DİNCİLİK= BÖLÜCÜLÜKTÜR

Dogmatik düşünce doğaya aykırıdır,hayata muhaliftir.Çünkü  hayat dinamiktir,dogmatizmse sabit.Ortaçağın düşünce kalıbıdır dogmatizm.İnancın aklı baskıladığı,düşüncenin sınırlarını dinin belirlediği,sorgulamanın günah olduğu bir karanlık çağdır Ortaçağ.
Avrupa bu karanlıktan,dogmatizmin kalıplarını kırarak,özgür düşüncenin önündeki engelleri aşarak aydınlanma devrimiyle kurtuldu.Atatürk de aynı  şeyi yapmış,Türk aydınlanma devrimini başlatmış fakat tamamlayamamıştır.
Eğer Atatürk Türk aydınlanma devrimini tamamlasaydı bugün yaşadığımız ilkellikleri,gerilikleri yaşamaz,uygar uluslar gibi mutlu ve müreffeh olurduk.Bilim ve teknolojide adımız sanımız olur;aydınlarımız,yazarlarımız,üniversite öğrencilerimiz hapislerde sürünmez; okullarımız medreseye dönüştürülmek istenmez;bilim tahsil edilmesi gereken bu kurumlarda körpe dimağlara ”huu” çektirilmezdi. Harem-selamlık uygulaması yaygınlaştırılarak kadınlarımız, modern hayatın dışına itilmek istenmezdi.Bir din görevlisi çıkıp da,”kadınlarının düğünlerde oynamasına izin veren erkekler pe….venktir.” Diyemezdi.Dese bile bu hakaretinin cezasını çekerdi. Buna benzer densizlik edenler, Atatürk’ün  fotoğraflarını okul duvarlarından söküp çöpe atan hayasızlar taltif edilmez; mezhepçilik ve dincilik siyaset malzemesi yapılarak ülke bölünmenin eşiğine gelmez,getirilmezdi.
Ayakların baş olduğu güzel ülkemizde daha neler görecek,ne geriliklere tanık olarak kahrolacağız kim bilir.Bu günümüzü mumla arayacağımız kötü günlere doğru hızla yol almakta olduğumuzu,şu ilkellik en trajik biçimde gözler önüne sermiyor mu? 
 Kocaeli Belediyesi,merkezi siyaset  anlayışı doğrultusunda Karamürsel-Ereğli sahilini paravanla ayırarak denizin bir bölümünü kadınlara hasretmiş.Yani Mega kent İstanbul’un bitişiğindeki bu kentimizin Belediye Başkanı Ereğli denizini çağdaşlıktan,uygarlıktan utanmadan,kadın-erkek plajı diye ikiye ayırabilmiş ve yaptığını yöre kadınlarına,”belediyecilik hizmeti” diye sunabilmiştir.Bunu,yüzü kızarmadan yapabilmiştir.”Helal gıda” anlayışının plaja yansımasıdır bu.
Bu kafaya sahip olan Başkana,bu  ayrıştırıcı,bölücü  uygulamasından dolayı partisi,” bu ne rezalet?”dememiştir.Çünkü  merkezi ve yerel yönetim aynı yolun yolcusudur.Başkana partisi bir şey dememiş ama doğa  bu çirkinliği reddederek insanları kadın-erkek diye denizde de  ayıran bu paravanı yerle bir etmiştir. Belediye yetkililerine göre bu temizliği dalgalar değil,bunu hazmedemeyen kimi  “münafıklar”  yapmıştır.
O günler de gelecek elbet.
Yerel  yönetimiyle ve merkezi yönetimiyle güzel ülkemiz  bu zihniyetin elinde çağdışlığa doğru çekilmektedir. Okullardan “huu!”nidalarının yükseleceği,kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda öğrenim göreceği,yolcu  otobüslerinin ve lokantaların ayrılarak hayatın iki renge indirgeneceği, o renkler  dışında  başka renklerin olmayacağı  günlere doğru sürüklenmiyor muyuz?