Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları Beşiktaş’ı Bitirmek...

Beşiktaş’ı Bitirmek...

.

 Beşiktaş’ı Bitirmek İsteyen Hükümet, Gezi’nin İntikamı Peşinde...


SON derbi olan Beşiktaş - Galatasaray maçı, çok güzel başlamıştı. Ama ne olduysa son dakikalarda büyük bir kaos yaşatılarak Beşiktaş’ın rekoruna gölge düşürüldü.
Neydi o gölge?..
Tabii ki Beşiktaş taraftarının sahaya indiği iddiasıyla 6 maç cezayla çarptırılmasıydı.
Peki konu ve düşünceler bu gelişmelerin üzerine yoğunlaştırılarak, gerçeklere ulaşılarak mı karar verildi?..
Yoksa bizim haberimiz yokken hükümetin kararıyla Beşiktaş cezalandırıldı mı?..
İkinci soru akla ve mantığa daha yatkındır.
Çünkü gezi olaylarında bayrağı taşıyan Beşiktaş’ın hükümete karşı yaptığı eleştirilerin tümü anayasal haktan doğan söylemler ve gelişmelerdir. Ama ne olursa olsun bu gelişmeleri ve anayasal hakkı Beşiktaş’ın elinden almak isteyen hükümet bu sonuca o kadar sevinmiş olacak ki, hemen gardını alarak ceza üstüne ceza yiyen Beşiktaş’ı bahane ederek spor etkinlikleri üzerinde ağır cezalar getirmeye çalışıyor.
Oysa spor, siyasetten ve baskıdan uzak tutulması gereken müsabakalardır. İşin ilginç yanı biz, bunu söylerken, aynı şekilde hükümet de bunu söylüyordu. Ama nedense bunu söyledikten sonra hemen cezaları peşisıra açıklamaya başladı.
Spor Bakanı, polisiye tedbirlerden tutun, yüz taramasına kadar teknolojinin ve insan gücünün her türlüsünü statlara sokarak (güya akıllarınca) maçlara disiplin getireceklermiş.
Aslında maçları değil, sahaları dolduran ve çoğunluğu gençlerden oluşan Çarşı grubu gözetim altına alınmak isteniyor. Oysa bu düşüncenin ne kadar yanlış, ne kadar hatalarla dolu olduğunu bir bilseler, asla bu polisiye tedbirleri sıralamazlardı.
Ama bilmiyorlar.
Neyi bilmiyorlar?..
Polisiye tedbirlerle gençliğin üstüne üstüne gitmenin büyük bir hata olduğunu bilmiyorlar. Çünkü bu gençlik özgürlüğünü statlarda tatmak ve yaşamak istiyor. Ama Spor Bakanı, hatasını kabul etmek istemiyor.
O halde biz hatanın nasıl düzeltileceğini açıklayalım Spor Bakanına:
– “Sayın Spor Bakanı, ilk önce polisiye tedbirler diye tutturacağınıza, her şeyden önce (1453 Kartallarını) incelemeniz gerekmez mi?..
Bu grup hakkında ilk önce düşüncemizi açıklayalım diyoruz ve ekliyoruz: “DERBİ MAÇI ESNASINDA SAHAYA GİREN GRUP, BEŞİKTAŞ ÇARŞI GRUBUNA KARŞI OLUŞTURULMUŞ VE ADINA DA 1453 DEMİŞTİR.”
İşte bizim aklımıza gelen ilk kuşku budur. Zaten bu kuşku özgür basında telafuz edilmekte. Ama nedense iktidarı sırtında taşıyan ve taşımaktan da yorulmayan yalaka basının ne sayfalarında, ne de ekranlarında bu haber incelenmiyor.
Zaten incelenmiş olsaydı: 
1– O haberi inceleyen de...
2– Görüntülü olarak ekranlara getiren de...
3– Haberi ve yorumu köşesine taşıyan da...
4– Editörü de...
5– Hemen hepsi kapının önüne atılırdı.
Neden?..
İktidar öyle istiyor da ondan.
Tıpkı gezi olaylarını sayfalarına taşıyamayan cılız ve hain basının kalemini satması gibi...

1453’ÜN HATIRLATTIĞI TEK ŞEY, FATİH SULTAN MEHMET DEĞİL Mİ?..

Şimdi gelelim 1453’ün adına.
Bilindiği gibi 1453, İstanbul’un fethi.
Fetih kahramanı Fatih Sultan Mehmet.
Tarihsel duruşu ve ideolojisi bugünkü iktidarın siyasetini de süslediği için, 1453 grubunda AKP yanlılığı ağır basmıyor mu?..
1453 denildiğinde insanın aklına hemen bu gelmez mi?..
Gelir tabii ki.
Ayrıca...
Tekbir getirerek sağa - sola saldırmalarındaki gerekçeleri de bunu göstermiyor mu?..
Gösteriyor...
O halde...
Beşiktaş’ın Çarşı’sında bugüne kadar ne böyle bir tekbirle sağa - sola saldırma fanatikliği olmuştur...
Ne de, 1453 gibi tarihsel dokuyu bugüne taşıyarak futbol sahalarına indirecek kadar düşünceye sahip olmuştur.
Çarşı grubunun böyle bir tarzının olmadığını görmekteyiz. Hatta bunu Türk vatandaşları da görmekte ve bilmekte.
Yani, ne sahalarda tekbir getirmek...
Ne sandalyelerin havalarda uçuşmasına yeltenmek...
Ne durup dururken polise saldırmak...
Ne de takımına böylesi bir hatayla ceza üstüne ceza yemesine neden olmak...
Bugüne kadar sahalarda Beşiktaş taraftarını görmekteyiz. Asla böylesine bir fanatikliği yapmamıştır. Tamam kabul ediyoruz, takımların derbi maçları bazen taraftarları kavga edecek düzeye getirmektedir. Ama böyle sahaya inmeyi... Maçın son dakikalarında müsabakayı ağır şekilde yaralamayı... Takımını tarafsız sahaya mahkum etmeyi asla yapmamıştır. 
Yapana da engel olmuştur.
Ama ne yazık ki son derbi maçında bu engellemeyi yapamamıştır. Çünkü taraftarlık ruhunda böylesi bir hareketi düşünemedikleri için, 1453’ün kontrolünü düşünememiştir.
Ama 1453 ne yapmıştır?..
Tweet üstüne tweet atarak maçın son dakikalarında sahaya ineceklerini açık açık ihbar etmişlerdir.
Bu da demek oluyor?
1453, Çarşı grubunu köşeye sıkıştırmak için elinden geleni yapmaya çalıştığı meydana çıkıyor. 
Bakın attıkları tweetlerin satır aralarındaki tehditlere bir göz atın:
İsmail Er: Olaylardan çıktık sağ salim eve geldik inşallah...
Yakup Ük: Lan bi polise vurmadınız mı?..
İsmail Er: Abi şiddete karşıyız bir sandalye fırlattık çıktık.
Yakup Ük: Bedava maç aldılar.
İsmail Er: Beşiktaş’ın önünü sadece hakemler keser abi...
Caner Çelik: Neden indi o kadar taraftar ya sebeb?..
Ahmet Ük: Yediremediler ondan.
İsmail Er: Melo’nun kaşarlığı...
İsmail Er: Melo’yu yakalasaydım uçan tekmeyi vuracaktım. Ucuda hapis de olsa, bu oyuncu yok kardeşi kardeşe kırdırıcı i...ne...
Caner Çelik: O kadar basit olmaz kardeşim ya...
Murat Er: Bizim 1453 iyi daldı sahaya. Çarşı neye uğradığını şaşırdı. Artık biz varız :))
İsmail Er: Aynen kardeşim :))
İşte bu tehditkâr tweetlerden sonra 1453 sitesini hemen kapatıyor... “Madem yukarıdaki tweetleri atacak kadar cesurdun da, neden hemen sonra siteni kaldıracak kadar korkak duruyorsun?” demezler mi adama?..

ÇARŞI GRUBU: “ARAMIZDA BÖYLE BİR GRUP MURUP YOK. BUNLARI TANIMIYORUZ”

Çarşı’nın, “Aramızda böyle bir grup yoktur” açıklamasına yürekten katılıyoruz. Çünkü 1453 grubuna, sahada olsun, saha sonrası olsun polisin hoşgörüyle yaklaşmasına anlam veremeyen bir Çarşı grubunu görmekteyiz. 
Buradan, yani Amerika’dan bakıldığında aklımıza gelen ilk düşünce şu olmuştur: “Acaba Çarşı grubunu makamından indirerek rezil edip, gezi eylemlerine katıldığı için intikam duygusuyla yok edilmek mi isteniyor?..”
Yoksa, “İktidar partisi, 1453’ü Çarşı’ya yamayarak Beşiktaş kulübünü maddi ve manevi zarara uğratmak.. Derbi maçlarında da bundan böyle sürekli olayları bahane ederek takımlararası rekabeti kavgaya dönüştürmek mi?” gaye.

POLİS VE HÜKÜMET ŞU SORULARIMIZA NE DİYECEKLER BAKALIM!..

Hükümet, Çarşı grubunun yenilgiye uğramasını çoktan istiyordu ve emeline de kavuştu. Evet kavuştu ama kavuşamadığı ve cevaplayamadığı sorular da var. 
SORU 1: 1453 Kartalları derbi öncesi attıkları tweetlerde “Maçta göreceksiniz. Neler olacak neler. 1453 Kartalları olarak, Kuzey Kale Arkası'nda olacağız. Binlerce kişiyi göreceksiniz bizimle, şaşırmayın! BölünürSeninİçin UykularBEŞİKTAŞ...” 
Bu tweet, maç öncesi atılan tehditkar satırlardır. Madem 1453 kendine bu denli güvenerek derbi öncesi böyle tweetler atıyor da, polisimiz neden bunları önceden tespit ederek sahaya alıyor? 
Hem de statta nerede olacaklarını söyledikleri halde polis, neden bu kişilerin içeriye girmesine müsaade ediyor?..
SORU 2: Sahada olay yaratan, sandalye fırlatan bu kişilere polis neden kibar davrandı?
SORU 3: Acaba olayı yaratanlar 1453 değil de, gerçekten Çarşı grubunun bulunduğu bölüm olsaydı, polis böyle davranacak mıydı?..
Biz  söyleyelim, davranmayacaktı ve hemen biber gazına sarılacaktı.
Madem öyle, 1453 Kartalları’na polis neden biber gazı sıkmadı?..
Neden gaz bombası atmadı?..
Kısaca hükümet, Beşiktaş’ı bitirmek istiyor.
Ama yanılıyor, Beşiktaş bitmeyecek. 
Kendisini bitirmek için sahaya sürülen 1453 gibi grupların maskesini tek tek düşürecek.
Bekleyeceğiz ve hepimiz göreceğiz.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *