İlyas Öztekin

İlyas Öztekin

TAKSİM GEZİ PARKI DİRENİŞİ

Taksim gezi parkı olayı bir işarettir bir kıvılcımdır. Üç beş ağaç bir park meselesi değildir. Yıllardır gerilen yayın oktan fırlatılışıdır. Taksim olayı yalnızca bu ülkede AKP.ye oy vermeyen %50 insanın yok sayıldığı meydanlara çıkanlarının çapulcu olarak görüldüğü karanlık güçlerin derin devletin işi gibi gösterilmeye çalışıldığı olaylar da değildir.
Bu ülkede yaşayan her yurttaşın eğer hafıza sorunu yoksa şöyle dönüp geriye on yıla baksın. Ülkeyi yönetenlerin  her gün yandaş ve yalaka haline getirdikleri tv.kanallarına çıkıp toplumun her kesimini sürekli geren ayrıştıran kin nefret ve nifak tohumları atan söylemleri dolaysıyla milyonlarca insan bu gün meydanlardadır.
Bu toplum yasaklanan milli bayramları, yapacakları çocuk sayısından neyi yiyecekleri ne içecekleri nasıl inanacakları nasıl ibadet edeceklerine giyeceklerine, demokrasi anlayışlarının özgürlük anlayışlarının nasıl olacağına, derneklerin sendikaların tüm sivil toplum kuruluşlarının nasıl davranacaklarına, siyasal partilerin hatta ana muhalefetin nasıl siyaset yapacağına, dışarıda kiminle dost kiminle düşman olunacağına,yargının nasıl yargılama yapacağına nasıl karar vereceğine, üniversitenin nasıl eğitim vereceğine, TSK.nın nasıl asker yetiştireceğine hedeflerinin amaçlarının ne olacağına, emekle sermaye arasındaki ilişkilerin nasıl olacağına,basının ne yazacağına nasıl haber yapacağına ,%50 oy verenlerin dışındaki insanların söz ve karar hakkının ne olduğuna, katılımcı demokrasi anlayışının çoğunluğun azınlığa hükmetmesi şeklinde sürdürülmesi gerektiği baskısı altında yaşadı.
Oy çokluğu ile iktidara gelenlerin oy vermeyen yurttaşları insan’dan saymayıp onun adına her kararı verdiği ve nihayet toplumun nefes alışlarının kontrol edildiği yatak odalarının bile dinlendiği, en özel en masum demokratik haklarını kullananların yandaş tüccarlar daha çok kazansın diye alınan biber gazına boğulmasına, en son olarak içki yasakları barış demokrasi köprüsü olması gereken köprüye alevi katliamcısı Yavuz Sultan Selim adının verilmesine, bunu kendisinin yapması halinde puan kaybedeceğini düşünerek gelecekteki muhtemel rakibi olabilecek olan cumhurbaşkanı Gül’e açıklatmasına, milletin polisini kapı kulu askeri gibi görüp memleketin her yerinde halkın üzerine sürerek kine nefrete dayanan sabırları taşıran her gün sabah akşam diktatör halkına zulmediyor dediği Esat’ı aratmayan  yıllardır dost kardeş Müslüman ülke olan Suriye’nin içişlerine karışarak kendi Müslüman kardeşlerini öldürmeleri için silah para ve terörist desteği sağlama çalışmalarına,ülkede 40 yıldır süren terör sorununu çözüyorum diye ortaya çıkarak teröristlerle pazarlık yapmaya, Ergenekon diye bir örgüt icat edip dijital belgelerle PKK.la savaşanları PKK.nın gizli tanıklarıyla Silivri’ye tıkmaya, daha dün terör örgütü PKK.yı Ergenekon kurdu derken bu gün PKK ile ülkenin bölünmesi için pazarlık yapmaya, gizli örgütlerden derin devletten bahsederken kendi derin devletini yaratıp toplumun her kesimini fişleyen cemaat ve tarikatlarla işbirliği yapıp İslam dinini Amerikan İslam icadı olan ve dünyadaki tüm Müslümanları birbirine kırdıran ılımlı İslam anlayışı ile orta doğuyu yeniden dizayn etme projesi olan  büyük orta doğu projesi adı altında ki haritaların değişmesinde eş başkanlık yapma  politikalarına, halkları Arap baharı kışkırtmasıyla daha özgür demokrasi yalanlarıyla yeni diktatörlere teslim etme isyanlarına destek para ve silah sağlamaya,Bir ABD.Projesi olan BOP’un eş başkanlığına soyunarak aracı kurum ve ABD maşası olmaya, ulusal kaynakları ulusal değerleri üç beş kuruşa elden çıkarmaya, işte tüm bu tek adam dayatması diktatoryası kin ve nefret politikalarının sonucu taşan sabrın adıdır TAKSİM.
Taksim gezi parkı parkı bir işaret fişeği haline gelmiştir. Bugün itibariyle ülke genelindeki bu gerginliği yumuşatmak yerine sayın başbakan son konuşmasında, Taksime camide yapacağız AKM’yi de yıkacağız irticaının son sığınma yeri topçu kışlasını yeniden yaşatacağız altına AVM yapacağız diyerek gerilime kin ve nefret söylemlerine devamla bu güne kadar olduğu gibi ülkede ki her kötü işin arkasında muhalefetin bulunduğunu iddia etmeye devam etmektedir. Bu yöntem Türkiye baharına yeşil ışık yakmaktır. Yönetenlere itidal tavsiye ediyorum. Unutmasınlar tüp macundan çıktı hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dünyanın hiçbir ülkesinde halklar baskıyla zulümle uzun süre susturulamamışlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlyas Öztekin Arşivi