Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER

.

“Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı” diye bir söz vardır ama bu,genel geçer bir söz değil,daha çok eski-üskü eşyanın değersizliğini anlatmak içindir.
Oysa bir şey değerini her zaman yeni oluşundan almaz. “Yeni olan güzeldir,eskiyse çirkin” denemez.Öyle ”eski”ler vardır ki yeniden daha kıymetlidir.Yani antikadır.Bu değerleri korumak,saklamak için müzeler inşa edilmiştir.
Örneğin,eski bayramların güzelliğini anlatmak için ”nerde o eski bayramlar?” diye iç çekeriz.Bu hayıflanma,yaşanmakta olan bayramların güzel olmayışına değil,tatlı anıların gerilerde kalışınadır.Zaman insanı kirlettiği için,temiz olan geçmişe duyduğumuz özlemin ifadesidir ”eski bayramlar” vurgusu.

Bu yaşta biri olarak ben de ilk kez bu bayramda özlem duydum o eski bayramlara.Şen şakrak ve özgürce kutladığımız o müstesna günlere…Çünkü ilk kez bu bayramda gördüm o eski bayramlardaki mutluluğu yine yaşamaya getirilen yasakları.Bu bayramda fark ettim geçmişimin çalınmak istendiğini.İlk kez bu bayramda gördüm karanlığa çekilmek istendiğimizi.İlk kez bu bayramda düştü içime sahip olduğumuz  en yüce değerimizi kaybetme korkusu.Daha da korkuncu,ilk kez bu bayramda geçirdim içimden,”acaba ülkem işgal mi edildi?”  diye.

Çünkü “Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayamazsınız,kutlamak için alanlarda toplanamazsınız,toplanıp da Cumhuriyete övgüler düzemezsiniz!” buyruğu ilk kez bu bayram öncesinde  yayınlanıyordu.Bu ülkede89 yıldır kutlanan  Cumhuriyet Bayramı’nın artık kutlanamayacağı,bunun yasalara aykırı olduğu ilk kez ilan ediliyordu.89 yıldır Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına mani herhangi bir yasa,yönetmelik,bir emir yokken birden yürürlükteki yasalar ilga edilip ilk kez yasaklar konuluyordu.

Bir CHP yetkilisi,”Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yasaklayan hükümet emri yok hükmündedir” dedi de milletçe şoktan kurtulduk.Ardından bir başkası,”yasak emrini yırtar atarız!” deyince Atatürk Türkiye’sinde yaşamakta olduğumuzu,kanla-irfanla kurduğumuz Cumhuriyetimizin yaşadığını ve ilelebet yaşatılacağını fark ettik.Hiçbir gücün Cumhuriyet Bayramımızı kutlamamıza engel koyamayacağını,buna  yeltense de başaramayacağını gördük.
Aslında bu noktaya biz bir anda gelmedik.Son on yıllık sinsi uygulamaların sonunda geldik bu kör noktaya.Önce Cumhuriyetin kurumları ele geçirildi;ardından yargı halledildi; en sonra da TSK.Bunlar yapılırken öyle bir psikolojik savaş yürütüldü ki ülkede,millet akla karayı,doğruyla yanlışı seçemez oldu.

Doğudan ve batıdan,yurdun dört bir yanından;Silivri’den,Hasdal’dan yükselen çığlıkları bir duyabilsek,memlekete ve millete  kurulan tuzakları kolayca göreceğiz fakat buna izin verilmiyor.Atatürk’ün deyişiyle,”satılmış matbuat” millete değil,Mütareke yıllarındaki gibi  işbirlikçilere çalışıyor.Onların sözcülüğünü yapıyor.
Nereye kadar?  
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *