Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları Değişmeyen yazılar!

Değişmeyen yazılar!

.

Bazen geçmişte kalmıştır “unut gitsin” dersin ama unutamazsın. Geçmiş de olsa geçmişte kalanı ara sıra hatırlatıp tekrar etmek gerek; tıpkı şimdiki gibi, 27.10.2007 de yazdığımız eski sürümün  aynı versiyonu olup sadece hatırlatılmıştır. Ara sıra hatırlamak içinde olsa www.haberdar.com.tr adresini ziyaret edip bilgi dağarcığınızı hatırlatma moduna almanız, şahsınızın menfaati icabıdır.

Evet, "Zaman değişti" diyenler ne kadar haklı. Her yeni güne başlarken bu söze olan inancım daha da kat be kat pekişiyor. Devir değişti, dönekler kazanıyor. İnananların, inandığını savunmak hak getire. Ne demek kardeşim ideoloji! Marjinal basit bir nostalji mi? Eskiye ait güzel bir anı mı? Sanırım her ikisi de... Geçmişin anıları geleceğin hayalleri "bu gün" olduğuna göre bu günü adam gibi onurlu yaşamak gerekmez mi?

Kapıdan geçen herkesin üye olabildiği şu günümüz partileri, parti okulu veya kurslarının olmadığı herhangi bir eğitim verilmeden parti yönetmeye hazır, kendini ülkenin en iyi bilgesi sananların oldukça çok olduğu köklü bir partimiz bu günlerde Kurultay için start verdi. Kısa bir zaman sonra mahalle kongreleri de başlıyor; tabi "her şeyi en iyi ben bilirim, ben yaparım, her şeye ben layığım" diyen özellikle seçim zamanı çalışmak ter akıtmak gerektiğinde yok olan ortalarda görünmeyen bu emek hırsızı beleşçi insan tipleri bu aralar doğal olarak oldukça çoğaldılar.

2009 yerel seçimleri yaklaşırken(şimdi biz buna 2014 diyelim) bu aralar siyaset meydanına bereket ve nur yağıyor. Eskiden erdem olan siyaset, sanırım artık "getirimci" kapısı bir meslek olmaya aday, buna karşılık ‘bananecilik’, ‘vurdumduymazlık’, doğal hale geldi. Dönek dediğimiz kişiler, sürekli yükselişte; iyi de prim yapıyor. Bu gün senin yanında olan yarın senin tam tersi özellikteki kişilerin yanında olabilir; gençliğin deyimiyle kankisi, ekülüsüdür.

Dün bangır bangır başka siyasi düşünceyi savunanlar, eşi ve çocukları alenen farklı siyasi düşüncede olup, özünde kendide onlardan biri olduğu halde, ticaret yaptığı veya sosyal ilişkilerinin yoğun olduğu bir bölgede, çıkarı için bugün illaki "Şu Parti" diye "yerel veya merkezi iktidar" partisi için tepir tepir tepinip duruyor. Kendileri gibi dönek olmayanları da enayilikle suçluyorlar…

Bu tipler genelde, üye olmak için bir partiye gider. Varsayalım o an öğle tatilidir yemeğe çıkılmış ve parti kapalıdır; fakat onlar kendini tanrının bir hikmeti sanırlar. Onların zamanı ve kendileri çok önemli olduğundan hemen ilk gittiğinin tam "zıttı" başka bir partiye gider üye olurlar.

Bazıları ise bir partiye gider milletvekili olmak için forum ister. Karşılarındaki partili bunlara şaşkın şaşkın bakar, bunlar pot kırdığını anlayıp başka bir partiye gider.

Burada da görevli kişiye milletvekili olmak için nasıl müracaat edeceklerini sorarlar. Aldıkları cevap “Önce partiye üye olacaksınız sonra sık sık gelip burada çalışacak kendinizi göstereceksiniz hak ederseniz müracaat edersiniz. Seçilebilirseniz seçilirsiniz” cevabını alırlar.

Ama bizim kafadarların hemen milletvekili olmaya niyetleri olduğundan sabırsızdırlar, “En iyisi herkese kapısı açık, eşitlikten bahseden, lakayt ilişkilerin yoğun olduğu, kim kime dumduma sol bir parti olmalıdır” der.

Birilerinin de ateşlemesiyle barutu patlatıp bir sosyal demokrat partiye sığınır, her seçimde bir şeye ve de her yere aday olur. Kendilerini birilerine ispat ederken gerçek partililerin gözlerinin içine baka baka alay ederler.

Peki ideoloji! Parti aşkı nerde kaldı? Aman canım sen de ne ideolojisi ne ideali? Muhterem, milletvekili, il genel veya belediye meclis üyesi adayı olacaktır ya, önemli olan onun kazanımı.

Sen boş ver ideolojiyi, partiyi. İşgüzarlarımız herkesin görebileceği alanları seçer, oradan oraya koşturup durur ve kendini bir şeyler yapıyormuş gibi gösterir.

Devamı yarın.

Değişmeyen yazılar/2007


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *