30 MART yerel seçimlerini yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Ama
seçimlerin üzerinden 4 - 5 gün geçtiği halde, halâ şaibeler bitmiyorsa
yerel seçim heyecanı devam ediyor demektir. Ulus olarak bu heyecanı
yaşıyoruz yaşamasına da... Nedense heyecanın yerini yine biber gazı ve
Tomalar alıveriyor.
Sanki karşısında düşman var.
Sanki “Her şey halloldu. Size de ne oluyor?” dercesine...
Sanki işsizlik kuyruğunda çıkan arbadeye benzetilerek insanlar yine
rahatsız ediliyor ve Tomalar milleti suluyordu.
Ankara’da bu stresli ortam yaşandı. Yaşandı yaşanmasına da, nedense
iktidar hemen gardını alıverdi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) önünde
biriken Ankaralılar, “Sandıklardaki sayıma inanmıyoruz. Bir daha
sayılsın” diyerek seslerini duyurabilmek için Anayasal haklarını
kullanıyordu.
Fakat o da ne... Tomalar ve polisler YSK önüne geldi.
Neymiş efendim?..
Ankaralılar yanlış yapıyormuş.
Sormak lazım, “YSK önüne gitmek... Haklı olarak ve Anayasal güvenceden
yola çıkarak seslerini duyurmak” ne zamandan beri haksızlık
oluverdi?..
Ayrıca...
İstanbul Kartal’da oyların tekrar sayılması kararının alınması için
meydana biriken halkı neden suçlamadınız?..
Biz söyleyelim: “Meydana hem CHP’liler gelmişti, hem de AKP’liler.
Eğer sadece o meydanda CHP’liler olsaydı polis çoktan Tomasıyla,
polisiyle gazını ve suyunu kullanırdı. Ama o meydanda AKP’liler de
olduğu için Toma ve biber gazları kullanılmadı.”
KILIÇDAROĞLU’NU ELEŞTİRENLER 30 GÜNLÜK MİTİNGLERİ NE ÇABUK UNUTTULAR?..
Bugün Kılıçdaroğlu acımasızca eleştirilmeye başlandı.
Gerekçe neymiş biliyor musunuz?..
Efendim “CHP, cemaatle birlikte hareket etmiş’miş ve bu yüzden de
ülkenin oylarını alamamış’mış” deniyor...
Kimisi de diyor ki, “Kılıçdaroğlu cemaate işin başındayken ‘Hayır,
cemaatle bir işimiz olmaz’ deseymiş, CHP oyları tavan yaparmış”
demekte.
Yahu bir insan kendisine veya partisine gelecek oyları “Hayır, bana oy
- moy atmayın. Sizden oy istemiyorum. Benim kemikleşmiş seçmenim var.
Onların oyu bana yeter” der mi?..
İşin saçmalığı da buradan başlıyor zaten.
Bir defa şöyle düşünülmeli:
– “Kılıçdaroğlu miting meydanlarında seçmenlerinin sayısını artırmaya
çalışırken onlara, (Aranızda cemaatten kimse varsa bana oy vermesin.
Bunu kabul etmiyorum. Hatta miting alanını da terk etsin) der mi?..”
Demez...
Ayrıca...
Cemaate oy veren insanlar da bu ülkede yaşamıyor mu?..
Yaşıyor...
Peki o insanların tümü CHP’ye oy vereceği zaman Kılıçdaroğlu cemaatle
işbirliği mi yapmış oluyor?..
Bir de şu düşünülmeli: “Tayyip Erdoğan, miting alanlarında (CHP’li
seçmenler bana oy vermesin) diyor mu?..”
Beyler politika çok farklıdır. Seçmen olarak sana farklı farklı
insanlar oy verebilir... Farklı düşünenler mutlaka olabilir... Siz bu
insanlara “Sen farklı düşünüyorsun, bana oy verme” diyebilir misin?..
Hiç böyle saçma şey olur mu?..
OY ALMAK HER POLİTİKACININ AMACIDIR, BUNDA “ŞU KİŞİ BANA OY VERSİN -
ŞU KİŞİ BANA OY VERMESİN” DEMEZ!..
Bakın, seçimlerden önce televizyon(lar)da her saat ve her dakika
konuşmalar yapılıyordu. Konferanslar veriliyor, açıklamalar
tekrarlanıyordu.
Bir gün (ismi lazım değil) bir ilden adaylığını koyan gazeteci
kardeşimiz, televizyonda aynen şunları söylemişti: “Ben adaylığımdan
umutluyum. Her gün metroyla, metrübüsle ve vapurla işe gelip
gittiğimde insanlar benim adaylığımı destekliyordu. Hatta AKP’den olan
insanlar bile benim adaylığıma sıcak bakıyor” diyordu.
Şimdi tam da burada genel olarak sormak lazım:
– “AKP’li seçmenlerin bile oyunu alacağına inandığı zaman o kişi
cemaatçi olmuyor... Ama Kılıçdaroğlu’nun politikasını beğenen cemaat
yanlıları veya AKP’liler oylarını CHP’den yana kullanınca CHP lideri
cemaatçi oluyor” öyle mi?..
Böyle saçma sapan bir açıklama olabilir mi?..
Ayrıca...
Cemaat neden CHP’ye oy verir?..
AKP ile olan zıtlaşmasından dolayı.
Ama cemaat gerçekten CHP’ye (yani Kılıçdaroğlu’na) oy verdi mi?..
Bize sorarsanız büyük çoğunluğu vermedi.
Eğer oylarını vermiş olsalardı bugün İstanbul ve Ankara açık arayla
CHP’ye geçerdi. Demek ki, durum Kılıçdaroğlu suçlamasıyla oyların
artması değil... Esas durum, Kılıçdaroğlu’nu karalamak için yapılan
politik manevralardır.
Bize “Şu anda CHP, Ankara’da seçimi kazanırsa bunda cemaatin katkısı
yok mudur?” diye soru sorulabilir. Buna cevap şu olacaktır: “Eğer
cemaat CHP’ye doğrudan destek vermiş olsaydı orada oy fazlası açık
arayla milyona ulaşırdı. Şu anda öyle bir şey yok. Sadece katkı birkaç
yüzbin olabilir. Ama gerçek katkı İttifak anlaşması yapan MHP’lilerin
CHP’ye verdiği oylar olarak düşünülmelidir.”
Durum ve vaziyet bu şekliyle ortadayken Kılıçdaroğlu’na cemaat
suçlaması yapmanın tek amacı vardır. O da, CHP’yi yıpratmaya
çalışmaktır.
Çünkü, önümüzde genel seçim var. Bugünden sonra yaklaşan genel seçim
çok hararetli ve çok politik geçecek. Bunu şimdiden görmemek saflık
olur.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
