Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları Türk Siyasetini Anlamak İstiyorsan Pamukoğlu’nu Mutlaka Dinlemelisin!

Türk Siyasetini Anlamak İstiyorsan Pamukoğlu’nu Mutlaka Dinlemelisin!

.

BUGÜNLERDE meydana gelen skandallar, geçmiş yıllardaki skandallarla dolu olayları misliyle geride bırakacak cinsten. Hele ki TOKİ’den sorumlu olup da istifasını veren Bayraktar’ın “Ben istifa ediyorum ama Başbakan’ın da istifa etmesi gerekir” uyarısı ne kadar dikkat çekse de... Siyasetin içinde bomba etkisi dahi yapmıyor.

Evet, etki yapmıyor ama ne yazık ki yanlış yerlerde bomba etkisi yapıyor. Ne yazık ki bu etki piyasalarda yapıyor. Amerikan Doları, Euro’nun tahtına oturmak isterken, Euro daha da çıtayı yükselterek Doları kıskandırmaya devam ediyor. Peki bu arada neler oluyor?.. Türk halkı yerinde oturamıyor. “Açız” diyor... “İşsizlik bizi mahvedecek” diyor... “Asgari ücretle geçinemiyoruz” diyor... “Sendikal haklarımız elimizden alınıyor” diyor... “Özelleştirmeler bizi işsiz bırakacak” diyor... Piyasalar dalga dalga çöküyor... Halk sokaklara çıkıp, sesini duyurmaya çalışıyor...
Ama ne yazık ki bütün bu çabalara karşın ilgililer ve yöneticiler,
halkın sesine kulak bile vermiyor.

“Halkın sesine niçin kulak vermiyorsunuz?” denildiğinde de aldığınız cevap çok acayip oluyor:

– “Biz bilgiliyiz ve ne yaptığımızı sizden mi öğreneceğiz?” deniyor... Hatta, “Ben ne dersem o olur” gibisinden çıkışlarla, aslında ekonominin canına okunuyor. Ama yönetici misali kişilerin kendilerine bu çöküşü hatırlattığınızda da, anında vatan haini olunuyor. Bütün bunlar neyin eseri?.. Tabii ki ekonominin yalakalık hanesindeki mesleklerin icraatlarını bilememenin eseri... “Biz her şeyi biliyoruz, bilmeyenler bizi kıskanıyor. Türkiye’nin yükselmesini engelleyemeyecekler” gibisinden balon sözlerle piyasalar daha da batırılıyor.

Oysa ekonomiden sorumlular bir zahmet şöyle bir piyasalara... Halkın arasına girsinler de, görsünler ekonominin içler acısı halini. Eğer halka bakacak yüzleri varsa bir zahmet halk pazarlarına girsinler de, ekonominin içler acısı durumunu sebzelerin fiyat etiketlerine bakarak görsünler...

Bütün bunlar olurken, siyasi zeminde büyük skandalın üstüne giden ve “Eğer önlemler alınmazsa Türkiye dibe boylar” diyenler, hiçbir zaman haklı görünmüyor. İktidarın inadı maalesef piyasaları daha da beter yapıyor.  Her şeyi ben bilirim diyerek sürekli muhalefete abanan, hatta ve hatta neredeyse her şeyden muhalefeti sorumlu tutan bugünkü zihniyet, Türkiye’nin kaderini kötü çizmeye devam ediyor.

Sanki muhalefet iktidarda da, AKP muhalefette kalmış gibi... Bir defa ekonominin zorluklarını iyi anlamadan, dinlemeden kimseyi sorumlu tutamazsınız. Sorumlu sizsiniz. Çünkü iktidarsınız. İşinize gelince, “Bunların bir dikili ağacı yok” diyerek meydanlarda mitingler düzenleyeceksiniz... Ama bazen de, “Bundan yıllar önce ne yaptınız?” gibisinden mağdur edebiyatı ile Türk halkının kafasını karıştıracaksınız.

Öyle değil mi?..

Oysa 11 yıllık iktidarlığınızdaki en büyük hatalarınız şunlar oldu:
1– Kürt açılımı diye diye PKK’ya özgürce yol vermeniz oldu. Yani Kürt açılımı, oldu sana PKK açılımı.
2– Diyarbakır’da Şivan Perver denilen Türk düşmanıyla  yola çıkıp, tecrübeli hiçbir subaydan dahi görüş almadan 2 sanatçıyla büyük Türkiye’nin kaderini yanlışlar yaparak çizmeniz oldu.
3– Talabani’nin sinsi dostu Barzani’nin bile hayretler içinde kaldığı karşılama töreninde koskoca Türkiye devletinin, böylesine basit ve terörist bir adama bu denli kıymeti harbiyeyi sunmanız oldu.
4– Apo canisine bu kadar yüz vererek ve hatta sizden ne istediyse hepsini vererek, adeta Türk - Kürt politikasındaki olmayan savaşı olur gibi göstererek PKK’ya fazlaca özgürlüğü vermeniz oldu.
5– BDP’nin Meclis kürsüsünde bile Türklüğe ve Andı’mıza yaptığı hakaretlere dahi susarak aşırı şekilde taviz vermeniz oldu.
6– Atatürk’e olan kin ve nefreti adeta serbest bırakarak Türkiye’nin kurucusuna neredeyse, “Neden Türkiye’yi kurdun? Kim dedi sana kur diye?.. Atatürk hiçbir savaş yapmamıştır” yalanıyla yola çıkılarak Türk milletinin onurunu küçültücü ve karakterini düşürücü tertiplere müsaade etmeniz oldu.
7– Rüşvet iddiasıyla çalkalanan Türkiye’nin hassas ekonomik yapısını göz önünde bulundurmadan, bakanlarınızı ve diğerlerini derhal cezalandırmadan onları savunmanız oldu.
8– Siyasi kadrolaşmada sürekli cemaatle savaş ön plana çıkarılarak, Türk halkının gerçek isteklerinin göz ardı edilmesiyle vatanseverlerin haykırışlarına kulaklarınızı tıkamanız oldu.
9– Yeri geldiğinde Avrupa Birliği böbürlenmesiyle sürekli geçmiş siyasetçilere laflar atılarak, ama bugün Avrupa Birliği’ne kafa tutarak Türk demokrasisinin kredisini düşürmeniz oldu.
10– “Ben 70 milyonun başbakanıyım” diyerek sürekli televizyonlarda konuşurken... Aynı anda isteklerine önem vermediğiniz için yürüyüşler yapan... Miting alanlarını dolduran... Anayasal haktan yararlanarak sesini sizlere duyurmaya çalışan Türk toplumunun sesini kısmanız oldu. İşte bunların hepsi hata üstüne hata oldu.
PAMUKOĞLU’NUN DÜŞÜNCELERİ, TÜRK HALKIYLA ÖRTÜŞTÜĞÜ İÇİN RAHATSIZ OLANLAR VAR...
Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, tam da burada dik duruşunu her zaman sergileyen kıymetli komutanlarımızdan biri. Sadece askeri tecrübeyi değil... Bu tecrübeyi siyasi alanda da göstermeye çalışan kıymetli bir Türk sever. Son günlerdeki iktidar eleştirilerine dikkatle bakıldığında, konuyu nasıl da derinden algıladığını görmemek mümkün değildir.

Örneğin hükümetin kontrolünü nerede kaybettiğini tecrübeli siyasi analiziyle Türk halkına sunan Pamukoğlu, bakın bu konuda ne demişti:

– “Hükümet kontrolü kaybetti diyorlar. Kazanmadı ki kaybetsin. Hükümet taraftarlarının cemaatçilere olağanüstü bir güveni vardı ve bu güven 7 Şubat sonrası bile sarsılmadı. Daha bir ay öncesine kadar böyle bir çatışmanın olamayacağına yemin edebilirlerdi. Buna karşılık cemaatin bu saldırıya yıllardır hazırlandığı çok belli.” Bu düşüncelerini daha önceleri de ispatlayan Pamukoğlu, kurtuluşun sadece parti seçimiyle harekette değil... Aksine, çeşitli hizmetleri sunarak projelerini tek tek anlatıyordu:

a) Terör olaylarında ortaya attığı panlarıyla kurtuluşun anahtarını her vesileyle sunuyordu.
b) Sınır ötesi ile sınır içi hareketliliklerin nasıl olması gerektiğini vurguluyordu.
c) Halkın huzurunu kaçıranlara karşı her ne kadar Avrupa Birliği’ne söz verilerek suçluya yumuşak davranılmasını eleştirse de... Kanun dışı hareketlilikleri...
d) Devleti tehdit edenleri...
e) Hakın huzurunu bozanları...
f) Güvenlikle ilgili bütün unurların neler yapması gerektiğini...

Tek tek açıklayan ve projelerini sunan HEPAR Genel Başkanı, çıktığı her televizyonda ilgiyle izlenen lider oldu. Ama nedense belli çevrelerin de kendine rakip gördüğü Pamukoğlu’nu, yine de doğru bildiği yolda ilerlemeye devam ettiğini her vesileyle ve her çıktığı televizyon programlarından izlemekteyiz.

Sadece televizyon mu?..

Bilakis Pamukoğlu, sosyal medya ile de barışık olduğunu ve Türk gençliğine ulaşabilmenin zirvesini yakalayan bir kişi olduğunu da kanıtladı. HEPAR için söylenen bazı sözler, onun ciddi şekilde rakip görüldüğünü ortaya koyan en güzel nedenlerdir.
BİR PARTİNİN BAŞARILI OLMASI, EKİBİ VE KURMAYLARIYLA DEĞİL, LİDERİNİN DÜRÜSTLÜĞÜ VE SÖZÜNDE DURMASIYLA OLUR...

Mesela, “HEPAR sizce nasıl bir parti?” denildiğinde, alacağınız ilk cevap şu oluyor:
– “HEPAR ve onun Genel Başkanı çok dürüst ve çok sağlam. Ama ekibi yok.” İşte bu sorana biz de şu soruyu soruyoruz:
– “Peki şu anda iktidarda olan AKP’nin ekibi var da ne oldu?.. Cevap yok.
– “Türk siyasetinin çeşitli partilerinde görevler üstlenmiş vekiller bu partide birikti de ne oldu?..” Cevap ok.
– “Yani ANAP’tan... DYP’den... MHP’den... DP’den bu partiye giren vekiller (hem de isimleri sayılı kişiler) AKP’de oldu da ne oldu?..” Yine cevap yok.

Tecrübeliler kadrosu denilen, hatta kadrosu ve kurmayları çok tecrübeli denilen AKP iktidarının bugünkü gidişatı ekip olmasından
mı?.. Yoksa her gelene “Gel kardeşim”den mi kaynaklanıyor?.. ..Veya o çok methettiğiniz AKP’nin tecrübeli kadrosunun hataları değil mi?.. Ekonomik göstergelerin zamlarla tavan yaptığı, ama gelir olarak halka yansıyan maddi değerlerin ayaklar altına indiğini kabullenmek kurmaylarıyla ünlü AKP’nin sorumluluğunda değil mi?..” Demek oluyor ki kadrolaşmalarda önemli olan, isim yapmış kişilerin kurmaylar heyetini oluşturması değil... Önemli olanın; genel başkanın Türk halkına verdiği sözü dürüstlüğüyle... Doğru duruşuyla... İnandığı doğrultuda taviz vermeden ekibini çalıştırmasıdır. 

Bugün “Kadrolaşmayı siyasallaşmayla eş değer tutanların” durumlarını görüyoruz. Pamukoğlu’nun HEPAR’ında ise “Kadrolaşma anlayışında milliyetçilik vurgusu... Vatana hizmet ve Cumhuriyet tutkusu” yatmaktadır. Bu da görülmesi gereken önemli faktördür. Tabii anlayana. Peki halâ anlamadın mı?.. O zaman Sayın Pamukoğlu’nu iyi dinleyeceksin ki, Türkiye’nin;
Avrupa’nın ve dünyanın neresinde olduğunu daha iyi görürsün ve bilirsin.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *