YİNE döndük dolaştık, siyasi partilerin seçim heyecanına geldik. Ama
bu seçim heyecanı, öyle her zamanki gibi değil. Çünkü yerelde sadece
mahalli seçimlerin bu durumu bizleri heyecanlandırmıyor.
Heyecana heyecan katan asıl şeyin;
1– Demoratik parlamenter sistemin korunması...
2– Atatürk ilke ve inkılaplarının yaşanması ve yaşatılması...
3– Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması...
4– Hukuk devletinin çökmemesi...
5– Andımızın seslendirilmesi...
6– Bayrağımızın şerefinin korunması...
7– Anayasamızın ilk 3 maddesinin çıkarılmaması...
8– Askeri ve bazı devlet erkanının onuru...
9– Kürdistan kaşesinin Türkiye’de nüfuz bulmaması...
10– ...Ve PKK pisliklerinin ülke genelinde elini - kolunu sallayarak
dolaşmasına karşı çıkılması...
İşte bütün bunlar Türkiye’nin rahatsızlıklarını oluşturan en kuvvetli
nedenler. Tabii bu 10 maddelik kısaltılmış tehlikelerin ne derece
ilerleyeceği bilinemezken... Adayların ve aday adaylarının da bu
maddelere karşı olan düşünceleriyle partilerini ve görevlerini
seçmeleri bugünkü siyaseti oluşturmakta. Hatta bu olumsuz 10 maddeye
yaklaşım yapan belediye başkan aday ve aday adayları daha iyi
değerlendirmeye alınacak.
Örneğin Sarıgül...
CHP’nin en kuvvetli adayı olarak ortaya çıkarken, bunun götürüsünden
çok, getirisinin AKP’de ne gibi depremler yaratacağı siyasetin ana
maddesini oluşturmakta.
CHP bu konuda doğru adımını atmış görünmekte. Çünkü CHP’nin bugünkü
siyasetinde, eski tutucu ve sert düşünceyle yerellere hazırlanma şekli
görünmüyor. Bunun aksine CHP, “Hangi aday bana güzel bakıyorsa...
Hangi aday adayı CHP için o bölgede ses getirecekse... Önemli olanın
da bu sesin sesini kesmeyerek, bünyeye alıp daha da hareketlenmesine
ve bölgesinde hararetine devam ettirmesinden yana” tavrını koyuyor...
Tıpkı Sarıyer aday adayı Dr. Ali Cengiz Tamer’de olduğu gibi. Dr.
Tamer, bir dönem(ler) MHP’nin de bünyesine katmak istediği isimdi.
Ancak Sayın Tamer’in CHP’den yana tavır alarak Sarıyer’den aday
adaylığını açıklaması, Kılıçdaroğlu’nun elini biraz daha güçlendirmiş
oldu.
Eli güçlendi diyoruz çünkü; Dr. Tamer’in kamudaki çalışma mesaisinin,
siciline işleyen başarı dolu bir hayat grafiğini de bize göstermekte.
Bu başarılarla dolu hayatına devlet makamlarından birinde de devam
ettirmek isteyen Dr. Tamer, Sarıyer Belediyesi Başkan aday adayı
görevine soyunduğunu görmekteyiz.
Ancak bu hizmet yolunun epey ağır ve derin badirelerle dolu olduğunu
çok iyi bildiğini de görüyoruz.
Nasıl bilmesin ki!..
İlk başta Türkiye’yi bekleyen 10 maddelik tehlikenin sadece belediye
hizmetiyle yok edilemeyeceği çok iyi bilinmekte. Ama yöre halkı da,
seçilecek (hatta seçtikleri) yeni başkanın, belediyenin kapısının
yüzlerine kapatılmamasını arzu etmekte. Yapılan hizmetlerin, alınan
kararlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin duvara toslatılmadan daha da
yüceltilmesini görmek istiyor.
Eeee bunda da haklılar.
İşte burada Dr. Tamer farkı hemen öne çıkıyor.
Nasıl mı?..
Dr. Tamer’in de İstinye Devlet Hastanesi Başhekimliği görevindeyken
bile kapısının sürekli açık olduğunu tüm yöre halkı aralarında
paylaşmakta ve doğrulamakta. Biz de bunu teyit etmek için bilgi çağı
olan bilgisayarın bilgi bölümüne girdiğimizde, Dr. Tamer ile ilgili
karşımıza çıkan paylaşımların bu doğrultuda olduğunu gördük.
Elbette diğer adaylar da son sürat adaylıklarını açıklayarak yollarına
devam edecekler. Evet ama, ne olursa olsun, kim ne derse desin Dr.
Tamer’in devlet hastanesi yıllarında çalıştığı mesailerinin... Halka
olan sevgisinin... Onlardan aldığı cesaretle aday adaylığının rotasını
belirlediği; hizmet ağını başkanlıkla genişletmeyi düşündüğü gün gibi
ortada.
Ancak...
Sarıyer’in işi de pek kolay değil tabii ki.
Özellikle Sarıyer’in sorunlarını halletmek için politikaya ve belediye
başkanlığına soyunan aday adayları, Sarıyer halkına yapacakları
hizmetleri misyon edinerek çalışmalarını hızlandırırlarsa... Bölge
halkı da seçilen başkan adayının çabalarını taçlandırır.
Zaten Türk halkı hep bu düşüncelerle her yeni gelen başkanına dört
elle sarılmıyor mu?..
Elbette sarılıyor. Ama ne yazık ki:
1– Metrobüs deyip halkı minibüs zihniyetiyle üst üsten bindiren...
2– Metro deyip toplu taşımacılıkta bir adım bile ileri gitmeden sadece
durakları ileri götürmenin başarılı hizmet olduğunu düşünen...
3– Hava raydan uzaklaşıp metrobüs yığınlarını metro raylara boşaltarak
milleti patates ve şeker çuvalı düşüncesiyle taşıyan...
4– İstanbul halkını, (şehir idare etme politikasıyla) ve (merkeziyetçi
anlayışla) Ankara siyasetinin acımasız kanadına terk eden...
5– Sosyal yardımın hemen hemen sıfırlanmasına karşı hiçbir şey yapamayan...
6– Kıyıların ve ağaçların bol olduğu bölgelerdeki imarların yetkisinin
Sarıyer Belediyesi’nce kaşelenme yetkisini hak etmeye çalışan...
7– Bölgesel ve yöresel hizmette yerel seçimin ne kadar önemli olduğunu
düşünerek, Sarıyer insanının hassasiyetlerinin ve onlar için önde
gelecek sorunun ne olduğunu çok iyi bilen...
İşte bu ve buna benzer diğer eksiklikleri hayata geçirecek bir
düşünceyle başkanlığa soyunan adaylar, kendilerini çok iyi
hazırlamalılar.
Hatta hedeflerini çok iyi belirlemeliler...
Burada Dr. Tamer’in şansını, yöre halkının kendisine olan sevginin
ağır basmasında görmek mümkün. Ancak aday adayları şunu iyi bilmeliler
ki, kendileri başkan seçildikleri taktirde merkeziyetçi siyaset
anlayışını asla bölgelerinde yaşatmamalılar.
Sadece, Sarıyerli vatandaşların kendilerinden ne istediğini... Neyi
beklediklerini... Ve neyin yapılmasına ağırlık verilmesini çok iyi
bilmeliler... Çalışmalarını da buna göre yapmalılar.
Hizmette de asıl görev bu değil midir?..
Bakın bugün hepimiz esip yağıyoruz.
Kızıyoruz.
Sinirleniyoruz.
Bağırıp, çağırıyoruz.
Topbaş’a, “Yeter artık. Ankara ne derse onu yapıyorsun. Ama İstanbullu
vatandaşın senden beklediklerine kulaklarını tıkıyorsun. Mitinglerde
bile İstanbullunun otobüslerini ve toplu taşıma araçlarını AKP’ye
bedava sunuyorsun” diyerek merkeziyetçi siyasete sinirlenmiyor
muyuz?..
Elbette sinirleniyoruz.
O halde, yerel için politikaya soyunan aday ve aday adaylarımızın neyi
düşünmesi gerekiyor?
“... Her ne kadar CHP’den aday olsam da... Bölgemdeki hizmetleri
merkeziyetçi anlayışla değil... Yöresel anlayış ile vatandaşlara
hizmetimi götürmem gerekiyor”u düşünmesi gerekiyor.
İşte tam da burada Dr. Tamer’in düşüncelerindeki Sarıyer aşkı ve
Sarıyerliye hizmet aşkı kendi dilinden tek tek anlatılarak yöre
halkına yetişecektir. Hatta caddeler, sokaklar, haneler ve iş yerleri,
yaptıkları ve yapacakları projelerle her gün Sarıyerlinin
dudaklarından eksik olmayacaktır. Zaten bunlar için büyük çaba
harcadığını ve başkan olduktan sonra da bu çabanın daha da
büyüyeceğini söylemekte. Bunun bilincinde olduğunu her vesileyle
yaptığı röportajlarda okuyor ve görüyoruz.
CHP’den aday adayları elbette adil bir şekilde yarışacaklar. Ancak bu
yarışta asla birbirlerine köstek değil, destek olmaları gerektiğini...
Şanslı olanın diğerine yardımcı olarak tek yürek çalışmaları
gerektiğini düşünmeleri yegane amaçları olmalıdır.
Zaten Kılıçdaroğlu da, “Kim bölgesel ve yöresel güç ise, onun
etrafında toplanarak gücümüze güç katmalıyız” demiyor muydu?..
Evet...
Dr. Tamer’in (ve diğer aday adaylarının) politikaya atılacağı şu
günlerde, yollarının açık olmasını... Başkan seçildiğinde, (tıpkı
devlet hastanesinde olduğu gibi) kapısının herkese yine açık olacağına
inanıyoruz. Sarıyerli vatandaşların alacağı hizmeti Dr. Ali Cengiz
Tamer’de gördüklerine... Bunu, ilerleyen günlerde daha açık şekilde
anlatacağına inanıyor ve şansının bol olmasını... Tabii en çok da;
gerçekleştirmek istediği projeleri hayata geçirmesiyle Dr. Tamer
heyecanının başkanlıkla Sarıyerli halkımız tarafından
taçlandırılmasını diliyoruz.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *