Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metrobüste Ve Trafikte Yolda Kaldı!..

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metrobüste Ve Trafikte Yolda Kaldı!..

.




YERELDE sert rüzgarlar esiyor gibi... Hemen hemen her gün farklı
söylemler... Farklı açıklamalar... Çok yönlü ifadeler... Siyasi
göndermeler... Liderlik havaları estirmeler... Yönetim ve idari açıdan
problemleri bir bir çözecek açıkoturumlar... Bütün televizyonlarda
aday adaylarının boy göstermeleri...
Ve yerelin öneminin bu kez daha iyi anlaşılması...
Bugünlerde yerel seçimlerin bu kadar önem kazanacağını kimse tahmin
edemezdi. Eskiden yerel seçimlerde halkımız hem seçileni ve hem de
üyesi olduğu partiyi gözetmezdi.
Hatta hiç kaâle bile almazdı.
Neden?..
Çünkü yereli her zaman genelden uzak tutan düşüncelere sahipti. O
dönemlerdeki seçim aritmetiği bu kadar sert ve kavgalı geçmezdi.
Kimse, kimsenin siyasi partisine küfür bile etmezdi.
Televizyonlarda açık oturumlar yapılırdı...
Adaylar tek tek ekranlara çıkar, masada otururdu...
Karşılıklı söylemlerle adayların yapacakları ve yapmak istedikleri
kendi ağızlarından bir bir açıklanırdı.
Ama bugün bakıyorsunuz, bunların hiçbiri gerçekleşmemekte.
Niçin?..
Çünkü siyaset o kadar yanlış yolda ki...
Kim birine bir şey söyleyecek olsa, hemen ona “Sen mutlaka falan
partidensin, onun için bu kadar sert konuşuyorsun” diyerek karşı
duruşlar sergilenmekte.
Oysa bugün, bu tarzların hepsi yanlış...
Neden biliyor musunuz?..
Siyasi(lerin) izledikleri yol yanlış da ondan.
Bu yanlışı yapan iktidar partisi.
İktidar kendi gücüne ve devlet desteğine güvenerek yollara çıkıyor.
Miting yapacağı alanlara gönüldaşlar bedava getiriliyor.
Hem de o bölgenin belediye imkanlarıyla.
İşte bu, yerel seçimlerin, merkezi siyaset partisince nasıl da
yönlendirildiğini gösteriyor.
Ama bu yetmiyormuş gibi, o gelenler nedense diğer partilerin miting
alanlarındaki kısıtlı imkanlarını görmezden gelerek, “Bravo partime.
Nasıl da bize sahip çıkıyor ve bizleri miting alanına nasıl da bedava
getiriyor” diyerek aklınca partisinin imkanlarını kullanmasına şapka
çıkarıyor.
Oysa, o şapkayı kendisinin değil... Aksine, partisinin ve
kurmaylarının çıkarması gerekiyor. Ama bunu anlamayan parti
gönüldaşları, hizmetin değil, hizmet etmenin birer maşası olduklarını
göremiyor.

MUHALEFETİN GÖNÜLDAŞLARI, NE YAPARSA CEBİNDEN YAPIYOR...

Halbuki bir de muhalefet partilerinin mitinglerine baksalar, konunun
ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayacaklar. Mesela başta İstanbul
olmak üzere, diğer büyük şehirlerin muhalefet meydan mitinglerini,
insanların kendi ceplerinden ödedikleri bilet paralarıyla alanları
doldurmakta.
Örneğin İstanbul’da iktidarın Zeytinburnu’nda yaptığı mitingden sonra
sıra muhalefet partisine gelince, bütün otobüsler, metrobüsler,
metrolar ve deniz ulaşımları hemen paralı hale dönüştürülüyor. Bazen
de siyaseten ulaşımlar iptal dahi ediliyor...
Neden?..
Muhalefet partisi, mitingine fazla adam toplayamasın diye. Halbuki
aynı bedavalık muhalefet partileri için de devam ettirilseydi, halkın
belediyeye bakış açısı biraz olsun değişmiş olacaktı.
Ama nerdeeeee?..
İlk başta İstanbul Belediyesi mevcut yönetiminin, şehrin isteklerine
artık cevap verebilecek durumda olmadığını anlamamız gerekiyor. Çünkü
İstanbul büyük ve dev bir metropol olduğu için, alınan kararlar;
düşünceler sarkıtılmadan ve derhal alınmalıdır.
Ama gelin görün ki İstanbul için bu böyle değildir.
Örneğin İstanbul’un ulaşımındaki aksaklıklar, büyük bir kaosa dönüşmektedir.
Hem de ne kaos...
Düşünün, metrobüsler yapıldı...
Doğru mu?..
Doğru...
Yolları açıldı...
Doğru mu?..
Doğru...
Peki belli saatlerde meydana gelen kalabalığı rahatlıkla indirip -
bindirerek trafikte seyir yapılıyor mu?..
Hayır...
Yapılmıyor...
İstanbul’un mesai saati çıkışlarında metrobüse binmek imkansızlaşıyor.
İnsanlar tıpkı Topkapı - Aksaray minibüslerini aratmayacak şekilde üst
üste yığılarak trafikte seyir haline geliyor...
Hatta getiriliyor.
Peki bunun çaresi var mı?..
Var elbette.
Özellikle işine gitmek isteyen araç sahiplerine, arabalarını
rahatlıkla park edebileceği bölgeler ve park alanları yapılmalı.
Metrobüs duraklarında 3 veya 4 otobüsün değil, 9 veya 10 otobüsün aynı
anda durağa yanaşarak vatandaşları inecekleri duraklara yetiştirmek
için almalı. İşte o zaman insanlar boş yere 10 otobüsün geleceği
zamanı beklememiş ve evine yetişmiş olur.
Ama bu yapılmıyor.
Örneğin Avcılar metrobüs durağı...
Zincirlikuyu’dan gelen 3 veya 4 metrobüs, aynı anda Avcılar son durağa
insanları boşaltmakta.
Peki o insanlar ne yapıyor?..
Yarısından çoğu Beylikdüzü durağına koşarak yer kapmaya çalışıyor.
Neden?..
Nedense inatla Avcılar’dan Beylikdüzü’ne bir tek otobüs durağa
yanaşıyor da ondan.
İnsanlar üst üste biniyor.
Kadın, çoluk - çocuk... Yaşlısı genci ve öğrencisi... Hemen hemen
bütün vatandaşlar şeker torbası gibi metrobüslere sıkışarak biniyor ve
Beylikdüzü’ne zar - zor yetişiyor.

100 DEĞİL, 200 OTOBÜS ALSAN DA BİR ŞEY ÇÖZEMEZSİN!..

İşte bu metrobüs kafasıyla işletmecilik yaparsanız, İstanbullu’dan
asla oy alamazsınız. Metrobüsü yapmak her şeyi çözümlemiyor. 100
otobüs almak da bir şeyi çözmez. İstanbul Belediyesi yetkilileri, bir
zahmet iş saatlerinde metrobüse binerek Zincirlikuyu ve Avcılar
duraklarına gelsinler de, İstanbullu’nun yaşadığı zorlukları yerinde
tespit ederek görsünler.
Öyle makam odalarında oturup, bültenlere icraatları madde madde
yerleştirmekle hizmet olmuyor. Hatta belediye dergiciliğiyle renkli
fotolar, İstanbullu’nun sıkıntılarını asla göstermiyor.
Sıkıntı, yoldadır.
Sıkıntı, duraklarda biriken halkın metrobüslere rahatlıkla binip
inecekleri adreslere ulaştırılamamasıdır.
Sıkıntı, aynı şekilde metrolarda da devam etmektedir.

BEYLİKDÜZÜ METROBÜS SON DURAĞINDAKİ HİZMET DE YANLIŞ YAPILMAKTA...

Metrobüsün Beylikdüzü son durağına gelmek için epey yol katedilmekte.
Hatta, üst geçidine gelen vatandaşlarımız, metrobüse binmek için
turnikelerden geçtikten sonra neredeyse 100 metre yürümekte.
Sebep?..
Efendim, metrobüs yığılmalara karşı ileride duruyor.
Peki ama o metrobüs bir tane olursa, o kadar yol neden yürünsün?..
Amaç ney?..
Amaç, insanlara eziyet...
Ama nedense belediye, şunu düşünmüyor:
1– Beylikdüzü’nün kışı çok sert geçer.
2– Beylikdüzü’nün insanları durağa girince o kadar yol yürümemeli.
3– Bir otobüs Beylikdüzü’nden kalkan metrobüs, Zincirlikuyu’ya direkt gitmeli.
4– Böylece Avcılar’daki yığılmalar da engellenmeli.

METROLAR İNSAN KALABALIĞINI İLK ETAPTA DOĞRU ADRESE GÖTÜRÜYOR MU?..

Metrolar ne kadar yaygınlaştırılsa da, ilk hizmet ağlarını çok yoğun
olan bölgelere yapması zorunlu hale gelmiştir. Örneğin metro
yapılırken her ne kadar metrübüslerle aynı noktaları paylaşmış olsalar
da, birbirlerine zincirleme olarak bağlanan bu trafik yoğunluğu,
maalesef iş saatleri dağılımında insanların yoğunluğunu bir türlü
hafifletememekte. Şirinevler üst geçidinin iş saatlerinde metro ve
metrobüs dağılımında nasıl tıkandığını... Saatlerce 30 metrelik bir
köprünün nasıl geçilemediğini hepimiz televizyonlardan izledik. Gerçi
bugün o köprü genişletilmiş deniyor, evet ama o kalabalığın köprü
sonrası trafikteki tıkanıklığı da izleniyor ve takip ediliyor mu?..
Hayır...
Bu çileler her gün yaşanıyor. Metrobüsü paylaşanlar, İstanbul’un
yollarını büyük sıkıntılarla katediyor. Aynı şekilde şoförlerin de
ruhsal yapılarını o günkü trafikte düşünürseniz... Seyreyleyin siz
insanların çaresizliğini ve asık suratlılığını...
Belki şimdi aday adayları ortaya çıkıp, “Metrobüs yolunun üstüne
havaray projesiyle trafiğe hizmet edersek, yoğunluğu en aza indirmiş
oluruz” diyerek planlarını tek tek ortaya atabilir.
Ama sorun bu da değil.
Yani sorun ne metro...
Ne metrobüs...
Ne tramvay...
Ne de havaray...
Sorun, nokta duraklardaki yığılmaları... İnsan kalabalıklarını... İş
saati boşalmalarında insanların bir anda duraklardan otobüslere,
tramvaylara, havaraylara ve metrolara rahatlıkla binememeleri
sorunudur.
Aday adayları İstanbul trafiğini rahatlatmak için ne yaparlarsa
yapsınlar, yol üzerinden yol yapamayacaklarına göre... Tek çare,
kalabılığın bir anda metrolara, metrobüslere, tramvaylara ve sonradan
yapılması düşünülen havaraylara fazla vagonlar ekleyerek İstanbullu’yu
bir an önce evlerine taşımaktır.
Neredeyse 15 - 20 milyona yaklaşan İstanbullu’yu 4 - 5 değil, 8 - 10
adet vagonlarla taşımanın mantığına bir an önce varmaktır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *