Mehmet Mert

Mehmet Mert

‘Tekzip’in tekzibi…!

‘Tekzip’in tekzibi…!

27 Aralık 2011 tarihinde bir haber yayınladık.
Haberimizde, 2009 yılında Büyükçekmece’de 5000 kaçak binanın yıkım kararı alınmasına rağmen neden yıkımın gerçekleşmediğini sorguladık.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akün bu haberimize cevap ve düzeltme metni gönderdi. Metni yayınladık yetmedi tekzip metni gönderdi.
İşte bugün de o tekzip metnini manşet yaptık.
Bu kısa açıklamadan sonra gelelim söylememiz gerekenlere.
* * *
Kamuoyunda bir yanlış algı var.
Neymiş; bir gazete ne kadar çok tekzip yayınlarsa o kadar yalan haber yapıyor.
Ben ise tam tersini söylüyor ve diyorum ki: bir gazete ne kadar çok tekzip yayınlarsa o kadar birilerini rahatsız ediyor. Birilerinin usulsüz işine çomak sokuyor. Gönül isterdi ki devlet kurumlarımız biz habercilere istediğimiz belgeleri daha açık ve net versin, böylece haber yaparken daha aydınlatıcı bilgiler verelim.
Maalesef gerekli belgelere anında ulaşamadığımız için zaman zaman tekzip ve düzeltme haberlerine maruz kalıyoruz.
Gazeteciler elbette hata yapar, elbette haber kaynaklarınca yanıltılabilir; hiçbir itirazım yok. Zerrece yüksünmeden "Düzeltme"yi de yayınlarız, "Tekzip"i de, "Açıklama"yı da, "Özür"ü de. 
Ama doğru ve sonuna kadar arkasında durduğum bir haber mahkemelerden tekzip yiyince çileden çıkıyorum.
* * *
HABERDAR’ı HABERDAR yapan zaten bu.
Yosuzlukları yazmak, usulsüzlükleri yazmak, hırsızlıkları yazmak, talanı yazmak, güçlüden yana değil, haklıdan yana taraf olmak.
Biz haberlerimizde; RÜŞVET diyoruz, onlar BAHŞİŞ diyorlar, borç aldık diyorlar.
Biz haberlerimizde; YOLSUZLUK var diyoruz, onlar yolumuzu nasıl bulalım diyorlar.
Biz haberlerimizde; KAÇAK yapı diyoruz onlar, KAÇAK BALKON, KAÇAK GARAJ var diyorlar.
Halkı böylece uyutup gitmeye çalışırlarken HABERDAR gibi yürekli gazeteler çıkıyor ortaya ve bu işlere çomak sokuyor, sokmaya da devam edecek.
* * *
Ama inanın karşımızdaki basın ile uğraşan bu zihniyete fazla kızmıyorum.
Tamam adamların genel başkanı CHP’nin yeni tüzük kurultayında basına destek için, özgür ve hür basının güçlenmesi için projeler üretsin.
Adamlar basına düşmanlık yapsın.
Bir ilçe gazetesini yok etmeye kalksın, o gazeteyi cezalandırmaya kalksın.
Bütün bunları anlayabilirim.
Demek ki birilerinin canını fena yakmışız, onlarda bizimle uğraşıyor buraya kadar tamam.
Ancak bu zihniyete 20 yıldır oy veren, destek veren, güç verenlere asıl yazıklar olsun.
Baksanıza adamların neredeyse sokak ortasında adam dövmedikleri kaldı.
Diktatörlük dersen onlarda, hoşgörüden uzak anlayış onlarda.
Gaddarlık onlarda, tek adamlık, astığım astık, kestiğim kestik anlayışı onlarda.
Sen yine kalk bu zihniyeti destekle.
Olacak şey değil.
* * *
Kim bilir. Belki de bunlar veya onlar haklı. Biz yanlış yapıyoruz.
Yazmayacaksın, çizmeyeceksin, görmeyeceksin, duymayacaksın, konuşmayacaksın ki iyi geçinesin öyle mi?
Açık konuşayım. Öylelerinden olacağıma, bile bile bir yanlışa göz yumacağıma, bile bile bir haksızlığa karşı durmayacağıma, ölelim daha iyi.
Mezarlıklar bizim gibileri ile dolu.
Varsın bir tane daha olsun.
Ama eğer bir saniye bile ömrüm varsa; o süreyi bile yetim hakkı yiyenlerden hesap sormakla geçireceğimden emin olabilirsiniz.
İşte HABERDAR’ın da görevi budur zaten.
Son sözümüz
Son olarak söylemek istediğimiz şudur ki; HABERDAR sonsuza kadar, okurlarından, dostlarından iyi insanlardan alacağı güç ile yoluna devam edecektir.
Tekzipler, yüksek rakamlı tazminat davaları, baskılar, reklam verenlerimize tacizler, gazetecilik ruhunu taşımayan kişilerin yazdıkları yazılar, bizi yolumuzdan alı koyamayacaktır.
Buna kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. 
Kalemşorluğa soyunanlara ne demeli?

Tabi bir de gazeteci diye geçinenler var.
Onlara da bir iki lafımız olacak.
Sen ilçende; belediye başkan yardımcısı tutuklanırken haber yapma.
Büyük bir iş adamı rüşvet iddiasıyla tutuklanırken  haber yapma.
Kıyı Kanunu’nu ihlal ediliyorken, buna göz yum haber yapma.
O ilçede KENT ŞURASI diye ortaya çıkmış STK temsilcilerine laf yetiştirmeye çalış.
Birilerine kalemşorluk yapmaya çalış.
Bu mu şimdi gazetecilik.
Bunu yapıyorsunuz sonrada YEREL GAZETECİLİK ÖLDÜ diye ağlamaya, sızlanmaya başlıyorsunuz.
Yerel gazeteciliği siz ve sizin gibiler öldürmeye çalışıyor farkında değil misiniz?
Birilerine yaranmak için kalem oynatanlara; yazıklar olsun demekten başka şey gelmiyor aklıma.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi