'Ne sıkı yönetim ne de mahalle baskısı'

'Ne sıkı yönetim ne de mahalle baskısı'
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Mehmet Küçük, “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile “alkollü içkide sıkıyönetim” diye birşeyin söz konusu olmadığını bildirerek,

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Mehmet Küçük, “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile “alkollü içkide sıkıyönetim” diye birşeyin söz konusu olmadığını bildirerek, “alkollü içkide ne sıkı yönetim, ne de mahalle baskısı söz konusu değil” dedi. Küçük, "Cumhurbaşkanlığı, Dolmabahçe, bir filmin galasında da içki ikramı yapılabilir" diye konuştu.

Küçük, “ABD ve Avrupa'da alkollü içkiye bizdeki kadar kolay ulaşılmıyor. Hiçbir ülkede bakkal ve büfede, bizdeki gibi içki satışı yok” diye konuştu. Küçük, yeni düzenlemenin alkollü içkiler için kısıtlama anlamına da gelmediğini söyledi.

“Alkollü içkide mahalle baskısı da söz konusu değil” diyen Küçük, TAPDK'nın işin sosyal yönünü de dikkate alarak, alkol ve tütün piyasasını düzenlemekle görevli bir kuruluş olduğunu vurguladı. TAPDK Başkanı, Kurum'un bu yöndeki görevleri bir tarafa bırakılarak, yönetmelik sonrasında bir bölümü yanlış değerlendirmelerle, “bir bardak suda kıyametler koparıldığını” ve Kurum'a da haksız ithamlar yöneltildiğini kaydetti.

İlgili Kanunda yapılan değişikliğin ardından, Piyasa Düzenleme Yönetmeliği'ni çıkarmak zorunda olduklarına işaret eden Küçük, ilgili düzenlemeyle de tütün mamulleri ve alkollü içkilerin kamu sağlığının ve tüketici haklarının korunması ile rekabetin tesisi hususları gözetilerek, tanıtımına, satışına, sunumuna ve tüketiciye güvenli şekilde ulaşmasına ilişkin her türlü faaliyet, esas ve usullerinin belirlendiğini vurguladı.

2003 yılından sonra alkollü içki tüketiminde büyük bir artış olduğunu ifade eden Küçük, 2003 yılında, 500 milyon litre olan bira ve şarabın oluşturduğu fermente içki tüketiminin, 2009 yılında, 1 milyar 79 milyon litreye yükseldiğini belirtti.

Artışın büyük kısmının biradan kaynaklandığını kaydeden Küçük, şunları söyledi:

“2007 sonunda bandrol uygulamasıyla şarap sektörünün kayıt altına alınmasıyla da resmi verilerde artış meydana geldi. Ancak, yine de inanılmaz derecede bir artış var. Söz konusu dönemde distile alkollü içki tüketiminde de yüzde 50'lik bir artış görülüyor.

Ben, TAPDK'da Alkollü İçkiler Piyasası Dairesinde de uzun süre görev yaptım. O süreçte 2006 yılında, Sağlık Bakanlığının yürüttüğü bir AB toplantısına katılmıştık. Avrupa'nın tanınmış uzmanlarının da yer aldığı toplantıda, yabancı uzmanlar Türkiye'de özellikle gençler arasında, alkollü içki tüketimine dikkat çektiler ve Türkiye'de 3-4 yıl içinde gençler arasındaki alkol tüketiminin çok yoğun şekilde artacağını ifade ettiler.

Geçtiğimiz günlerde medyada, biz de 1,4 litre olan ortalama alkol tüketiminin, Avrupa ülkelerinde ortalama 10 litre düzeyinde olduğu şeklinde haberler yer aldı. Ancak, Türkiye'de nüfusun yüzde 65'inin dini inançlar, sağlık ya da diğer faktörler nedeniyle, ağzına hiç içki koymadığı belirtiliyor. Bu veriler değerlendirilirken, nüfusun yüzde 65'inin içki içmediği de göz önünde bulundurulmalı. 2004 yılında 292 milyon dolara satılan Tekel'in alkollü içki bölümü için bugünlerde neredeyse 10 kat fazla değer biçilmesi de, alkol piyasasının geldiği noktanın bir göstergesi.”

ABD'DE VE AVRUPA'DA İÇKİ SATIŞI DAHA SIKI

TAPDK Başkanı Küçük, iddia edilenin aksine, Türkiye'de alkollü içki satışının Avrupa ve ABD'den daha kolay olduğunu da savundu.

ABD'de bu konuda gözlemlerde bulunduğunu anlatan Küçük, ABD'de 21 yaş altına kesinlikle alkollü içki satılamadığını, içki satışında mutlaka kimlik istendiğini, 21 yaş hesabında da ay ve günün dahi dikkate alındığını kaydetti. Türkiye'de ise 18 yaşını dolduranların alkollü içki satın alabileceklerini belirten Küçük, şöyle devam etti:

“ABD'de New York ve diğer eyaletlerde sistemle ilgili gözlemlerimiz oldu. Orada bira, benzin istasyonlarında, diğer içkiler ise Liquor Shop'larda satılıyor. İçki alacak kişi 70 yaşında da olsa mutlaka kimliği soruluyor. Bizde 70 yaşında bastonlu bir kişiye kimlik sorsan, bastonu kafana vurur. ABD'de, 21 yaşını tam doldurup, doldurmadığına da bakılıyor. Bir gün eksik olsa içki satışı yapılmıyor. Eğer hafif sarhoşluk ve çakır keyif görüntüsü veriyorsa zaten hiç içki satılmıyor.

ABD'de Liquor Shop'a 100 metre mesafede içki de içemiyorsun. Sokakta içki içiyorsun, şişeyi de maskeliyorsun. Biz de bunların hiçbiri yok. Türkiye'de 18 yaşını dolduranlara içki satışı serbest. Bakkal ve büfelerde rahatlıkla içki satılıyor. Türkiye'de 207 bin noktada içki ve sigara satışı yapılıyor. Dünyadaki birçok ülkede saat 22.00'den sonra içki satışı yasak. ABD ve Avrupa'da alkollü içkiye bizdeki kadar kolay ulaşılmıyor. ABD'de bizzat bizlere, (Türkiye'de bu işler çok kolay, siz de her şey serbest) diye söyleniyor. Hiçbir ülkede bakkal ve büfede, bizdeki gibi içki satışı yok. Hele ki sistemin çok daha sert olduğu İskandinav ülkelerindeki uygulamalar buraya getirilse, konu o zaman bambaşka boyutlarla tartışılır herhalde.

ABD, 21 yaş altı bir kişiye bile içki sattırmıyor bizim de 18 yaş altı bir kişiye dahi içki satışına taviz vermememiz gerekiyor.”

24 YAŞ TARTIŞMALARI

TAPDK Başkanı, 24 yaş tartışması konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Dünya Sağlık Örgütünün “15-24 yaş grubunu genç olarak nitelediğini” belirten Küçük, Efes Pilsen Rock Konseri, Efes Pilsen Blues Festivali gibi etkinliklerin de bu çerçeve içinde değerlendirildiğini bildirdi.

18 yaş dolduranlara alkollü içki satılabileceğini vurgulayan Küçük, yönetmelikte 24 yaşa kadar olan gençlerin reklam yönünden korunmasının amaçlandığını ifade etti. Küçük, bu konuda şu açıklamayı yaptı:

“Kır Düğünleri: Biz, kayıtlı mekanda, kayıtlı satıcı tarafından bir litre içkinin nereye gittiğini hem kurumsal görevimiz nedeniyle, hem sosyal, hem de vergi açısından takip etmek istiyoruz. Biz, bir sigaranın nereye gittiğini de takip etmek zorunda olan bir kuruluşuz. Kır düğünü konusunu ajite ediyorlar. İkram ile yönetmelikteki sunum ayrı şeyler. Biz, ticari faaliyet niteliğindeki uygulamaları düzenliyoruz.

Cumhurbaşkanlığı, Dolmabahçe, bir filmin galasında da içki ikramı yapılabilir. Kır düğünü yapılan yerde, Dolmabahçe Sarayındaki davetlerde, Cumhurbaşkanlığı Köşkünde verilen resepsiyonlarda, sinema filmi tanıtımı için yapılan galalarda, toplantı ve konferanslarda verilen kokteyllerde veya benzeri sosyal organizasyonlarda konuklara içki ikramı yapılmasıyla Yönetmelikte bahsi geçen sunum kavramını birlikte değerlendirirken dikkatli olmak lazım. Yönetmelikte sunum kavramı, daima satış ve sunum şeklinde birlikte ifade edilmiş olup, esasen satış ve sunum faaliyetiyle kastedilen, belgeli satıcının alkollü içkilerin ambalajlarını açarak, nihai tüketiciye bedeli mukabilinde satış yapmasıdır. Bu nedenle önümüze gelecek somut örneklerde, Yönetmelikteki satış ve sunum kavramına dahil olan faaliyet var mı, yok mu, değerlendirmesini Kurulumuz yapacaktır.”

İNTERNETTEN SATIŞA KONTROL ZOR

Yönetmelik ile internetten satışların da düzenlendiğini hatırlatan TAPDK Başkanı, 18 yaş altına internetten alkollü içki satışının kontrolünün hemen hemen imkansız olduğunu anlattı.

Bu nedenle, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Torba Yasa'ya konuyla ilgili bir hüküm eklediklerini kaydeden Küçük, “Örneğin, Ostim'deki bir dağıtıcıya telefonla sipariş verilecek. Kurye, içkiyi alıp Oran'daki adrese teslim için gittiğinde, kapıyı diyelim 9-10 yaşındaki bir kız çocuğu açacak. Mevzuata göre kuryenin içkiyi bu durumda teslim etmemesi gerekiyor. Ama bunu takip de çok zor. İşte bu nedenle, konuyu yasal bir çerçeveye oturtmak istedik” dedi.

“İÇKİLİ YER RUHSATINI BİZ VERMİYORUZ”

Başkan Küçük, “otoyollarda, karayollarında, deniz kenarlarında, plajlarda açık içki satılamayacak” şeklindeki değerlendirmelere de işaret ederek, karayolları ve otoyollardaki içki satışının 2003 yılında Karayolları Trafik Kanunu ile yasaklandığını belirtti.

Diğer alanlarla ilgili düzenlemelerin eski yönetmelikte de yer aldığını bildiren Küçük, “Son yönetmeliğin ardından, (Vay deniz kenarlarında, otoyollarda içki bulamayacağız) deniliyor. Bir sürü insan bunları yeni bir uygulama gibi anlatıyor. Ama bu konular, yeni düzenlenmiş hususlar değil” diye konuştu.

Alkollü içki satışına ilişkin ruhsatın da TAPDK tarafından verilmediğini kaydeden Küçük, ruhsat verme işleminin mücavir alan sınırları içinde belediyelerce, dışında ise kolluk kuvvetince gerçekleştirildiğini söyledi.

EFES PİLSEN KULÜBÜ

Mehmet Küçük, Efes Pilsen Basketbol Kulübünün isim ve amblemle ilgili başvurusu için ilgili dairelerin çalıştığını, Kurulun da bu konudaki kararı kısa sürede vereceğini bildirdi. Küçük, şöyle devam etti:

“Efes Pilsen'in 7 Ocak 2012'ye kadar süresi var ancak, Klüb iyi niyetle bize isim ve amblem değişikliği için hemen başvuruda bulundu. 6 ay içinde bu işin bitmesini istiyorlar. Biz de bu işi uzatmayacağız. İlgili daireler, yeni isim ve amblem önerilerinin alkollü içki markasını çağrıştırıp, çağrıştırmadığı konusunda ayrıntılı bir çalışma yapıyor. Çalışma biter bitmez biz de Kurul olarak acilen kararımızı vereceğiz. Burada TAPDK'nın Efes Pilsen'e isim belirlemesi ya da belli bir isme izin vermesi söz konusu değil. Biz sadece, önerilen isimlerin içki markasını çağrıştırıp çağrıştırmadığı yönünde görüş vereceğiz. İsim bulmayacağız, onlar seçimlerini kendileri yapacak.”

Küçük, yönetmelik ile duty free, münhasır alkollü içki satış yerleri, liman, hava limanı, hava meydanlarında bulunan perakende satıcılar haricinde; hacmi 20 cl ve altında ambalajlarda alkollü içki satışının yasaklandığına da dikkati çekti.

Ankara Emniyet Müdürlüğünden bu konuda çok sayıda vaka geldiğini Küçük, “Bu vakalarda, liseler hatta orta okullarda teneffüs aralarında çocukların, 2-2,5 liraya, 5 cl'lik votkayı, kanyağı kafasına diktiği belirtiliyor. Söz konusu düzenleme bu tür, olayların önüne geçmeyi amaçlıyor” dedi.
  
3 YIL ÇALIŞTIK
   
Yönetmelikle getirilen düzenlemelerin çok acite edildiğini yineleyen Küçük, düzenlemenin “ideolojik bir çalışma” olmadığını da ifade etti. 3 senedir söz konusu düzenleme üzerinde çalıştıklarını anlatan TAPDK Başkanı, şunları söyledi:

“Avrupa'da en sert yönetmelikler bile 6 ayda, 1 yılda bir revize ediliyor. AB'nin sigara konusundaki mevzuatı sürekli yenileniyor. Biz de bu düzenlemede Dünya Sağlık Örgütü'nün yanı sıra AB ve dünya örneklerinden yararlandık. Alkol tedavisi gören insan bile 18 yaş altındaki çocuğunun içki müptelası olmasını istemez. Gençleri alkol düşkünlüğünden korumak da bizim görevimiz.

Anadolu'da rakı balık muhabbetlerinde, (balık, rakısız mundar olur) derler. Balığı görünce hemen akla rakı gelir. Biz, rakı ya da diğer içkiler balığın vazgeçilmez unsuru olarak ilişkilendirilmesin istiyoruz. Tezgah altına sokma diye bir şey de yok. Yönetmelikte de hiçbir hüküm bunu öngörmüyor. Sadece, eskiden örneğin, farklı bira markaları ayrı ayrı yerlerdeydi. Yeni düzenlemede kontrol edilebilirlik açısından, alkollü içkileri tek bir alana topladık. Tek alanda, birden fazla standde satış yapılabilir dedik.”

RESTORANLARDA İÇKİ OLAYI
   
Başkan Küçük, içkili bir restoranda ailesinin yanındaki 18 yaş altı çocuk için polisin tutanak tuttuğu şeklindeki haberlere ilişkin bir soru üzerine de, bu konunun TAPDK'nın görev alanına girmediğini belirtti. Polis Selahiyetleri Kanunu uyarınca polisin, bar, pavyon, meyhane gibi içki içilen yerler ile kıraathane gibi oyun oynanan yerlere vasisi olsa bile 18 yaşın altındaki çocukların girmesini men edebileceğini vurgulayan Küçük, şöyle devam etti:

“Ancak, ülkemizde öncelikleri çok iyi koymalıyız diye düşünüyorum. Ankara'da Sakarya Caddesi ya da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki bar, pavyon, gazino ve meyhaneler ile Çiçek Pasajı gibi açıkta içkinin 18 yaş altına sunumunun yapıldığı yerlerde polis daha sıkı denetim yaparsa, 18 yaş altındaki çocuklar da oralara gidemeyecektir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.