1Kasım hızla yaklaşırken CHP’nin seçim stratejisi hala belli değil.Ülkemiz,milletimiz için hayati önem taşıyan bu seçimde CHP,Haziran seçimlerinde yaptığı gibi pozitif propaganda yapma adına iktidarın yanlışlarını söylemeyecek,kirli çamaşırlarını ortaya sermeyecekse yani yoksulluğa,çaresizliğe terk edilen,hakkı yenen halkın içinden geçenleri söylemeyecekse,en iyi olasılıkla mevcut durumunu korur,oyuna oy katamaz.

Haziran seçimlerine giderken CHP’nin ekonomik vaatleri çok konuşuldu,alkışlandı ama oy getirmedi.CHP’nin,ücretini 1500 liraya çıkaracağını söylediği 7 milyon asgari ücretliden,2 maaş ikramiye vaat ettiği 11 milyon emekliden niçin oy alamadığını saptamadan,gökten yıldız yağdırsa bir adım ilerleyemeyecektir.

Eğer CHP’nin % 25’lerde çakılı kalmasının nedeni 1940’lardan sonraki ceberut politikalarıysa,CHP açık yüreklilikle bunun özeleştirisini yaparak bagajını temizlemeli,halkla bütünleşmelidir.12 Eylül sonrası Ecevit’in neden CHP’ye dönmeyip de başka parti kurmasının sebeplerini araştırarak durum değerlendirmesi yapmalıdır.Sebep bu değil de CHP’nin eksiği günümüzdeki politikalarında saklıysa bu konuda da çalışmalar yapmalı,doğruyu mutlaka bulmalıdır.

CHP’nin Parti Programı,o programa göre hazırladığı seçim bildirgesi,ülkemizin sosyo-ekonomik,politik temel sorunlarına ciddi çözümler sunmasına rağmen yoksulluk içinde kıvranan,politik baskılarla bunalan yurttaşlardan yeterli destek görmüyorsa,parti yönetimiyle halk arasında “güven sorunu” var demektir.Bu sorun aşılmadan iktidar düşlemek,düşten ibaret kalacaktır.

Bu sorunun çözümünü,partinin tepesinde oturan,lüksünü yaşayan,her seçimde seçilmeyi garantileyen ve parti içi iktidar mücadelesi yürüten yöneticilerden beklemek nafiledir.Milletimiz,memleketimiz için yakıcı ve yaşamsal olan bu sorunu,Cumhuriyetin  bekası sorunu olarak  gören,o bilince eren işçiler,gençler ve kadınlar çözecektir.Bu kesimler,”parti yönetimi önümüzü açsın”diye beklemeyecek;gençlik kotasına,kadın kotasına  bel bağlamayacak,parti içi demokrasi mücadelesi vererek partiyi,”halkın partisi” yapacaklardır. Kurtuluş buradadır.