TERÖRİSTLE PAZARLIK

BOP’un Türkiye ayağının hayata geçirilmesi hızlandırıldı.İmralı’da yapılan müzakere zabıtlarının ortaya dökülmesiyle anlaşıldı ki ilk etapta Öcalan ve KCK tutuklusu tüm PKK’liler serbest bırakılacak;PKK’nin öncülüğünde Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunu da içine alan Kürdistan kurulacak.Bunun karşılığı olarak Öcalan PKK’ye silah bıraktıracak,yeni Anayasa’ya ve Erdoğan’ın Başkanlığına destek verecek.
Öcalan,Erdoğan’la vardığını ima ettiği  bu mutabakat gereği,örgütten isteklerini içeren mektubunu Kandil’e götürmeleri için kırmızı plakalı araçla İmralı’ya gelen heyetle mektubun içeriği hakkında uzun uzun konuştu.Eğer, diyor o konuşmasında Öcalan,”örgüt istediklerimi yapar da silah bırakırsa hepimiz özgür olacağız.Affa ve ev hapsine gerek kalmayacak.Türkiye’nin rejimi değişecek.”
Öcalan örgüte,belli ki Erdoğan’la varılan anlaşmaya dayanarak taahhütte bulunuyor ve diyor ki: ”Türkiye sınırları dışına çekilme karşılığında,içinde Türk sözü geçmeyen Anayasa’ya ve Erdoğan’ın Başkan seçilmesine destek verebiliriz.”
Öcalan heyetle yaptığı ve örgüte yazdığı mektubuna da konu olan konuşmasında,istediklerini yapmaları için örgütü yüreklendirdiği gibi,devlet sözünde durmazsa, “50 bin kişilik gerillayla halk savaşı veririz” diyerek devlete de gözdağı veriyor.
Aracılar Kandil yolundayken beklenmedik bir şey oluyor.Mektuba esas olan görüşme tutanağı BDP tarafından basına sızdırılıyor.Bu,AKP’de panik,halkta infial yaratıyor.Erdoğan görüşmelerin içeriğini atlayıp, yalnız  sızdıranlara saldırıyor. Yazılanlara bakılırsa görüşme esnasında Öcalan çok üst perdeden konuşuyor.Küstah ve de tehditkar.
On yıldır Öcalan’ın her istediğinden daha fazlasını vererek onu şımartan AKP’nin,yakalandığında, ”devletime hizmete hazırım” diyen korkak,ürkek bir eşkıyadan,devleti tehdit edebilen bir küstah yarattığı görülüyordu konuşmaların içeriğinde.Bu caninin ayağına elçi gönderenler,eşkıyayı muhatap almış,onunla barış anlaşması yapmaya kalkışmışlardır.Bunun açığa çıkması kızdırıyordu Erdoğan’ı.
Eşkıyanın niyetinden habersiz olan ya da önüne konan sinsi planı uygulamak zorunda  olanlar,bu caninin halkın zihnindeki kötü imajı silmek için,onunla yaptıkları pazarlığa,”çözüm süreci” diyorlar.Hatta bunu Hıra Dağı’na çıkışa benzeterek bu rezilliğe, ”kutlu yürüyüş” bile dediler.
Oysa yasalarımıza göre terörü ve teröristi övmek suçtur.Böyle olduğu halde edilen yeminler unutularak,ülkeyi parçalamak için terör örgütü kurarak binlerce askerimizi,polisimizi öldüren cani başı barış kahramanı olarak takdim ediliyor.Tabi bu durumda yurtseverlere de savcıları göreve çağırmak kalıyor.
TSK’nin yurtsever generallerini gizli tanıklıklarla zindanlara attıran caniler,yurtseverlerin önünü burada da keserek hükümete,”Ergenekonculara dikkat” uyarısı da yapıyorlar.Bu ikazı alanlar,”sen önemli bir aktörsün” diyerek ona yanıt veriyorlar.
Apo’nun ne istediği ortaya çıktı fakat Hükümet,halkta yükselecek infialden korktuğu  için Apo’ya ne vereceğini açıklayamıyor.Son grup toplantısında Erdoğan muhalefete veryansın ederken Apo’ya tek söz söylemedi.Sadece,”teröristle masaya oturmadım,oturmam” dedi. İyi mi?
Ziya Paşa bir ikiliğinde,içinde bulunulan ortamı betimledikten sonra diyor ki:”Böyle gecenin hayr umulur mu seherinde?”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Yavuz Arşivi