Gezelim Görelim 2

.

İzmir’den Çeşme’ye doğru yola çıktığınızda eski yoldan gitmeyi yeğleyiniz. Zaman zaman trafik sıkışıklığı yaşansa da paralı yoldaki kadar kaza riski yoktur. Eğer içimizi temizleyelim diyorsanız İçmelerde mola veriniz. Birkaç gün kalıp şifalı sulardan bol, bol içebilirsiniz. Şifalı sulardan yeteri kadar içtiğinizde sakın tuvaletlerden uzak kalmayınız. Urla’nın İskele adını verdikleri plajları da çok güzeldir. Çeşme’ye doğru giderken zirveye çıktığınızda yolun solunda Manzara kahvesi vardır. Orada oturup kahvaltı yaparken veya çayınızı kahvenizi içerken aşağıdaki enfes manzarayı zevkle izlersiniz.

Çeşme’ye vardığınızda nereye gidelim diye karar vermekte zorlanırsınız. Zira Çeşme’de o kadar çok plaj var ki hepsi de ince kumlu ve görülmeye değerdir. Alaçatı’yı görmeden geri dönmeyiniz. Dönüşünüzde Karaburun’a da gidebilirsiniz. Karaburun yarım adsındaki en güzel yer Balıklıova’dır. Karaburun’a kalmak için değil görmek için gidilir.

Dönüşte Aydın yoluna saptığımızda Gümüldür yoluna giriniz. Orada da muhteşem güzelliklerle karşılaşacaksınız. Oradan Kuşadası’na geçip yola devam edersiniz. Kuşadası’ndan uzun, uzun söz etmeyi gerekli görmüyorum. Zira Kuşadası en çok tanınan turistik ilçelerden biridir. Yine de Güvercin adasını mutlaka görmelisiniz. Bodrum’a gitmek üzere Aydın yoluna dönüş yaparsınız. Ortaklar’a geldiğinizde yol kenarına sıralanmış birçok çöp kebap lokantaları göreceksiniz. Ben her geçişimde Bülentin yerini yeğlemekteyim. Çöp kebabı, ayranı ve külde pişirilmiş soğanının tadına doyamazsınız.

Yola Söke yolundan devam edersiniz. Söke’ye vardığınızdan Ulusal kahramanımız Halazari Cafer Efenin anıtını vefa borcu olarak mutlaka ziyaret ediniz.  Söke’den sonra ilk durağınız Side olmalıdır. Kumsalın ve tarihin kucaklaştığı muhteşem bir yerdir. Bodrum yoluna girdiğinizde az sonra muhteşem bir güzellikle karşılaşacaksınız. Bafa gölü. Göl kenarında bir süre dinlendikten sonra az ileride yolun solunda kalan tarihi Milet kalıntılarını gezebilirsiniz. Milas’ı geçtikten sonra görebileceğiniz güllük vardır. Kalmak için değil de görmek için sapınız. Bodrum’a vardığınızda önce kalacağınız yeri ayarlayınız.

Bodrum’da hareketlilik gece başlar. Denize girmek için Gümbet’i yeğleyiniz. Turgut Reisin doğum yeri olan Teurgutreis’i, Bala’yı gezer yanınızda dürbün varsa sahilden Yunan adalarını seyredebilirsiniz. Kent merkezinde kalan Bodrum kalesini gezerken adeta geçmişinizle kucaklaşacaksınız. Kaleyi ilk gezdiğimde gazeteci olduğum için müze müdürü benimle çok ilgilenmişti. Bakın size ne göstereceğim dedi. Ve duvarda asılı olan gemi çapasının önüne gidip sırtını döndü ve çapayı iki ucundan tutup oldukça büktü. Bu çapa aslına uygun olarak kauçuktan imal edilmiştir dedi.

Burada göreceğiniz birçok eser aslına uygun olarak imal edilmiş olan benzerleridir. Bunu yapmamızın nedeni asıllarının yabancılar tarafından yurt dışına kaçırılmış olmasıdır demişti. Merak bu ya sordum. Onca şeyi kaçırdıkları halde bu kaleyi niye kaçırmamışlar diye sorduğumda Avrupa’da bu kaleye benzer o kadar çok kale var ki bu yüzden kaçırmayı gerek görmemişlerdir dedi. Kale müdürü uzun yıllardan beri kanayan bir yaraya parmak basmıştı. Ne yazık ki tarihe ışık tutacak en güzel tarihi kalıntılarımız hep yurt dışına kaçırılmıştır.
Yarın Muğla’ya doğru yolumuza devam edeceğiz.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *