Hasan Hınıslı

Hasan Hınıslı

Yanıldık veya kandırıldık, ne fark eder!

Özellikle çok değer verdiğiniz bir insanın zaman geçtikçe içinden bambaşka bir insan çıktığında yaşadığınız, insana çok koyan, tecavüze uğramışlık halidir yanılmak. İnsanın dehşet bir şekilde içini acıtır. Çığlık çığlığasınızdır kendi kendinize!

Önce hataları kendinde ararsın, sonra yapılanı anlamamış gibi şaşkın ördek olursun. Daha sonra “nasıl olur ya, nasılda anlayamamışım, tanıyamamışım” veya “nayır, nolamaz bu insan benim arkadaşım Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma olamaz, başka biri bu” dersiniz.

Çoğu insanın söylediği sözler teker teker bir film şeridi gibi geçer aklınızdan ve de sizin o “insana/kuruma/ekibe” nasıl sahip çıktığınız, nasıl sahiplendiğiniz, iyi güzel şeyler söyleyip inanarak yazdığınız satırlar, kulislerde yaptığınız ekip çalışmaları, üst düzey yöneticilere heyecanla onun güzel yanlarını anlatmanız geliverir aklınıza! Hoş, aslında güzel olan, doğru olan hiçbir yanının olmadığını yolun yarısında anlamışsınızdır ama bir kere çıkmışsınızdır yola. Terk edemezsiniz, verdiğiniz sözden dönemezsiniz(!)

Demiştir diyenler size; Onun ne kadar bencil, kibirli olduğunu. Demiştirler adam kullanır, faydacıdır, siyasette hiçbir değeri yoktur, yalancıdır, her şeyi yapmacıktır, anında adam satar diye! Lakin siz her şeyi kendinizde tecrübe ederek hayatı öğrenirsiniz, 100 yaşına gelseniz bile değişmeyen huyunuzdur bu hal.

Kimi için enayi, kimi için kullanılmaya müsait bir salaksınızdır. Lakin şu bir gerçek ki tecavüze uğramamak için önleminiz hiç yoktur, tedbirleriniz vahşi hayat için yetersizdir.

Bu son durum gerçeğin kafanıza dank ettiği an olur. O an herkesin haklı, sizin haksız olduğunuz anlaşılır. Onlar değil, siz yanılmışsınızdır. Onlar hep doğruyu söylemiştir sen inanmasan da, onlar onun senin kalemini değil, senin getirini sevdiğini söylerken, sen “yok biz bu yolun yolcusuyuz, birlikteyiz, görünmez bağlarımız var, ülke için insanlık için ayrı kulvarda olsak ta aynı şeyleri düşünüyoruz, biz dostuz” dersin. Aslında züğürt tesellisi olup lafı güzaftır, boştur ama sizin inançlarınız vardır.

İşin aslı “herkes kötü değil, bu dünyada iyilerde var” demek içindir bu direnmeniz. Lakin boş, her şey boştur. Dolu olan sadece kasalardır. Boş olanda kasasını doldurma telaşındadır. Sen sadece bir basamaksındır, bir adım yukarı çıkmak için. Kimi ise sen uyurken senden uyanıktır. Oda basamaktır, ancak sadece aşağı indirmektir görevi.

Sonra çevrenizdeki çok az kalan ancak samimi olan arkadaşlarınızı düşünürsünüz. Birden içiniz rahatlar.  Sadece iyi gününüzde değil her zaman yanınızda olduklarını bildiğiniz ve zaten ‘o insanı, bu güzel insanlar arasında sanmakla’ yaptığınız hatayı anlarsınız. Küçük bir yanılgı pek çok şeyi görmenizi sağlamıştır. İyi ki şimdi gördüm bunu dersiniz.

Sonra daha garip bir şey olur, sadece birkaç gün önce çok değerli olduğunu düşündüğünüz arkadaşım dostum dediğiniz kayıp sizi sadece bir anlık üzmüştür. Sadece o kadardır üzüntünüz.

Bu durumda zaten kendinize kızdığınız özel bir durumdur. O durum halinden ve kendinize çıkardığınız tecrübeden zaten iyi olmuş der, hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi kaldığınız yerden devam edersiniz. Kendinize, bu yaşınıza rağmen bir türlü büyümeyen çocukluğunuza ve enayiliğinize gülerek altında bir masumiyet ararsınız…

Kısacası size görünmek istediği gibi görünmüştür bunca zaman, sizde görmek istediğiniz gibi görmüşsünüzdür.

Öyle ya tecrübenin yaşı yoktur, yanıltan oldukça yanılanda olacaktır. Kimi devamlı aldatacak, kimi devamlı aldanacaktır.

Hayatın başında sonunda her alanında tecrübe edilmesi gereken, insanı insan yapan şeydir yanılmak veya aldanmak…


 

twitter.com/HasanHINISLI 


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Hınıslı Arşivi