Mehmet Mert

Mehmet Mert

Tetikçi...!

Tetikçi...!

Büyükçekmece'nin büyük belediye başkanı Ordinaryüs  Dr. Hasan Akgün son meclis toplantısı sonrası yine esmiş gürlemiş.
- Bu arada ordinaryüs ünvanı üniversitelerde beş yıldan uzun süre profesörlük yapan öğretim üyelerine verildiğine göre 19 yıldır doktor belediye başkanlığı yapan birisine de çoktan verilmeli diye düşündüm. -
Büyükçekmece yat limanının Milli Emlak'a devredilmesinin konu olduğu haberi soran bir meclis üyesine cevap veren Akgün ''Bu haber sadece HABERDAR diye tetikçilik yapan bir gazetede yayınladı. Zaten bundan sonra bu gazeteyi dikkate almayacağım' diye buyurmuş.
Akgün aslında çok doğru buyurmuş.
Evet itiraf ediyorum HABERDAR tetikçi gazetedir.
HABERDAR; haksızlığa uğrayanların, ezilenlerin, dövülenlerin, atılanların, kakılanların, zulüm yapanların karşısında boyun eğenlerin, tetikçiliğini yapmaktadır.
Tıpkı 20 yıldır Büyükçekmece'de haksızlığa uğrayanların tetikçiliğini yaptığı gibi.

İlçe başkanlığını kapatın...!

Büyükçekmece'nin büyük belediye başkanı Ordinaryüs  Dr. Hasan Akgün ve yönetimi bir hata yapar, HABERDAR tetikçi gazetecilik yaparak bu hataları yazar.
Akgün; 'Büyükçekmece'de tek kaçak yapı yoktur' diye açıklama yapar, HABERDAR yat limanı inşaatının kaçak olduğunu belgeler haberler yapar.
Akgün kendisini partisinin üzerinde görür açıklamlar yapar HABERDAR yazar.
(İşte size son bomda açıklama. En son geçtiğimiz haftasonunda CHP İl Başkanlığı'nda yine benzer açıklamalarda bulunarak, ilçe başkanlığının çoktan kapanması gerektiğini ve örgütlere ihtiyaç olmadığını savunan Akgün, CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve bir çok partili yöneticinin önünde bu sözü söyleme ceareti göstermiş. Bu sözün aslında CHP'ye, il başkanlığına, genel başkanlığa da ihtiyaç olmadığı anlamına geldiğini iyi bilen Akgün'e bu gün yarın -o zaman git bağımsız aday ol- teklifinin yapılması yakındır..)

Kargalar güler...

Akgün HABERDAR'ı tetikçi gazete diye anmış ve bundan böyle dikkate almayacağım demiş ya.
Doğrudur; Mektebim Koleji'nde düzenlenen seminerde, belediye basın danışmanları sabahın köründe Akgün'e BİHABER gazetesi getirdiler. O'da o gazeteyi okudu. Hem de haberin altını üstünü çizerek defalarca okudu.
HABERDAR'ı okumayan ve belediye kasasından ödenen kutlama reklamlarının bu gazeteye gelmesini engelleyen Akgün aslına çok iyi bir basın dostudur.!
Zira bir gazetenin yayınlanmasını o kadar çok istiyor ki, o gazetenin bir belediyeden gelen 3-5 kuruş olmadan da yayınlanlanabileceğini çok iyi biliyor.
Mecliste önünü boş görerek esip gürleyen Akgün 19 yıldır belediye başkanı, bu satırları yazan arkadaşınız ise 20 yıldan fazladır gazetecilik yapmakta.
Sorarım size Akgün hiç benim karşıma çıkıp röportaj verdi mi?
Hayır..
Neden?
Nedeni çok basit.
Ayda 3-5 kuruş kutlama reklamlarını yayınlayan gazeteler var iken, bu reklamlar kesilir korkusu ile eleştiri bir haber yap(a)mayan gazeteciler var iken, bedava avukatlığa soyunan gazeteciler var iken Akgün 'TETİKÇİ GAZTECİ'nin karşısına neden çıksın ki?
Tabi bizi mutlu eden bir diğer olay ise; Hürriyet gibi, Sabah gibi, Akşam gibi gazetelerin haberlerimize arada bir yer verermesi ve böylece haberlerimizin ülke gündemine taşınması.
Büyük bir yat limanının hazineye devredilmesini yazmayan diğer yerel gazeteleri mi sordunuz?
Pardon anlayamadım, hangi gazeteleri...!
 
Kılıçdaroğlu'na ne verdi...?

Geçtiğimiz günlerde TÜYAP'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir kitap hediye eden Akgün aslında bir başka hediye daha vermişti.
Bunu neden haber yapmadınız?
HABERDAR'ın bir kaç sayısını biriktirerek Kılıçdaroğlu'na veren Akgün 'Efendim bu gazete benim ile ilgili yalan yanlış haberler yapıyor lütfen inanmayın' dedi mi demedi mi?
Hadi açıklama bekliyoruz.
Ben gazetelerin verildiğini biliyorum.
Ancak neler konuşulduğunu teyit etmedim.
Bu konuda ne Kılıçdaoğlu'nu ne de başka birisini rahatsız edip böyle bir soru sormam.
Kemal Kılıçdaroğlu gibiler zaten kulaktan dolma bilgi ve söylemleri pek ciddiye almazlar.
Büyükçekmece'de 3 kişiye sordurur olayın ne olduğunu öğrenir.
o 3 kişiden birisi de Akgün'ün yalakalarından birisi ol(a)maz merak etmeyin!

Kötü söz sahibine aittir..

Meclis sonrası tetkçi gazete dışında Akgün'ün başka hakaretler ettiği iddialarında bulunanlar da var.
Mecliste değildim, kamera kayıtları yok -Bu arada meclisin canlı kamera kayıt ve yayın olayları da palavraymış...!- 
Var ise böye bir hakaretler, kötü söz sahibine aittir diyerek bize bir söz söyleyene buyur hodri meydan diyoruz.

Tahammülsüzlük...

Bir belediye başkanı, belediye ordusunu arkasına alarak değil bir ilçe başkan yardımcısını hiçbir kimseyi meclisten kovamaz. Kovmamalı.
Orası Büyükçekmecenin meclisidir.
Yeri geldiğinde demokrat olmaktan, hoşgörüden, insanlıktan, bahsetmek kolay.
Zor olan bu söylediklerine layık olmaktır.
Bu yapılan davranış İbrahim Bilgin'e değil aslında Büyükçekmecelilerin tamamına yapılmıştır.
Sor bakalım çevrendeki çember oluşturana, bir tanesi onaylayacak mı bu davranışı.
Daha önce kim bilir kimler nerelerden kovulmaya çalışıldı.
Gerçi Büyükçekmeceliler alışıktır bu tür davranışlara.
Ancak bildiğim ve inanındığım şu varki ' Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın.'
Gün gelir birileri de seni kovar. meclisten mi, belediyeden mi, partiden mi, bilemem.
İşine gelmeyen haberleri yazan gazeteyi tetikçilik ile suçlamak kolay kaçılan bir yol.
Bunu üç yaşındaki bebeler bile biliyor.
İşine gelmeyen konuşmaları yapacak birisini meclisten atmak, davet verdiğin iftar yemeğinden muhtarı atmak da kolay.
Zor olan eleştiriye tahammül etmek, doğru söyleyenleri dinlemek, yanlışlardan arınmak, hoşgörü içerisinde değil 20 yıl, 70 yıl yöneticilik yapmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi