayanlar! Yargılanıyor. Eleştirenler sorgulanıyor.

Hatta İnternet sitelerine yorum yazanlar dahi araştırılıp mahkemeye verilme tehdidiyle karşı karşıya geliyor, sindirilmeye konuşturulmamaya çalışılıyor,

Koltuklarını korumak adına konuşanların dili kesilmek pahasına yapılmadık edilmedik faşizan zulüm kalmıyor.

Peki, kim bu Ali kıran baş kesenler?

Kim bu insafsız yargılayıcı sorguçlar?

Kim bu faşizan zulümdaşlar çetesi?

Kim bu “Hitler Faşizmini” örnek alan “sansürcü” şer cephesi.

Kim bu kerameti kendinden menkul biçare zavallı “demokrat ablalar, ağabeyler”.

Unutmayın siz zulüm yaptıkça, zulme uğrayanlar üstünüze üstünüze gelecektir.

Gün gelecek yaptığınız zulmün ağırlığı altında kalıp yalvaran gözlerle tükürük selinden kurtulmak için bu insanların gözlerine bakıp utanmadan aman dileyeceksiniz.

Sizki! Bir parça ekmek için emeğini satılığa çıkartmış halkın alın terinden geçinen emek hırsızı utanmazlar,

İşgal ettiğiniz her kurum gibi şimdiki ablukaya aldığınız yerlerden bu halkın terini içerek serinlemenizin vebalini o ter denizinde boğularak ödeyeceksiniz.

Sizki hayatınız boyunca emeğini çaldığınız kendi “yandaşlarınızın” dahi öfke selinde boğulacaksınız.

Sizki emeğine kan doğrayıp Tirit yaptığınız  “yandaşlarınızın” ve oy verenlerin ahı altında verilecek hiç bir cevabınız olmadığından utanmazca aman dileyeceksiniz.

Sizki utanmazlığı kendine vitrin yapmış iş bitiriciler!

Yaptığınız işi bir meslekmişçesine sergilemekten utanmadan sergilerken boynunuza asılacak olan iş bitirici yaftasını caka satmak için etiket olarak kullanacaksınız.

Sizki her devrin adamı arlanmaz uslanmazlar, her partinin vede her kurumun işgalcileri, bu ülke insanı sizler gibi yüzsüzler yüzünden alın terini emeğini boşa heba ettiklerini anladıkları ve o korku zincirini kırdıkları gün sizleri tükürükleri ile boğacaklardır.

Sizki hep birilerine koltuk değneği olacaksınız.

Sizki hep yanlışın yanında olacaksınız ve sonunda muhakkak yalnız kalacaksınız…

Her şeye rağmen biz karışacağız, yapacağız, yazacağız, söyleyeceğiz, susmayacağız.

Kısacası keyfimize bakmayacağız. Bu imkânsızlıkta imkân yaratmak bir ayrıcalık olmalı, zaten ayrıcalıklı insanlar bir şeyleri keşfeder…