Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları Diktatörler meydanları sevmez!

Diktatörler meydanları sevmez!

.

Evet, diktatörler meydanları sevmezler.

Meydanlarda miting yapılır. Meydanlarda protesto yapılır. Meydanlara muhalifler hâkim olur. Meydanlardan iktidarı deviren liderler çıkar. Meydanlar halkın sesidir halkın ta kendisidir. Meydanlar.

Taksim 1 Mayıs 1977 yılında yapılan 1 Mayıs mitingini kana bulayanlar ile bu gün Gezi parkını AVM yapan zihniyet tamamen aynı zihniyettir.

Dün hakkını arayan emekçiye sıkılan kurşunlar vardı.

Bugün ise ağacı, çiçeği, yeşili koruyan insanlara gaz sıkılıyor. Kaba güç uygulanıyor. Parktan uzaklaştırmak için dövülüyor, gözaltına alınıyorlar.

***

CHP’li 12 Belediye Başkanına  “CHP’li Milletvekilleri Taksim meydanındayken siz nerdesiniz?” diye sormayı da unutmadan, CHP; tarihinde görülmediği kadar aktif bir role soyundu ve 12 Eylülden sonra ilk olarak rüştünü ispat ederek halka umut olma şansını yakaladı.

Bu arada Taksimde CHP Genel Başkan yardımcıları ve Milletvekilleri, Valinin emriyle gaz yerken; Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün aynı valinin, aynı gün kurdelesini keserek açılışını yaptığı fuarı geziyorlardı.

Peki, İl Başkanı, CHP’li ilçe başkan ve yöneticileri ilk üç gün neredeydiler?

İstanbul CHP örgütünün 39 ilçe başkanı 600 civarında yönetici, yüzlerce il genel ve belediye meclisi üyeleri ilk üç gün neredeydiler?

Mostralık olarak gönderilen daha sonra bir sakatlık sonucu maça devam edemeyen Sırrı Süreyya haricinde BDP’lilerin Taksim aşkına ne olmuştu?

Başta Gürsel Tekin olmak üzere CHP Genel Başkan Yardımcıları ve üyeleri, Taksimde Beşiktaş’ta gaz bombalarının hedefi haline gelirken ne yazık ki bazıları halen AKP ile işbirliği halindeler.

***

Dördüncü gün Kadıköy mitinginin ertelenmesi CHP açısından olsun Gezi Parkı direnişçileri açısından olsun tam isabetli bir karardı. CHP Genel Başkanının sıradan bir vatandaş gibi mitinge katılması Kemal Beyin ne kadar mütevazi olduğunun bir kez daha kanıtı olmuştu. CHP’nin hemen hemen tüm kurmay kadrosuyla orada olması bu işi ne kadar ciddiye aldığının sanki bir ispatı gibiydi.

Beşiktaş’tan yürüyen dev grubun tamamına yakını CHP saflarında yürüdü, arada bir miktar öğrencinin varlığı ise gözden kaçmadı. Öğrencilerin CHP saflarında yürümesi CHP’ye bir umut olmalı! Demek ki, gençlik CHP’de ışık görmeye başladı.

CHP İstanbul il başkanlığından gelen Taksime bayrağımızla değil yüreğimizle geliyoruz. CHP Kadıköy mitingimizi iptal ettik. Halkımızı ve örgütümüzü Beşiktaş meydanında toplanıp genel başkanımız kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde Taksim’e yürümeye davet ediyoruz” SMS’ine 1. ve 3. Bölgeden sadece 2 ilçenin uymaması diğer ilçelerin dikkatinden kaçmadı. Bu iki ilçe belliki eylemden çok kendilerini göstermenin talaşını yaşıyorlardı!

***

Öğleden önce İstiklal Caddesi; İstiklal caddesi tamamen kendiliğinden gelen genç yaşlı sade vatandaş tarafından doldurulmuştu. Anlık birliktelikler vardı. Saat 11-12 civarı 30-40 kişilik İP’li bir grup halkın en kalabalık olduğu yere geldiler. TGB yazan tek flamalarını bir o yana bir bu yana götürerek her zamanki pragmatistliğini göstererek “burada biz varız” görüntüsü vermeye çalıştılar(!) Halk onlardan uzaklaştıkça onlar halkın içine girmeyi sürdürerek başkalarının görüntüsünü kendi görüntüsü olarak vermeye fazlasıyla gayret sarf ettiler.

Milli içki Ayran;“Şerefine Tayyip şerefine” diye slogan atan onlarca grup, bira şişeleriyle alkol yasağına duyduğu tepkiyi göstermekten geri durmadı. Bu grup özellikle akşam saatlerine doğru İstiklal caddesinde yoğunlaşarak bol miktarda bira tükettiler. Sanırım bu durum alkol yasakçısı 4. Murada kapak olmuştur.

Son söz olarak; Bu ülkede Taksimin adı direnişin adı olmuştur. Taksime bulaşmak, ateşte yanmaktır. Başbakan Taksimde yenilmiştir. Yenilmez denilen Başbakan Taksimde muktedirliğinin sonuna gelmiştir. Başbakan duyarlı davranmayıp aksine geri adım atarak bu güne kadar verdiği sarsılmaz lider karizmasını bırakın çizdirmeyi toptan yerle bir etmiştir. 11 Haziran 2011 Genel seçimlerinden sonra yazdığım bir yazımda “kaçarı yok bu hükümet gidecektir, tünelin ucunda ışık görülmüştür bunların birkaç yıl kaldı” demiştik!

Evet, bu hükümet gidecek, hemde arkasından teneke çalınarak gidecektir. Türkiye sabretsin ve ne yaptığını bilsin, çok az kaldı. Siz deyin 6 ay, ben diyeyim 1 yıl(!) Ya öne çekilen bir Genel Seçim, yada istifa ederek te olsa gidecekler…

 

 

 twitter.com/HasanHinisli


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *