Önceleri bu kadar var mıydı bilmiyorum ama gün geçtikçe yenilerinin eklendiğini biliyorum. Her devirde mi bu kadar oluyordu yoksa gittikçe çoğalıyor mu ona da net cevabım yok.
İktidarı gerçekten destekleyenlerden söz etmiyorum.
İşlerinin rast gitmesi için yönetime yakın duranlardan bahsediyorum. Onlar için önemli olan iktidara yakın durduğunu göstermek, isterse düşüncesi tam tersi olsun. Yeter ki işleri tıkırında gitsin, ülkede ne olup bittiği onları ilgilendirmiyor. Onları ilgilendiren tek şey para, yani tamamen duygusal…
İşe girmek için sınava girenler atama bekleye dursun, yakını olan, yandaş olan ipi göğüsler. Bütün mesele bu, işi bilen değil de işini bilenler.
Sürekli gündemde olmaya çalışan, çıkarları için kendilerini farklı gösterenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Balayında umreye gidenleri mi ararsınız, kendi evinin saraydan daha şatafatlı olduğunu söyleyenleri mi, çektirilen yuhları savunanları mı…
Tesettürle poz verirken babasının hafız olduğunu araya sıkıştıran bile var. Çocuğunu da katmış işin içine, hafız yapacakmış. Çocuklarına besmele çekmeden su bile içirmediğinden de bahsetmiş.
Vay be! Besmele bile haber olmuş.
Benim bildiğim Besmele herkesin ağzındadır ama içinden çeker. Birileri görüp duysun diye değil, Allah için çeker. Bilir ki o her şeyi görür, duyar.
Babam “imanla paranın kimde olduğu belli olmaz” derdi. Şimdi paranın kimde olduğu belli de…
Bülent Ersoy’un menajeri, Ersoy’un mirasının yarısını Diyanet Vakfı’na bağışlayacağını açıklamış. “Mirasıyla cami yaptırmak, Kuran kurslarına bağış yapmak ve yatılı Kuran kursları yaptırmak istiyor. Bunları yapacak kadar birikimi ve gayrimenkulü var” diye de eklemiş.
Ne diyelim, Para onun değil mi istediğini yapar.
Nedense, her devirde de bu tür insanların işleri yolunda gider. Birileri de çıkıp dokuz köyden kovulan, onuncu köydeki doğrucunun yanında durmaz. Muhalefete düştükleri zaman yolları onuncu köye düşer. O zaman görürler ama iktidara geldiklerinde yine görmezden gelmeye devam ederler.
Yaşamımızın her alanında karşılaşıyoruz bu tür insanlarla, kendi çıkarı için bizi harcayan dostlarımız olmadı mı?
Bugün iktidara yaranmak için birçok kişi olduğundan farklı gözüküyor ve gözükmeye de devam edecek. İktidar değişince de gelen iktidarın şeklini alacaklar, hiç utanmadan.
Parasıyla gösteriş yapanlara alışmıştık, hatta abartanlara sonradan görme denirdi. Şimdi de inancıyla gösteriş yapanlar türedi, onların abartılı gösterişini gördüğümüzde ne demeliyiz? Sonradan görme mi?
Devir imam devri…
Teknolojiyi öğreten okullara gerek yok, imam hatipleri çoğaltalım. Nasıl olsa zenginlerin ve yöneticilerin çocuklarının çoğu özel okullarda ya da yabancı okullarda okuyor. Fakirler de imam hatiplere gitsin, ülkemizde imam eksiğimiz var. İmamlar çoğaldıkça, ileri derecede gelişiyoruz. Yepyeni bir Türkiye oluyoruz.
