AÇIK MEKTUP

GEZİ “F”ARKINA GELENLERE
ve
HAZİRANDA GİDENLERE
(NAZIM HİKMET - ORHAN KEMAL - İSMAİL HAKKI TONGUÇ - AHMET ARİF -KAZIM KOYUNCU)
Sizden sonra çok şey değişti ülkemizde ve dünyada…
Mesela Sovyetler birliği yok artık.
Kapitalistler işgal ettiler
ama
sırada olan
ve
sizden sonra büyüyen Çin’e karşı karıştırıyorlar ortalığı,
büyük orta doğu projesi adı altında.

America birleşik devleti dış işleri bakanı Rice; sekiz yıl önce ‘yirmi iki ülkenin sınırı ve rejimi değişecek’ demişti.
Bizimde ağzımıza büyük Osmanlı imparatorluğu hayali, balı çalarak

Mesela Azerbeycan diye bir ülke var biliyor musunuz…
Özbekistan, Tacikistan, Kırkızistan, Çeçenistan var
ve
daha bir çok devlet oluştu soğuk savaş zamanında.
Ermenistan, Gürcistan, Kürdistan var.
Avrupa’da da oluştu devletler.

Bu değişimde insan insanı yedi.
İnsan, insanlığı yedi vahşi bir yaratık gibi.
Mesela Srebeniska, Başbağlar, Karabağ, Arakan, Doğu Türkistan,
Sivas ve daha sayamayacağım katliamlar yaşandı dünyada.
Aslında hepsinin ana sebebi, sizinde bildiğiniz gibi;
Özel mülkiyet tutkusu, yani para.
Arap SON-baharı var şimdi mesela.
Suriye’de insanlar hala ölüyor ve dünyanın bir çok bölgesinde.
Sırada biz varız anadolu halkları.
Büyük orta doğunun anahtarı biz varız.
Et tırnak, akraba olan bu halklar şimdi sanki top yekun;
Reyhanlı ve Güngören bombaları
ve benzeri olan hükümet-derin güç politikalarını
ört bas etmek için oyuna gelmiyorlar artık.

Ergenekon destanı davaya dönüştü kuru yaş karışık.
Fenerli bir taraftarın ölümü Galatasaraylıları üzüyor.
Çarşı gurubu var ki
her ülkede keşke böyle taraftar gurubu olsa holiganizme karşı.
Göztepe ve Karşıyaka spor kulübü taraftarları yan yanalar kıyamet alametimi.
Kitlelerin arasında Türkiye’m bayrağının yanında
onlarca yıldır sistem tarafından ötelenen BDP bayrağı var.
Her şey “GEZİ PARKI “ için değil tabii ki.
Artık kimse kimseyi susturamıyor.
Kimsenin susması gerekmiyor.
Hiç de gerekmemişti.
Pir Sultan, Yunus, Karacaoğlan, Mevlana, Ruhi Su,
Ahmet Kaya, Aziz Nesin, Nazımca
ve daha susmayanlarımız gibi susmuyorlar.
Yeraltı ve yerüstünü, gökyüzünü bile satanlara karşı konuşuyorlar.
Hem de şiirle, Şarkı ile, Marşla konuşuyorlar.

Onlar, Köy Enstüdülerinden mezun olan öğretmenlerin torunları,
İsmail Hakkı Tonguç gibi
Onlar, Kazım Koyuncu’nun Dido Nanaları
Onlar, Orhan Kemal’in topal ve yoksul eskici çocukları
Onlar, Ahmet Arif’in Adiloş bebekleri.
Onlar, Haziranda ölmek zorun şairi Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Temmuzları
Onlar, biziz,
Siyanürlü altına isyan eden Bergamalı köylüyüz.
Kaz dağlarındaki oksijeniz. Sinop’luyuz nükleer santrali istemeyen.
Rize’de de varız Fırtına Deresi gibi temiz.
Hopa’lıyız. Kars’lıyız - Ardahan’lı Kura Nehrine sahip çıkan,
Ordu’da fındık üreten, Çukurova’da pamuk toplayanız.
Tuzla tersanelerinde öleniz. Harran’da Harvard’lıyız.
Çerkezköy – Çorlu- Kocaeli’nde ağır sanayi işçisi,
Tekirdağ’da ayranız, Ayran ayran bakmayanız bizi ayırana.
Diyarbakır zindanlarının sesiyiz karpuz gibi yürek çatlatan.
Roboski’de feryadız kaçakçı olan.
Suriye’de düşürülen F-16 pilotlarıyız, Afyon’da askeri patlama,
Dinar, Erzurum, Erzincan, Yalova, Düzce, Gölcük, Bolu, Bingöl’de
göçük altında, Hakkari’de çığ altında kalanız.
Mardin’de medeniyet buluşması, Hatay’da din kardeşiz.
Gavur İzmir, Kahraman Maraş, Gazi Antep, Şanlı Urfa’yız. Çanakkale’yiz
Meteliksiz ama nitelikliyiz.
Biz halkız Türkiye’yiz
Ne kuruşumuz nede kurşunumuz var yürekten başka…