Erdoğan, ne “Kıbrıs karasularında petrol ve doğalgaz arayacağım” diyen Rumlar’a, ne de Mavi Marmara’yı basıp 9 yurttaşımızı katleden İsrail’e söylediklerinin gereğini yaptı. Erdoğan’a rağmen Rum-Yahudi ortaklığı Akdeniz’de petrol aramayı sürdürdü; Mavi Marmara katilleri de ne özür diledi ne de tazminat ödedi.
Erdoğan, Mavi Marmara hezimetinden sonra Filistin’e yardım için firkateyn göndereceğini söyledi fakat bunu da yapmadı. Erdoğan’ın, Suriye savaş uçağımızı düşürdükten sonra söyledikleri de lafta kaldı.
Söz uçup gitse de zaman ölümsüzdür. Ölümsüz zaman, insanın yaptıklarını ve yapamadıklarını ortaya koyarak insanı geçmişiyle yüzleştirir. Dün söyledikleriyle bugün yaptıkları ya da yapamadıkları arasındaki çelişki Erdoğan’ın siyasi kimliğini belirliyor. Bu kimliğin kalın çizgilerini de takıye, gömlek değiştirme ve eşbaşkanlık oluşturuyor.
Erbakan’la birlikteyken milli görüşçü olan Erdoğan,Fatih Erbakan’a göre şimdi ABD’nin Ortadoğu’da tetikçiliğini yapıyor. Daha doğrusu buna heveslenip, “yapıyormuş” gibi davranıyor; yani rol yapıyor. Suriye’ye savaş açacak bir lider, ülkenin ne kadar tankı-topu varsa hepsini bir yere yığıp da onların kolayca imhasına zemin hazırlar mı?
Erdoğan,iç siyasete dönük çalışıyor. Gösteriş yapıyor. Etrafındakilerin varlığına güvenerek, ”tutmayın beni!” diyen sahte kahramanın yaptığı rolün aynısıdır bu. Çünkü o Suriye’ye asla saldıramaz. Bunun birinci nedeni, Amerika’nın henüz buna hazır olmaması, ikinci ve asıl nedeni de, İran ve Rusya’nın, Suriye’nin arkasında olmasıdır.
Türkiye doğalgaz ihtiyacının çoğunu bu iki ülkeden karşılıyor. Hatta Türkiye Rusya’ya, nükleer enerji açısından da bağımlı. Bir kriz anında bu iki ülkenin Türkiye’ye akıttıkları gazı kesmeleri Türkiye için felaket olur. Erdoğan’ın bu gerçeği görmüyor olması düşünülebilir mi? Bunu en iyi Erdoğan bilir çünkü Türkiye’yi enerjide dışa bağımlı hale getiren kendisidir.
iç-dış konjonktürü iyi değerlendiren, reel politiği fütursuzca kullanan AKP’nin Suriye’yle savaşmayacağını, savaşacakmış gibi yaparak sahte kahramanlık yaptığını dünya biliyor;görüyor da ana muhalefet göremiyor. Görebilse eğer, Erdoğan’a “yapma,etme” diyerek ona pirim yaptırır mı hiç?
Erdoğan’ın Türkiye’yi,Suriye’yle savaşa sokmak ister gibi görünmeye çalışması taktiktir. Milliyetçi duyguları okşayarak, kahramanlık duygularını köpürterek oy kazanacağını düşünen Erdoğan, bu yüzden ”ile de savaş” diyor. Acı olan, partisel çıkarı için Erdoğan’ın TSK’yi de kullanmasıdır. Orduyu, şovunun bir parçası yapmasıdır. Genel Kurmay Başkanı’nın sınırda havaya yumruk sıkması, tankların topluca sınıra yığılması başka nasıl açıklanabilir?
Acaba Genel Kurmay Başkanı, Türkiye-Suriye savaşının Türkiye’nin savaşı olmayacağını,bu savaştan Türkiye’nin kazançlı çıkmayacağını bilmiyor olabilir mi?
Milletimiz, ”Yurtta barış dünyada barış” diyen M.Kemal’in ordusunun en tepesindeki askerin bütün bunları bildiğine inanmak istiyor.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *